6'lı masa "ortak politikalar mutabakat metnini" dün açıkladı. Kapsamlı metnin detaylı konularda kimi zaman popülist vaatlerden kimi zaman somut önerilerden oluşması üzerinde uzun süre çalışıldığını gösteriyor. Buna rağmen
"toplama" bir doküman olmaktan kurtarılamamış. Farklı ideoloji ve seçmen grupları olan partilerin uzlaşabildikleri ve her partinin öncelediği vaatleri bir araya getiren metnin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne tepkiden başka kimliği yok.
Bir örnek, "değer" kelimesi ile ilgili üç referans kaynağının aynı anda geçmesi: Toplumsal değerler, evrensel değerler ve medeniyet değerlerimiz.
İçi boş, tanımlanmamış ve bağlantılanmamış ifadeler bunlar... Metnin ruhu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uygulamalarını geri çevirme amacını yansıtıyor. Elbette bu muhalefetin "güçlendirilmiş parlamenter sisteme" geçme arzusuna uygun. Ancak söz konusu ortak politikaların hayata geçebilmesi Meclis'te anayasal çoğunluğu gerektirdiğinden, vaatlerin bir kısmı sadece parlamenter sisteme dönme niyetini beyan etmekten öte geçemiyor.
***
AK Parti iktidarının başarılı olduğu savunma, ulaşım, enerji, sağlık, sanayi, bilişim ve teknoloji alanlardaki vaatler mevcudun daha ileri götürülme iddiasında.
Enflasyonu tek haneye düşürme hedefi var, somut yöntemler açıklanmıyor. Sözgelimi bugün büyükşehirlerde öne çıkan konut ihtiyacı "dikey betonlaşma hastalığını terk etmek" ve "yatay şehirleşme" gibi ifadelerle ele alınıyor. Ayrıca, tasarruf, liyakat ve kaynak aktarımı gibi alanlarda açıklanan vaatler, yerel yönetimlerde Millet İttifakı adaylarının kazanmasından sonra unutulan popülist söylemleri hatırlatıyor.
Bu arada, metinde 6 partinin önceliklerinin yanı sıra masada yer almayan
HDP'nin pozisyonu da kısmen gözetiliyor. Kayyum uygulamasının kaldırılması ve partilerin kapatılmasının zorlaştırılması metinde var, ancak daha önceki Anayasa değişikliği metninde olduğu üzere HDP'nin radikal talepleri olan anadil ve özerklik konuları yer almıyor.
***
6'lı Masa'nın mutabakat metninin en iddiasız kısmı bence dış politika ve güvenlik alanları. AK Parti iktidarını "rasyonel değil ideolojik" motivasyonla dış politika izlemekle eleştiren metin
"taraf tutmayan" diyerek krizlerde daha pasif bir tutum izleyeceğini ima etmekte. Kıbrıs, Ege, Doğu Akdeniz'den Azerbaycan'a ve uluslararası örgütlerle ilişkilere kadar birçok alanda sadece genel ifadeler var. "AB'ye tam üyelik", "Asya vizyonu", "Türkiye-Afrika Zirveleri" zaten iktidarın çalışma gündemi.
Metindeki "ABD ile ilişkileri eşitler arası bir anlayışla kurumsal temele oturtacak" tabiri,
AK Parti döneminde Türkiye- ABD ilişkilerindeki gerilimin sebebi zaten. Mevcuda işaret eden diğer bir cümle de şu: "Rusya Federasyonu ile ilişkileri eşitler arası bir anlayışla, kurumsal düzeyde dengeli ve yapıcı diyalog ile güçlendirerek sürdüreceğiz." Dışişleri Bakanlığı bünyesinde zaten olan Diplomasi Akademisi'ni kurma vaadini de anmadan geçmeyeyim. Dahası, terörle mücadele kısmında
PKK teröründen bahsetmek yerine jenerik "terör" ile yetiniliyor.
***
"Ortak politikalar mutabakat metni" muhalefetin seçmeni koalisyonun kötü bir şey olmadığına ikna etmeye çalıştığı bir doküman. Bence muhalefet
belge bolluğu ile seçmenin odağını dağıtıyor. Ortak cumhurbaşkanı adayı da seçim beyannamesi açıklayacak. Ancak 6'lı Masa ne kadar toparlansa da ne kadar çok ortak belge hazırlasa da
benzemezlerin koalisyonu olma özelliğini aşamıyor. Ortak dokümanlar referans oluşturur elbette. Unutmayalım, 1970'lerin ve 1990'ların koalisyon hükümetlerinin de ortak programları vardı. Mesele icraata gelince binbir türlü ayrışma ve çekişme çıktı. Kıbrıs zaferi gibi nadir başarılar bile koalisyon yıktı.
Koalisyon metninin seçimden önce açıklanması, kazanılması durumunda uygulanabileceğini göstermez. Dokümanlar, yoğun bir iktidar çekişmesi yaşanmasını engelleyemez.