İstikrarsızlık dalgası ve Türkiye
Sivil denetimin hem sembolik hem de filli olarak gerçekleştiği Şûra'da FETÖ hassasiyeti yine birincil önemdeydi.
Şûra'ya başkanlık eden Başbakan Binali Yıldırım'ın açılış konuşması da ilk defa basınla paylaşıldı. Bu konuşmada Yıldırım, aynı anda 3 terör örgütü ile mücadele eden Türkiye'nin önündeki en kritik tehdidi "bölgesel istikrarsızlık" olarak niteledi: "Güney sınırlarımızdaki ülkelerde mevcut olan istikrarsızlık, otorite boşluğu ve iç savaş, terörle mücadelemizin önündeki en büyük tehdittir."
Etrafımızda "istikrarsızlık" üreten çok sayıda krizden daha bahsedebiliriz: Hizbullah dahil Şii milislerin Suriye ve Irak'taki geleceği, DEAŞ sonrası yabancı savaşçılar, Katar krizi, Mescid-i Aksa gerilimi, Suud-İran kutuplaşması ve diğerleri... Ancak "istikrarsızlık" olgusu sadece Türkiye'nin yüzleştiği meydan okuma değil. Uluslararası düzen her geçen gün "istikrarsızlık" üretecek yeni güç rekabetlerine sahne oluyor. Bunun bir dalgaya dönüştüğünü son bir yılın gündemi ile bile anlayabiliriz: Brexit, Trump'ın başkan seçilmesi, Avrupa'da yükselen popülizm, ABD-Avrupa arasında büyüyen çatlak, ABD-Kuzey Kore geriliminin sıcak savaşa dönüşme ihtimali, ABD-Rusya arasındaki "ticari savaş" vesaire...
NATO ittifakı ve AB entegrasyon süreci içinde olmak Türkiye'ye bu dalga ile boğuşmada yeterli ölçüde yardımcı olmadı. Ne mülteciler konusunda ne de terör örgütleri ile mücadelede... Hatta ABD'nin Suriye politikasının yeni yakın tehditleri (YPG gibi) ürettiği ortada. Dahası, Türkiye'ye terörle mücadelesinde destek vermeyen "Batılı dostlar" Türkiye'yi "kriz içerisinde bir ülke" olarak resmetme konusunda sorumsuz ve hatta hasmane bir dil kullanmakta. Nitekim son üç-dört yıldır Batı medyasında Türkiye'nin "otoriterleşmeye bağlı güvenlik ve demokrasi sorunları" bağlamında tartışıldığını görmekteyiz. Bugünlerde ise Almanya, ekonomik yaptırımlar üzerinden Türkiye'nin ekonomik istikrarını hedef almakta.
Güçlü siyasi liderliğe sahip Türkiye'nin krizlere dayanmada bir tecrübe geliştirdiği unutulmamalı. Ne de olsa küresel bir istikrarsızlık dalgasının daha başındayız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)