İlk yarıdaki G.Saray, Türk Telekom Stadı'nda taraftarı önünde değil de sanki hala Vodafone Park'taki derbideydi. Hücumda üretemeyen Belhanda ve Feghouli'nin yine yokları oynadığı dakikalarda Okan Buruk'un hızlı çıkan takımı G.Saray'ı iki kez cezalandırdı. 2 golde de Muslera'nın fahiş hataları şu soruyu sordurtuyor: Başakşehir maçında 5 gol yedikten sonra Tudor kaleyi neden tecrübeli Fransız eldiven Carrasso'ya birkaç haftalığına devretmedi?
Devre arasına giderken, G.Saray her hattıyla havlu atmış gibiydi. İşte taraftarın gücü burada ortaya çıkıyor. Onlar sahadaki futbolculardan çok daha fazla bu armaya ve bu formaya inanıyorlar.
Akhisar'ın 10 kişi kaldığı pozisyonda faul yoktu. Eksik rakibine karşı ikinci yarıda 2 gol bulan G.Saray'ın geri dönüşü beklenenden kolay oldu. Gomis'in kırmızı kartı planları bozdu derken Akhisar savunmasının top auta çıktı diye amatörce duraklaması G.Saray'a 3. golü getirdi.
G.Saray'da mesele Tudor değildi. Tudor kendi kendini sorun haline getirdi. Olcan Adın'ın da bu takımdan nasıl gönderildiğini G.Saraylı yöneticiler iyi bilir. Bıçak sırtı bir maçtı. Derbideki hezimetinin ardından Aslan yatsın kalksın taraftarına şükretsin.
SORUNUN CEVABI BASİT!
Bu arada Hürriyet magazin yazarı Cengiz Semercioğlu, Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde muhtemel rakiplerini artıları ve eksileriyle analiz ettiğim yazıda rakiplerin Beşiktaş'a çıkma olasılığını neye göre hesaplandığını merak etmiş ve köşesinde sormuş: "Oysa aynı torbada yer alan 7 takımın da Beşiktaş'a çıkma oranının eşit; yüzde 14.28'er olması gerekmiyor mu?" Cengiz Semercioğlu, Şampiyonlar Ligi son 16 turunda aynı ülke takımlarının birbirleriyle eşleşemediğini bilmediğinden ve araştırmadığından dolayı hesap makinesinde 100'ü 7'ye bölmüş.
Sorusunun cevabı basit: Olasılık. Örnekle anlatayım:
4 İngiliz takımı grupları lider bitirdiğinden grubunu ikinci bitiren ve Roma ile de aynı grupta olan İngiliz kulübü Chelsea'nin, PSG , Barcelona ve Beşiktaş'tan başka bir takımla eşleşme ihtimali yok. Aynı gün kendi gazetesinde de yer alan bu oranları okumayıp; amacı "Olasılık hesabı nasıl yapılır?" olmayan, rakipleri analiz ettiğim yazımı kendi ifadesiyle "dikkatle" okuması onun ne kadar sadık bir SABAH okuru olduğunun göstergesi.
Bunun için bir olasılık hesabına gerek yok.