Galatasaray'da başkanından yöneticisine, teknik direktöründen futbolcusuna kadar herkes her fırsatta Galatasaray'ı ne kadar çok sevdiğini anlatıyor. Dursun Özbek, bu armaya aşık ama üç yıl önce üyelik aidatını ödemeyi bile unutan bir kulüp üyesiyken bugün kulüp başkanı. Yöneticisi de Galatasaray'a aşık ama transfer yapamadığında suçlu faks oluyor. 5 milyona alınan Burak'tan kasaya kalan 5 milyon ama ödenen bir milyon komisyon için de "Para kazanmak için komisyon verdik" demek de bu sevdaya dahil!.. Giden teknik direktörü Galatasaray için kariyerine riske attığını söyleyip "Feda olsun" diyen ama takıma ileriye doğru tek bir adım attıramayan Mustafa Denizli...Geçici hocası Orhan Atik, sevgisini "Galatasaray'da kapının önünü bile süpürürüm" sözleriyle dile getiriyor. Doğrusunun, "Kim bu kapının önünü süpürmeyen?" olduğunun farkında bile değil. Futbolcusu da sezonda 20 maç yatıp, iki maç oynayınca ekranlarda aslında ne kadar iyi Galatasaraylı olduğunu anlatıyor. Çalışanı da kulüp adına proje üretmek, gelir kaynağı yaratmak yerine sosyal medyada ne kadar iyi Galatasaraylı olduğunu anlatıyor. Peki kim onların ne kadar Galatasaraylı olduklarını merak ediyor ki. Profesyonel futbol bu... Siz işinizi yapacaksınız, sevmek taraftarın işi. Siz işinizi yaptığınızda sevinmek de taraftarın hakkı. Sizin beraberliğiniz dün Ankara'da sadece tabelada. İşte tam da bu yüzden hep üzüyorsunuz...