KIBRIS Türk Cumhuriyeti'nin varlığının 50'inci yılı için (20 Temmuz 2024) görkemli törenlerle hazırlıklar sürüyor. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve parti liderlerimizin katılacağı 50 yıl törenleriyle dünyaya derin mesajlar verilecek. Gelecek yılların KIBRIS TÜRK DEVLETİ törenleri için de start verilmiş olacak.
Helal olsun KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve KKTC Hükümeti'ne.
KKTC Parlamentosu önceki hafta, "Sözde Arz-ı Mevud (Vadedilmiş topraklar) hayali kuranlara, DERİN BÜYÜK İSRAİL PLANLARI KURGULAYAN ABD-AVRUPA-İSRAİL'E GEÇİT YOK" HÜKMÜNDE KARAR ALDI. Kıbrıs Türk topraklarında siyonistlerin, İsrail'in farklı şahısları kullanarak ev ve arsa toplaması karşısında Tehlikeyi gören KKTC yönetimi, Arz-ı Mevud peşinde koşanların işgal riskine karşı satışları düzenledi. KKTC'de son 1 yılda, yoğunlukla İsrail vatandaşlarına satılan binlerce arsa ve konut, çeşitli tartışmalara sebep olmuştu.
Bunun üzerine KKTC hükümeti yabancıya mülk satışında kuralları değiştirdi.
ARZ-I MEVUD NERESİ?
Güney sınırı: "Tsin Çölü'nden Edom boyunca olacak ve cenup sınırınız şarka doğru Tuz Denizi'nin ucundan olacak ve sınırınız Akrabbim yokuşundan cenuba doğru dolaşacak ve Tsin'e geçecek ve onun uçları Kadeş-Barnea'nın cenubunda olacaklar ve Hatsar-Addar'a çıkacak ve Atsmon'a geçecek ve sınır Atsmon'dan Mısır vadisine kadar dolaşacak ve onun uçları deniz yanında olacaktır" (Sayılar, 34/3-5; Tesniye, 15/2-4).
Buradaki Tsin çölü Kadeş'in kuzeydoğusunda yer almakta ve arz-ı mev'ûdun güney sınırını teşkil etmektedir. Tuz denizi bugünkü Ölüdeniz'dir.
Akrabbim yokuşu Ölüdeniz'in güneyinde, bugünkü Nakb es-Safâ, Hatsar-Addar Kadeş- Barnea'nın kuzeybatısındaki Vâdilkudeyrât, Atsmon da Vâdilkudeyrât'ın batısındaki yerdir. Mısır vadisi ise, Gazze'nin güneybatısından Akdeniz'e açılan Vâdilarîş'tir.
Arz-ı mev'ûdun güney sınırını belirten bu ifade, Ruhban metnine aittir ve Negev'in büyük bir kısmını arz-ı mev'ûda katmaktadır.
Batı sınırı: "Büyük deniz ve onun kıyısı olacaktır" (Sayılar, 34/6; Yeşu, 1/4).
"Garp denizi"de (Tesniye, 11/24) denilen bu deniz Akdeniz'dir.
Kuzey sınırı: "Büyük denizden Hor dağına kadar kendinize işaret koyacaksınız.
Hor dağından Hamat'a girilecek yere kadar işaret koyacaksınız ve sınırın uçları Tsedâd'da olacak ve sınır Zifron'a çıkacak ve onun uçları Hatsar-Enan'da olacaktır" (Sayılar, 34/7- 9). Arz-ı mev'ûdun kuzey sınırı, Ahd-i Atîk'in diğer yerlerinde Lübnan olarak belirtilmektedir (Tesniye, 11/24; Yeşu, 1/4). Söz konusu Hor dağının Güney Anadolu'daki Toros dağları olduğu da ileri sürülmüştür (Ancien Testament, s. 326); fakat genel kanaat, bunun Lübnan dağı (Cebelilübnan) olduğu yönündedir. Esasen Ahd-i Atîk'in hiçbir yerinde arz-ı mev'ûdun kuzey sınırı Lübnan bölgesini aşmamaktadır..
Doğu sınırı: "Ve şark sınırınız için Hatsar- Enan'dan Şefam'a kadar işaret koyacaksınız ve sınır Şefam'dan Ain'in şark tarafında Ribla'ya inecek ve şarka doğru Kinneret denizinin yanına dokunacaktır ve sınır Erden'e inecek ve uçları Tuz denizi yanında olacaktır" (Sayılar, 34/10-12). Kinneret denizi Taberiye gölüdür. Ahd-i Atîk'te doğu sınırı "büyük ırmak, Fırat ırmağı" olarak da gösterildiği halde (Tekvîn, 15/18; Tesniye, 11/24;
Yeşu, 1/4), Sayılar, 34/10- 12'de Rab Yahova tarafından Hz. Mûsâ'ya çizilen doğu sınırı Taberiye ve Lut göllerinin doğu tarafındaki bölgeyle sınırlı kalmaktadır.
Doğu sınırının Fırat'a kadar uzatılması ideal ölçülere göredir ve yahudi tarihinde hiç gerçekleşmemiştir.
İsrail tarihinin en parlak dönemi Hz. Süleyman devri olmasına, Hz. Süleyman'ın "Irmaktan Filistîler diyarına ve Mısır sınırına kadar bütün ülkeler üzerinde saltanat sürdüğü" (I. Krallar, 4/21) belirtilmesine rağmen krallığın doğu sınırı asla Fırat'a varmamıştır.
Son yıllarda, KKTC vatandaşı olan İsrail ya da başka ülkelerden Yahudiler'in adada çok ciddi sayıda mülk sahibi olduğu belirlendi.
Toprak alanların içinde, Rusya, Ukrayna, İngiltere, Almanya pasaportu ile mülk satın alan binlerce de Yahudi tartışmaları artmıştı.
KKTC'de faaliyet gösteren 3 büyük inşaat şirketinin sahipleri KKTC vatandaşlığı almış Yahudiler'di. Asıl büyük toplu alımları da bunların yaptığı göze batıyordu.
Lapta-Alsancak-Çatalköy- Ilgaz- Gaziveren, Girne'den doğuya Dikkarpaz'a kadar satın alınan arazilerde Yahudiler'e ait siteler yükseliyordu. Karpaz Yarımadası'nın güney sahillerine doğru yönelme gözlenmişti. İsrail ve tüm dünyadan Yahudiler'in Kıbrıs adasına olan ilgisinin öyle sıradan ve kendiliğinden gelişen bir ilgi olmadığı çok açıktı. Gerçek şu idi: Çünkü, Kıbrıs adası Yahudiler'in "Arzı Mevud" toprakları içinde yer alıyor.
KKTC Cumhuriyet Meclisi'nde kabul edilen yasa ile yabancıların yatırım amaçlı arazi alımı konusunda değişikliğe gidildi. Daha önce 3 milyon euro yatırımla 60 dönüm arazi alabilen yabancılar için arazi genişliği aynı kalırken yatırım miktarı 20 milyon Euro'ya çıkarıldı.
Daha önce şart koşulan 3 milyon Euro'luk yatırımın niteliğine bakılmazken, yeni kanundaki 20 milyon Euro'luk yatırımın içinde sanayi, eğitim veya sağlık alanında olması mecburiyeti getirilerek iki yıl içinde bu yatırımları yapmadığı tespit edilenlerin ellerinden arazilerin alınacağı yer aldı..
SONUÇ: Evet. İsrail bayrağındaki çizgilerden biri Nil Nehrini, diğeri ise Fırat'ı sembolize eder... Musevi inancına göre 6 köşeli yıldız; Siyonizmin ( İsrail Devleti'nin) finansal kurucusu olan Rothschild ailesi tarafından lanse edilmiştir.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan (Türk Devlet aklı), Türkiye'nin güvenlik şeridini sınırlar ötesinde kurdurarak, gelecek 10 yıllarda ülkemize yönelecek muhtemel tehditleri önleyecek bariyerleri oluşturuyor.
Bu bağlamda, İran'dan Kuzey Irak- Kuzey Suriye-Akdeniz'e kadar kendi savunma kalkanımız (BEKA HATTI) tahkim ediliyor. Sözde vaat edilmiş topraklar düşüncesiyle Nil'den Fırat'a kadar (Türkiye) ve Kuzey Irak üzerinde hegemonik düşüncelerle Dicle'ye kadar olan hinterlanda Cumhurbaşkanımız Erdoğan- Türkiye, kalkan atmış durumda. İsrail'in Fırat ve Dicle'den Nil'e uzanan sözde Arzı Mevud'una Türkiye zincir vuruyor...