BİR tarafta verdiği sözleri tutan, ekonomik krizlerden ABD ve Avrupa'dan daha az etkilenen ve 6 Şubat asrın felaketinin yaralarını bile hızla saran Başkan Erdoğan ve AK Parti, diğer tarafta sadece rant belediyeciliği için 3'e bölünen bir CHP... Başkan Erdoğan, dün Hatay'da yaklaşık 10 ay içinde temeli atılıp bitirilen evleri teslim etti. İnanılmaz ama gerçek.
BÜYÜK ÜLKE olduğumuzu bir kez daha gururla gördüm. Gelelim CHP'ye... CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve yeni Genel Başkanı Özgür Özel önceki hafta (22 Ocak) bir akşam yemeğinde buluştu. Günler sonra bu toplantıdan inanılmaz bir sızıntı yaşandı. Muhalefete yakınlığıyla bilinen gazeteci Enver Aysever, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ederek "Genel başkanım beni bu adamdan (Ekrem İmamoğlu) kurtarın" dediğini iddia etti. Aysever aynı zamanda "İsterse bunu yalanlasınlar, ispatlarım" açıklamasında bulundu.
Zaman, mekan ve liderler değişse de CHP'de aynı kodlar, aynı bakış açıları üzerinden sıkıntılar sürüyor.
CHP'de kimsenin maalesef ki vatandaşa hizmet gibi bir düşüncesi yok.
CHP tepelerinde KUPON BELEDİYELER olan Çankaya, Bakırköy, Şişli ve Kadıköy'de müthiş bir cephe savaşı var. CHP MYK ve Parti Meclisi'de yaptığı toplantıda Ekremciler ile Özelciler birbirine girdi. Sadece bu belediyeler için değil. Esenyurt ve Adalar konusu da var. CHP ile HDP-DEM arasında yapılan pazarlıklar sürdüğünden bu da haftaya kaldı. Ekrem İmamoğlu'nun adamı olarak genel başkan yardımcısı Gül Çiftçi, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adamı olarak Alper Taşdelen, Özgür Özel'in adamı olarak aynı zamanda avukatı olan Hüseyin Can Güner. Hepsi de Çankaya planı yapıyor. Kimse geri adım atmıyor.
Şimdi gelelim Özgür Özel'in Kılıçdaroğlu'ndan talebine.
Aslında Özel de Kılıçdaroğlu da Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'da kaybedeceğini biliyor. İmamoğlu da biliyor. Hatta İmamoğlu'nun yakınlarındaki bir konuşmayı detaylandırayım. Birkaç gün önce tam tarihi vermeme gerek yok.
İmamoğlu, o özel plakalı siyah minibüsü ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden korumalarıyla geçmeye çalışırken, trafikte kaldı.
45 dakikada köprüyü geçtiğinde, trafik sıkışıklığının nedenini görünce hiç şaşırmadı. Bakımları yapılmayan körüklü bir İETT otobüsü bozulmuştu. İmamoğlu da yanındakilere, "Bu otobüs bizi de engelledi" dedi. Minibüstekilerin isimlerini vermeme gerek yok. O kişilerden biri, "Başkanım maalesef her yer böyle" diye cevap verince, İstanbul seçimleri aklına geldi. Tabii ki İmamoğlu'nun İstanbul seçimleri aklına Ankara'dan sonra geliyor.
Tek hedefi CHP Genel Başkanlığı.
Ancak o şunu unutuyor. İstanbul'u kaybedersen, Kılıçdaroğlu ile Özel sana CHP Başkanlığı'nı yedirir mi?
Sayın İmamoğlu, etrafınızdakiler dahi sizin çalışmadığınızı biliyor.
Hatta geçen hafta yine tatil planı yaptınız, sizi zor vazgeçirdiler. Hatta size söylemeye çekindikleri bir konu daha vardı. Neyse onlar söylemezse buradan size anlatırız. İstanbul'u bitirdiniz, CHP'yi de bitirmek için adımlar atıyorsunuz. Yolunuz açık olsun. Ancak İstanbul'da yolunuzun sizin sayenizde açık olma ihtimali yok.
SONUÇ: CHP, asıl 1 Nisan'dan sonra karışacak. Şaka değil gerçek.
Kılıçdaroğlu, Özel ve İmamoğlu'nun hedefi 1 Nisan. 3'ü de aslında yerel seçimlerle ilgileniyormuş gibi yapıyor. Gösterdikleri veya göstermeye çalıştıkları adayların tamamı kendi çıkarları için düşünülmüş isimler.