14-28 Mayıs seçimlerindeki hezimetten hemen sonra Kemal Kılıçdaroğlu ALTILI'sının hazin durumu Aziz Milletimiz'in, "İyi ki kazanamamışlar. Hükümet kurmayı beceremezlerdi, Türkiye'yi batırırlarda" değerlendirmeleri ile karşılanmıştı.
Gerçekten de CHP'li bazı dostlarımla konuştuğumda da benzer yorumlar yapılıyordu.
Terör örgütü PKK'nın siyasi kolu HDP'nin ortağı olduğu Millet İttifakı, cumhurbaşkanı adayı olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu seçmişti. Bu MASA'da aslında tam olarak kabul görüyordu. Ancak Kılıçdaroğlu bu konuda çok ısrarlıydı.
Kılıçdaroğlu adaylığını ilan edebilmek için ittifakın küçük ortaklarına vekillikler dağıtmaya başladı. Hem de yavru partiler istediklerinden daha çok milletvekili teklifiyle karşılaşmıştı.
O NEDENLE Kılıçdaroğlu'nun adaylığına cılız isyanlarda bulunuyorlardı.
Ancak bugünlerde Kılıçdaroğlu ALTILI'sı birbirini yemekte sınır tanımıyor.
Dağılmaları bir tarafa, hergün birbirlerine laf çakmaktan, dil uzatmaktan, içlerine attıkları ÖFKELERİ göstermekten geri durmuyorlar.
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Bilge Yılmaz, CHP'ye, "Kılıçdaroğlu'nun adaylığına engel olamadığımız için milletimizden özür diliyorum" diyor. Bu aslında anlayana büyük bir hakaret.
Ahmet Davutoğlu, "CHP listelerinden seçime girmemiz hataydı.
Bu durum benim son tercihimdi.
Muhafazakar seçmenler CHP'ye oy vermez dedim. 10 milletvekili ile büyük bir fedakârlık yaptım" dedi.
Ali Babacan, "Deva'ya saldırdılar.
'CHP bunları niye taşıdı, CHP bunlarla niye beraber oldu, niye bu kadar milletvekili verdi' dediler.
Bu sesi çok çıkanlara soruyorum:
CHP'nin kendi başına bugün herhangi bir seçime girip Türkiye genelinde, Türkiye'nin tümü için kazanması mümkün mü? AK Parti'ye oy veren seçmen şu anda 'Allah bizi korumuş' diyor. 'Demek ki o zihniyet duruyor" dedi.
Peki, Meral Akşener 26 Ağustos'ta ne yapacak?
İyi Parti, CHP'ye vuracak ama pazarlık için açık kapı bırakacak.
Seçimlerden sonra ittifak kararını yeniden gözden geçirmeye hazırlanan İYİ Parti'nin İmamoğlu'na ve Mansur Yavaş'a destek verip vermeyeceği CHP'de merak konusu.
İP'ten sızan bilgilere göre, Meral Hanım, "Ankara, İstanbul ve İzmir'i konuşmayın. Bana bırakın" talimatı vermiş.
Yani, üç büyükşehir üzerinden pazarlık kapısını açık tutacak.
Ekrem ve Özgür'cüler de panikte… İstanbul'da son olarak yapılan 10 ilçe başkanlığının 7'sini Kemalciler, 3'ünü Ekremciler önde bitirdi.
Daha önce de yapılmış, 23 ilçenin 15'ini Kemalciler, 7'sini Ekremciler kazanmıştı. İmamoğlu tarafında büyük bir sıkıntı yaşanıyor. BOĞAZİÇİ BARONLARI, onu destekliyor. Ancak o bir türlü kendisinden beklenen hamleyi yapamıyor. Neden? Aslında İmamoğlu CESARETİ olmayan bir lider profili çiziyor. O İstanbul'la yetinmeyi düşünüyor. Hiçbir çaba harcamadan her önerinin ona ALTIN TEPSİ ile sunulmasını istiyor. Siyasette böyle bir durum yok. Çalışacaksın, çabalayacaksın, İstanbul'da iş yapacaksın. Ancak o reklamı tercih ediyor. Yapılmayanı YAPMIŞ gibi göstermeyi tercih ediyor. Özgür Özel'de de durum farklı değil. İlçe kongreleri sonunda 10 Eylül'de Genel Başkan olmayı düşünen Özgür Özel, Manisa'da ilçe kongrelerinde kaybetti. Yani ikisi de haşat oldu…
SONUÇ: Kemal Kılıçdaroğlu ALTILI'sı ve Ekrem/Özgürcüler, binmişler bir alamete, gidiyorlar kıyamete. AMAN KİMSE DUYMASIN. "KILIÇDAROĞLU ALTILI"SI isimli gemi mallarını paylaşanlar ortalıkta dolaşıyor.