KEMAL Kılıçdaroğlu'nun liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi'nin neresinden bakarsanız bakın, iç siyasette olduğu gibi tarihsel çizgisinden dış politika ayağına kadar her noktada büyük bir kopuş yaşadığını görüyoruz.
Başkan Tayyip Erdoğan- Türkiye'nin son 5 yılda gerçekleştirdiği jeopolitik hamleleri anlamaktan uzaklar.
Nitekim yeni dünya kuruluşu sürecinde yakın coğrafyamızda çok hassas gelişmeler olurken özellikle de Rusya ile Ukrayna arasındaki kara savaşı Karadeniz güvenliğini giderek daha çok etkiler duruma gelirken Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin yanlış dış politika okumaları gözden kaçmıyor. Görenleri duyanları şok içinde bırakıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu-CHP, sratejisi olmayan bir taktik, politikası olmayan bir strateji uygulamaya çalışıyor.
Nihayetinde CHP iç siyasette olduğu gibi dış politika konularında da bir savrulma yaşıyor.
Peki CHP'nin dış politika ayağındaki sakatlıklar, Atatürk'ün kurduğu partinin antiemperyalist karakterinden kopuş ve tutarsızlıklar neden söz konusu?
Uzun yıllardır iktidar olamayan CHP ve göreve geldiği 2010 yılından bu yana 13'üncü kez hezimete uğrayan Kemal Kılıçdaroğlu'nda, dış politika ayağında devlet pratiği yok.
Başkan Erdoğan'ın dünyaya 360 derece bakan dış politika vizyonunu, Türkiye'nin gerçekleştirdiği jeopolitik hamleleri anlamaktan uzaklar.
Bir diğer sakatlıkları, Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi dar bakışlarla dikkati çekerken CHP'nin dışişlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'na getirdiği isimler de skandallara imza atmaktan gocunmuyorlar.
Genel seçimlerden önce İngiliz hayranlığı içindeki eski büyükelçi Ünal Çeviköz vardı.
Mavi Vatan, Azerbaycan, Libya, Suriye ve Rusya ile ilişkiler konusunda Batı hayranlığı, Bağımsız Türkiye karşıtlığı, emperyalist ülkelere yakınlığı aziz milletimizin her zaman tepkisiyle karşılanıyordu. 14-28 Mayıs sonrası İngiliz hayranı Çeviköz'ün yerine Kemal Kılıçdaroğlu Amerika eski Büyükelçisi Namık Tan'ı getirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Rusya'ya yönelik yanlış dış politika dengelerine aykırı, olumsuz çıkışlarının etkisi sürerken Namık Tan da verdiği ilk demecinde BATI HAYRANLIĞINI sergiledi. CHP'nin Dış Politika ayağı Eski Amerika Büyükelçisi, göründüğü kadar Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibi Türkiye'nin bulunduğu küresel liderlik durumundan rahatsız!
SONUÇ: CHP'nin eski dış politika ayağı Ünal Çeviköz, Batı hayranlığında sınır tanımazken, yerine gelen eski büyükelçi Namık Tan da aynı yolda yürüyeceğini gösteriyor.
Derin ve oldukça anlamlı bır atasozümüz var.
AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE.
Yani Cumhuriyet Halk Partisi'nde zihniyet aynı.
Adam değiştirmekle bu işler olmuyor.
CHP'nın Dış Polıtıka ayağındakı sakatlıkları,dünyayı okuyamamayı daha çok yazarız.
CHP'nin, Bağımsız Türkiye yürüyüşüne ters hareketleriyle ilgili soruları çoğaltmak mümkün.
Ancak en önemli 2 soru şu:
1) CHP'nin bir dış politikası vizyonu var mı?
2) Kemal Kılıçdaroğlu neden Amerika, İngiltere, Avrupa hayranı büyükelçileri göreve getiriyor.
Partisinde Atatürkçü, antiemperyalist, milliyetçi dünyaya daha yerli ve milli açıdan bakacak bir isim yok mu?