YAKIN tarihimizden ders alınmasında büyük yarar var. Çünkü TARİH TEKRAR EDER. Atatürk'ün vefatından bir gün sonra Cumhurbaşkanı seçilen İsmet Paşa'yı aradan daha bir ay geçmeden 26 Kasım 1938'de toplanan CHP grubu, "CHP'nin DEĞİŞMEZ Genel Başkanı ve MİLLİ ŞEF" olarak ilân etti. 1950 yılında Rahmetli Adnan Menderes'in seçimleri kazanması üzerine Cumhurbaşkanlığından düştü.10 yıl sonra 27 Mayıs darbesiyle Menderes'in devrilmesinde İsmet İnönü'nün rolü çok konuşuldu. Darbe sonrası yapılan seçimlerden sonra da İnönü tekrar Başbakanlığı elde etti. Bu gelişmeler ışığında,1961 sonrasında İsmet İnönü'nün politikacılığı hakkında halkımız arasında, "İsmet Paşa'nın kafasında 40 tilki dolaşır, 40'ının da kuyrukları birbirine değmez" sözleri yayılmıştı. Bu sözler hep İnönü'nün zekasını yüceltmek için kullanılırdı. İnönü için söylenen "tilki kurnazlığı" unvanı ilânihâye sürüp gitmedi; İsmet Paşa, 7 MAYIS 1972'de toplanan CHP Olağanüstü Kurultayı'nda, kendisine rakip olarak parti başkanlığına aday olan eski genel sekreteri BÜLENT ECEVİT'e yenik düştü. Böylelikle, onun "Değişmez Genel Başkan"lığı da berhava edilmiş oldu. Hem öyle bir berhava ki, o günkü KURULTAY konuşmasında, İsmet Paşa, "Ya ben, ya Bülent" demesine rağmen, Ecevit'in aldığı 709 oya karşılık, ancak 498 delege oyu alabildi. Bu feci mağlubiyetten bir gün sonra ise, İsmet Paşa, 33 yıldır kesintisiz Genel Başkanı olduğu CHP'den İSTİFA EDEREK terk-i siyaset eyledi.
Bugün bakıyorum. BAŞKAN TAYYİP ERDOĞAN karşısında seçimlerde 13 defa hezimete uğrayan, istifa baskısı artmışken, koltuğa yapışmış Kemal Kılıçdaroğlu kendisini kurtarmak için harekete geçti. Adamlarını göstermelik tasfiye etmekle, yeni listelerle, kurultay taktikleriyle GENEL BAŞKANLIĞI SÜRDÜRME SEVDASINDA. Cumhuriyet Halk Partisi'nde yeni Merkez Yönetim Kurulu belli oldu. Partide 'değişim' isteyen Ekrem İmamoğlu'nun istekleri karşılanmazken, Kılıçdaroğlu MYK'yı tam kontrol altına aldı. Yeni MYK'da, parti içindeki 10 Aralık hareketinin lideri Oğuz Kaan Salıcı'nın olmaması dikkat çekti.
Yeni MYK'da CHP'de etkili hale gelen 10 Aralık Hareketi'nin genel başkan adayı olarak da gösterilen lideri Oğuz Kaan Salıcı yer almadı. MYK'da 10 Aralıkçılarla beraber hareket eden Canan Kaftancıoğlu'na yakınlığıyla bilinen Zeynel Emre, Hukuk ve Seçim İşleri'nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görevlendirildi. Ancak Emre için 10 Aralıkçılar, Gökhan Günaydın'ın görevlendirildiği TBMM Grup Başkanvekilliği'ni istiyordu. Zeynel Emre'nin adı, Canan Kaftancıoğlu'dan sonra İstanbul İl Başkanlığı için de geçiyordu. Buna göre İmamoğlu, kendisine yakın CHP'lilerden Gökhan Günaydın'ın MYK'ya girmesini istiyordu.
Ancak Günaydın, CHP TBMM Grup Başkanvekili yapıldı. Yine İmamoğlu'nun Turan Aydoğan ve Özgür Karabat'ın CHP TBMM Grup Başkanvekili yapılmasını istediği, ancak bu talebi de reddedildi.
Kulislerde, yeni MYK'nın ağırlıklı olarak Kılıçdaroğlu'na bağlı olduğu konuşuluyor.
Bu gelişmeler, ilginçtir, 'KILIÇDAROĞLU'NUN KAFASINDA DOLAŞAN TİLKİLERİN KUYRUKLARI BİRBİRİNE DEĞMİYOR' diyenler olsa da gerçek öyle değil. Çünkü "Tilkiler" dolaşıyorsa da ara sıra kuyrukları birbirine değiyor. AK PARTİ'den OY TIRTIKLASIN diye yanına aldığı Babacan ve Davutoğlu, ittifaktan kaçtı.
Hiç oy alamadığı iki partiye 25 milletvekili verdi. "Hesap uzmanıyım" diyordu çuvalladı. Demokrat olduğunu her fırsatta dile getiren Kılıçdaroğlu'nun aslında rakipsiz bir DİKTATÖR olduğu artık CHP'liler tarafından da kabul görüyor.
İstemediği sürece CHP'yi bırakmayacağını herkese ilan etti. 13 değil 23 seçim de kaybetse Kılıçdaroğlu gitmemek için direnir mi? Çünkü o Atatürkçüler'i gönderdiği CHP'yi oyuncağı olarak görüyor. CHP'liler de "Atatürk'ün partisi" dediği CHP'ye inanmasalar da oy veriyor.
Ancak önümüzde YEREL SEÇİMLER var. Kılıçdaroğlu bu kafayla giderse BÜYÜKŞEHİR'lerde büyük bir yıkıma uğrar. Benim öngörüme göre, CHP Başkanlığı koltuğuna bu kez yapışsa da onu kaldırırlar. İsmet Paşa gibi sadece genel başkanlığı kaybetmez. CHP'den de atılır. ÇÜNKÜ DERS ALMAYANLAR İÇİN TARİH TEKRAR EDER.