GEÇEN hafta 4 şehrimizi ziyaret ettim. Konya, Karaman, Uşak ve Afyonkarahisar'da dostlarım ile görüşmeler yaptım. Bu konuşmalarda bir siyasi gerçeği görmüş ve "Muhafazakar seçmenler CHP'ye oy vermeyecek. Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan umdukları oyları bulamayacaklar" diye yazmıştım.
Nitekim bir hafta sonra bu gerçeği Davutoğlu, çıktığı TV programında itiraf etmek zorunda kaldı. Davutoğlu, CHP listesinden seçime girmesinden dolayı halasının kendisine oy vermeyeceğini söylediğini belirterek, "90 yaşında halam var. 'Bizim Ahmet'e nasıl oy vereceğiz?' demiş. Samimi bir soru. Hayatı boyunca CHP karşısında pozisyon almış. Bana oy vermek istiyor. Onlar da halama durumu anlatmışlar. Bazılarının halam gibi tepki verdiğini görüyorum" dedi.
Hatırlayalım. Bu gerçeği, Kılıçdaroğlu kumpanyasında yer alan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da aylar önce şöyle itiraf etmişti: "Babacan ve Davutoğlu'nun, AK Parti'den oy koparmalarını bekliyorduk olmadı.
Davutoğlu ve Babacan gibi uzun yıllar etkisi olduğu bilinen kişileri ve geçmişte Cumhurbaşkanlığı yapan Abdullah Gül'ü bütün olarak ele aldığınız zaman bu isimlerin AK Parti'den ayrıldıktan sonra parti tabanında en az yüzde 20-30 çözülme sağlayacağını düşünürdüm, bu olmadı." Gelecek de DEVA da AK Parti'den tek bir oy bile alamaz. Evet sadece ziyaret ettiğim yerlerdeki nabız değil, başka şehirlerden de bu yolda haberler geliyor ve analizler yapılıyor. Bu siyasi gerçeğin ardında önemli bir parametre var. Çünkü, CHP-Kemal Kılıçdaroğlu kumpanyasının KAZANILMIŞ HAKLARA
GÖZ DİKTİĞİ GÖZLENİYOR.
Seçim kampanyalarında CHP-Kemal Kılıçdaroğlu omurgasında kurgulanan kumpanya liderlerinin yaptıkları konuşmalarda, kazanılmış haklara göz diktikleri görülüyor. 7'li koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, "Dış politikayı 180 derece değiştireceğim" demişti. Egemenlik haklarımızı bölgesel ve küresel düzeyde kullanabilmemize imkan sağlayan milli dış politikamızı ters yüz etmenin hesabı içindeler.
Türkiye'yi bırakın daha ileriye götürmeyi, ülkenin mevcut kazanımlarına bile göz dikmiş bir muhalefet var.
Velev ki gelirlerse, Bağımsız Türkiye yürüyüşünden taviz verecekler. Türkiye'yi yeniden NATO'YA, ABD'YE AVRUPA'YA VAGON YAPACAKLAR.
TÜRK ORDUSU'NU IRAK VE SURİYE'DEN ÇEKECEKLER. (Kılıçdaroğlu'nun dış ilişkilerden sorumlu danışmanı olan eski büyükelçi Amerikan Newsweek dergisine söyledi.) Başkan Tayyip Erdoğan, 21 yılda ülkemizi küresel sistemin en üst ligine çıkardı.
Devletimizin ayaklarına vurulan zincirleri kırdı. Kılıçdaroğlu ve kumpanyası bir taraftan NATO'ya çıpalanmak, diğer taraftan IMF'den borç almak suretiyle, prangaların tekrar takılmasına vesile olma sevdasındalar. Başkan Erdoğan, Ayasofya'yı 90 yıl sonra camiye dönüştürdü.
Haçlı Siyonistler'e çok büyük darbe vurdu. Kılıçdaroğlu kumpanyasının, Ayasofya'yı tekrar müze haline dönüştürme hevesi içinde olduğu bir gerçek.
Başkan Erdoğan, her bir vatandaşımızı, eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye, sanayiden spora her alanda hakkı olan eserlere, hizmetlere kavuşturdu. Kılıçdaroğlu kumpanyası, yapma değil yıkma telaşında. İnşaatı süren şehir hastanelerini durduracaklarmış. Dünyaya meydan okuyan İHA, SİHA ve Kızılelmalar'ı yapan bir kahraman Selçuk Bayraktar'a vicdanları sızlamadan saldırıyorlar. Baykar'a ait Bayraktar TB2 SİHA'lar, Libya ve Azerbaycan'da olduğu gibi savaşın ilk saatlerinde Ukrayna'da da kendini kanıtladı.
SİHA'larımızla Doğu Akdeniz'de güç gösterileri gerçekleştiriyoruz. TCG Anadolu gemisi ile dünyanın dikkatini çektik. Kılıçdaroğlu kumpanyasından bir tek güzel cümle duydunuz mu? S-400 füzelerini depoya kaldıracaklarmış. Bir masa kurmuşlardı, önce altı kişiydiler, sonra HDP'yi dahil ederek yedi oldular.
SONUÇ: KILIÇDAROĞLU KUMPANYASI HAYAL GÖRMEYE DEVAM EDECEK. DOĞRU ADAM-DOĞRU ZAMAN-DOĞRU YOL'DA BAŞKAN ERDOĞAN'IN, BÜYÜK TÜRKİYE YÜRÜYÜŞÜ İNŞALLAH AZİZ MİLLETİMİZİN DESTEĞİYLE 2023-2028 SÜRECİNDE DE DEVAM EDECEK.