Birlikte başaracağız

RAHMETLİ Üstat Sezai Karakoç 1966 yılında Muş'un Varto ilçesinde meydana gelen ve 3 bin 500 insanımızı yitirdiği depremden sonra söyledikleri bugün de tüm canlılığıyla geçerli: 'Ölenle ölmedik, yakınını yitiren gibi ağlamadık, aç kalanla aç kalmadık ama bir bakıma, bunların ötesine geçtik. Evet, tedbir gerekli, sağlam yapı şart. Elimizden geleni yapmalıydık ve yapmalıyız. Ve yapmadığımız için hepimiz suçluyuz.
Yapılanın olanı önleyeceğinden değil, bize düşeni yapmadığımızdan ötürü suçluyuz. Ama daha büyük suçumuz, olan olup bittikten sonra bile meseleyi anlamamakta ayak direyişimizdir, katı yürekliliğimiz, inanç tutukluğumuzdur.
Felakete uğrayanlardan sağ kalanlar, tam bir tevekkül içinde, bizim bu teslim oluşumuzda mümkün olan avunmayı bulacaklar, onlar da aynı teslim oluşun sessizliği ve derinliği içinde bizi bırakıp öteye geçenlerin ruhlarıyla konuşacaklardı. Ve ölenler, sonsuzluğun üstünden eğilerek çocuklarının, annelerinin, kadınlarının, dedelerinin kulağına fısıldayacaklardı:
Birdenbire hiçliğe çarptık.
Varlığı bulduk. Biz, dağılan kitabın uçuşan yapraklarıysak, siz de orada kalan yapraklarısınız. Yaprakların toplanıp kitabın yine kitap yapılacağı gün gelecektir.
Maalesef 10 ilimizdeki güzel insanlarımızı yıkan, 85 milyon vatandaşımızı ruhen perişan eden deprem felaketinin 1. gününü geride bıraktık. Aziz Millet ve Devletimizin İSTİKBAL SAVAŞI hızlanarak sürüyor.
Başkan Erdoğan yaraları sarma ve yeni şehirler kurma çalışmalarını bizzat yerinden yönetmek üzere İKİNCİ DEFA bölgeye gitti. MHP lideri Devlet Bahçeli ile beraber Hatay'da depremzedelerle bir araya geldi.
Erdoğan ve Bahçeli, Hatay'da çifte depremi bizzat yaşadı. Binlerce İNSANIMIZI yitirdik. Hepimizin YÜREĞİ yandı. Bİna, ev yerine gelir ama yitirilen canlar geri gelmez. Onlar için dua edelim. Mekânları cennet olsun.
Türkiye tek yürek olara güzel insanlarımız YARDIMLAŞMA DAYANIŞMA konusunda hakikaten göz yaşarttı. Asrın felaketinde enkaz altından CANLARIMIZI kurtarma, bölgenin cefakar insanlarını barındırma, yaraları sarma, soğuktan koruma savaşı verdik.
BAŞKAN ERDOĞAN yeni şehirler kurma planlarını başlattı. Hasar tespiti tamamlayan illerde aşama aşama konut yapımı başlayacak. İlk etapta hemen 200-250 bin konut inşaatına başlanıyor.
Evler, 3-4 katlı olacak, evlerin altında kesinlikle dükkan bulunmayacak, Kent ve konut tasarımında yerel dokunun, sosyoloji de gözetilecek.
'Deprem öldürmez, bina öldürür' gerçeğine bır hayatı ek daha yapmak gerekiyor: UYGUN OLMAYAN ZEMİN DE ÖLDÜRÜR. Yenı şehirler bu gerçekler doğrultusunda kurulacak.
Bu kapsamda deprem sebebiyle oluşan yeni kırıklar dahil zeminler her türlü ayrıntılarıyla birlikte mikro-bölgeleme ve ayrıntılı jeolojik etüt raporlarıyla, zemin etütlerı jeologlarla, jeofizik mühendislerle inceleniyor Yeni ŞEHİRLERİN konutları en doğru, en sağlam zemine ve o zemine göre yapılaşmayı seçerek, radye temel üzerine tünel kalıp sistemiyle yöresel mimariye uygun inşa edilecek.
Eski kent merkezlerinde TEK KATLI ve yatay mimaride dükkânlar açılması planlandı.
SONUÇ: Aziz Mİlletimiz, deprem bölgelerine yardım kampanyalarıyla destek vererek, tedarik zincirleri oluşturdu. Bu zincirlerin en az bir yıl sürekli olması ve tedarik ağlarına dönüşmesi gerekiyor. Devletimiz tüm imkanlarını seferber etti. Tarihin en büyük felaketinin yaralarını birlikte saracağız. BİR GÜN DEĞİL, HERGÜN SÜREKLI DAYANIŞMA. Aziz Milletimiz ve devletimiz birçok felaketin üstesinden gelmeyi başardı. DEPREM FELAKETİNİ DE BİRLİKTE AŞACAĞIZ.