"ACIMIZ çok katlı. Dün gece uyumadık. Gözlerimizi beş dakika yummadık. Utandık uzanmaya. Uyumaya utandık... Çıktık sokaklara ayazda durduk. Üşüdüğümüz kadar üşümek istedik..." (Şair Serkan Uçar'ın 'Viran' adlı şiiri) 'Yüzyılın afeti' olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde olan ve 10 ili etkileyen iki depremin birinci haftası geride kalırken, mucize kurtuluşlar ve depremzedelere yardım SEFERBERLİĞİ sürüyor.
Bir gerçeği tekrar açıklayalım.
Depremin etkilediği 10 ilimizde, Türkler, Kürtler, Araplar... Suriyeliler, Hristiyanlar, Yahudiler aynı mahallelerde birlikte yaşıyordu. Bu kabusu birlikte yaşadılar; birlikte enkaz altında kaldılar; yan yana, birlikte öldüler; el ele birlikte hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bunu hepimizin hatırlaması çok önemli. Felaket büyük. Zamana çok ihtiyacımız var. Mücadele, dayanışma sürmeli.
Kur'an'da Hayat Allah'tan yaşanması gereken bir fermandır, zaman hayat sürecinde dertlere dermandır.
Zaman, Allah'ın bir nimetidir. Geçmiş artık tekrar yaşanabilecek, geri çekilebilecek, üzerinde tekrar gidilecek zemini ve imkânı kaybetmiştir.
Geçmişle ilişkimizden itibar almamızı, ibret almamızı, değerlendirmemizi, geçmişi tahlil etmemizi Kur'an bizden istiyor.
İnsanoğlu, zaman deryası içinde çıktığı ebed yolculuğunu yirmi dört saatten oluşan "yenigün"lerden geçerek sürdürüyor. Bir an bile tehiri mümkün olmayan "ecel saati" var.
Velhasıl, zamanın yegâne sermayemiz olduğu gerçeğini her vakit hatırda tutmak gerekiyor. Büyük felaketin altından Millet ve Devlet olarak kalkmak aylar alacak. Büyük Türk Milleti ve Devlet, bütün imkanları devrede... Depremin yıktığı 10 ilimizi tekrar ayağa kaldırmak için hem sürekli dayanışmaya hem de zamana çok ihtiyacımız var.
Zamana ihtiyacımız varken, bir seçim gerçeği ile karşı karşıyayız.
İki büyük deprem sonrası cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin daha önce dile getirilen 14 Mayıs'ta yapılıp yapılamayacağı gündem oldu. Her şeyi bir yana bırakarak, seçimleri daha sonraya ertelemek mümkün olabilir mi? Henüz bu tartışma başlamadan İP Genel Başkanı Meral Akşener'in gittiği Hatay'da, "Seçimler 18 Haziran'a kalabilir ama o tarihte mutlaka yapılmalı" dedi. Türkiye tarihinin en büyük felaketiyle karşı karşıya ama maalesef zihniyet bu. CHP'nin önde gelenleri arka bahçelerinde, utanmadan, arlanmadan, "Seçim ertelenirse Erdoğan için olur" diye yazan, konuşan VİCDANSIZLAR var. Önümüzdeki haftalarda YENİ VİCDANSIZLAR çıkacak.
Seçimlerin üç ay içinde yapılmalı mı? Yoksa Eylül ayına veya 2024 yılı mart ayında yapılacak yerel seçimlerle birlikte mi olmalı? Türkiye'miz, yıkılmış 10 ilimizi ayağa kaldırmak için zamana olan ihtiyacımız için daha iyi mi olacağı düşünülmeli.
Depremden 13 milyon insanımız etkilendi. 10 milyona yakın seçmen yer değiştirdi. Seçmen kütükleri yok oldu, kısa zamanda yenilemek mümkün olabilir mi? Çok zor. Yaz aylarında insanlarımızı rahatlatmak mecburiyetindeyiz. Yaralıların bir bölümü sağlığına kavuşur. Depremden etkilenmeyen illerde yaşayanların psikolojisi için de zaman önemli.
SONUÇ: Deniyor ki, Anayasa'ya göre savaş hali dışında seçim ertelenmiyor. Tamam. Şu anda büyük deprem felaketi bir bölgesel savaş gibi değil mi ? Aziz Milletimiz'in geleceği için TBMM'nin 'Bir yıl süre vermesi' ve muhalefetin MİLLETİMİZİN YARINLARI İÇİN yapıcı olmasını bekleyen milyonlar olduğu unutulmamalı. İstiklal Savaşı'nı kazanmış TBMM'nin İSTİKBAL SAVAŞINI DA kazanma kararı vermesini diliyoruz.