Jeopolitik belalar

ABD, İngiltere, Avrupa, Rusya ve Çin Derin Devletleri'nin 2023 yılı öngörüleri (veya derin küresel planları) bu ülkelerin stratejik düşünce ve analiz merkezlerince dünyaya verilmeye başlandı.
Dünyanın tanınmış stratejik düşünce ve analiz merkezlerinin yayınladıkları 2023 ÖNGÖRÜ raporlarında 8 JEOPOLİTİK BELA DÜNYADA SERT
SARSINTILAR yaratacak özellikler içeriyor.

Jeopolitik belaların başlıklarına bakalım: 1-UKRAYNA SAVAŞI GENİŞLEYECEK, 2-DOĞU AKDENİZ-ADALAR DENİZİ-KIBRIS, 3- İRAN OLAYLARI, 4- IRAK-SURİYE-YEMEN-SUDAN ÇATIŞMALARI, 5- AFGANİSTAN, KUZEY VE BATI AFRİKA'DA ULUSLARARASI TERÖRİZMİN YAYGINLAŞMASI, 6-ABD İLE ÇİN EKSENLİ TİCARET VE ENERJİ SAVAŞLARI, 7- PAKİSTANHİNDİSTAN KRİZİ, 8- KUZEY KORE KRİZİ.

Dikkat ediniz. Yukarıda sıralanan Dünya için çok kritik olayların merkezinde Türkiye var. Başkan Erdoğan-Türkiye'nin yapacağı jeopolitik-jeoekonomik hamleler, birebir kritik olayların seyrini değiştirme mekaniği göze batıyor. Evet. Dünya çok tehlikeli böyle önümüzdeki 5 yılı (2023- 2028) jeopolitik kırılmalarla karşı karşıya kalacakken, dünyanın en tecrübeli ve küresel lideri Erdoğan'ın Türkıye'nin başında bulunması ülkemiz için büyük şans ve Allah'ın bir lütfu olacaktır. Azız Milletimiz, 2023 seçim sandıklarına giderken, ABDAvrupa'dan gözünü ayıramayan CHPKılıçdaroğlu omurgasında kurgulanmış ALTILI MASA'nın Türkiye için ne kadar kritik-hassas-bilinmez-meçhul bir pozisyonda bulunduğunu ve altı partili bir koalisyon ile bölgesel krizleri yönetmesinin çok zor olduğunu muhakkak değerlendirecektir.
(Sadece birisi, Irak, Suriye tezkereleri oylamalarında HDP destekli Kılıçdaroğlu ve yavruları parçalanacaklardır.) İç ve dış olaylar su gibi akıyor. Altılı masanın son açıkladıkları metnin satır aralarını sık sık okumakta yarar var.
Bilindiği gibi, ALTILI MASA'YI DERİN AMERİKA-AVRUPA kurguladığı için, ortak metinlerinin de Atlantikçi çizgisi tesadüf değil. Birçok maddede Türkiye karşıtı politikalar maskelenerek sunulmuş durumda.
Özellikle, BATI'YA SELAM mesajları dikkat çekiyor. MANDA ZİHNİYETİ maddellerine sızmış. Neredeyse tüm bölümlerin içeriklerinde "Avrupa Birliği (AB) teslimiyeti-AB ile birlikte çözme" vurguları yer alıyordu. NATO'YA SELAM maddeleri TAM BİR TESLİMİYETÇİLİK. Diyorlar ki, "NATO ulusal güvenliğimiz açısından sağladığı caydırıcılık bakımından kritik önem taşımakta imiş", "Türkiye'nin yeniden F-35 projesine dönmesi için girişimlerde bulunacaklar mış. Dış politika ve terörle mücadele başlıklarıyla, batının özel isteklerine uygun davranılacak mış.
Türkiye'nin denizlerdeki milli egemenliğinin sembol kavramı "Mavi Vatan" hiç geçmemesi TAM BİR MANDACILIK ZİHNİYETİ. Başkan Erdoğan-Türkiye, KIBRIS TÜRK DEVLETİ inşa ederken, KKTC'yi Türk Devletler Birliğı'nin üye yapmasını sağlarken, Kemal Kılıçdaroğlu ve yavruları çıkıyor, resmen Kıbrıs Türklerini, KKTC'yi pazarlık masasına sürüyorlar.
"İki toplumlu Kıbrıs " rezalet bir ifade ile AMERİKA'YA-AVRUPA'YA selam çakıyorlar. Gocunmuyorlar. Altılı masada mandacılık hortlamış durumda. Kılıçdaroğlu ve yavrularının Mutabakat Metni'nin IMF, TESLİMİYETÇİ, AÇILIMCI (HDPKK) ve KÜRESEL ÇEVRELERE (Washington, Londra, Berlin) BAĞLILIK MESAJLARI içerdiği net ve açık. Başkan Erdoğan, Batı'ya selam çakan Altılı Masa'nın cibilliyetini Aydın'da net biçimde ortaya koydu: "Bay bay Kemal ve yanındakiler, efendilerinden 'aferin' almak için güvensizliğin, istikrarsızlığın, çekişmenin sembolü eski Türkiye'yi hortlatma vaadinden ibarettir.
Bunlar iplerinin emperyalist sömürgecilerin elinde olduğunu ikrar ediyorlar'' Unutmadık.
Unutmayacağız 100 yıl önce, Aziz Türk Milleti ve Mustafa Kemal Atatürk, Milli Mücadele ile Anadolu'yu işgalden kurtardıktan sonra İngiliz Muhipler Cemiyeti'ni tarihin çöplüğüne atmıştı. Evet. Başkan Erdoğan liderliğinde BAĞIMSIZ TÜRKİYE yürüyüşü sürerken, Aziz Milletimiz, mandacı zihniyetin hortladığı MASA'ya da TARİHİ BİR TOKAT ATMAK İÇİN 14 MAYIS'ı bekliyor.