2023 seçimlerini çok ama çok etkileyecek, siyasette DENGELERİ DEĞİŞTİRECEK bir dip dalgası geliyor. Bu dip dalgası Millet İttifakı'nın dağılmasına yol açacak dinamikler içeriyor. Altı artı HDP masasında, ortak aday belirleme problemleri ve kavgaları devam ederken yeni krizler ortaya çıktı. Masanın ortaklarından İP ve Saadet'te alınmak zorunda kalınan KONGRE kararları sorunları beraberinde getirdi. İki partide YENİ DİNAMİKLER muhtemel tasfiyelere yol açacak. Bir süre önce İyi Parti'de HDP karşıtlarının nasıl tasfiye edildiğini gördük. Genel Başkan Meral Akşener, partinin tüm iplerini ele geçirmek için aldığı kongre kararı 29 EKİM'de işlemeye başlıyor.
Akşener, partinin teşkilatlarını kuran etkili konumdaki KORAY AYDIN'ın kanatlarını tamamen kırmak ve YAVUZ AĞIRALİOĞLU ile ekibini tasfiye etmeye yönelik bir taktiği devreye soktu. Akşener daha önce Koray Aydın'ı teşkilat başkanlığından, HDP karşıtlığı nedeniyle de Yavuz Ağıralioğlu'nu parti sözcülüğünden almasına rağmen bu iki ismin parti içindeki etki ve gücü kıramadı. İyi Parti, İLÇE VE İL kongreleri 29 Ekim-6 Kasım tarihleri arasında yapacak. Mart ayında 3. Olağan Kurultay'ı yapmayı planlıyor. İyi Parti, Milliyetçiler'le değil, Milliyetçi geçinenlerle yola devam etmeyi planlıyor. Saadet'te ise Temel Karamollaoğlu gidici mi? 30 Ekim'de Büyük Kongre yapılacak.
Altılı masanın üyelerinden Saadet Partisi'nde Rahmetli Necmettin Erbakan'ın sağ kolu, tanınmış eski bakan ve ekonomist Prof. Dr. METE GÜNDOĞAN Genel Başkan adayı olacağını açıkladı. Temel Karamollaoğlu, bu durumdan çok rahatsız oldu. Kemal Kılıçdaroğlu- Temel Karamollaoğlu beraberliğine ve mevcut parti politikalarını tasvip etmeyen Prof. Dr. Gündoğan'ın kazanma şansı yüksek görünüyordu.
İşte bir güç devreye girdi ve Prof. Dr. Gündoğan, adaylığını geri çekti.
Rahmetli Oğuzhan Asiltürk'te Saadet muhafazakar teşkilatının sesi olarak, Karamollaoğlu-CHP beraberliğine tavır koymuştu. Saadet tabanında CHP ile ortaklık büyük rahatsızlığa gebe. Karamollaoğlu'nun kalmasını isteyen güç, bakalım hangi hamleleri yapacak? Altılı masanın diğer ortakları Davutoğlu, Babacan, Uysal'ın da bu iki partideki kongreyi yakından takip ettiği, istenilen sonuçların çıkmaması halinde masanın yemek masasından öteye geçmeyeceğini gayet iyi biliyorlar. Altılı masada aslında birbirini seven yok. Sadece çıkar ortaklığı yapıyorlar. Hiçbirinin tek başına Erdoğan'ı yenemeyeceği için DERİN AMERİKA tarafından kurulan masaya oturdular. Sürekli oturup kalkan ama daha aday konusunda bile ortak noktada buluşamayan bu masanın Türkiye'yi yönetebileceğine inanan var mı? Altılı masada oturanlar da ülkeyi yönetebileceğine inanmıyorlar. Hala çıkıp "ortak aday olmalı" diyorlar. Hiçbiri masada bunu söylemeye cesaret edemeyip, medya ile mesaj veriyorlar.
SONUÇ: Değişen dünya, yeni bir rota belirliyor. Bu kez şansımız Tayyip Erdoğan. Altılı Masada oturanlardan hangisi, Başkan Erdoğan'ın yaptıklarını başarabilir? Türkiye'nin çok önemli bir güç olduğunu Avrupa da ABD de kabul etmek zorunda kaldı. Erdoğan birçok küresel adım atarak, Türkiye'nin geleceğe daha umutlu bakmasını sağladı. Avrupa, kışı nasıl geçireceğini tartışıyor. AB üyesi bir lider çıkıp, "Soba kurun, tek odada elektrik kullanın" diyor. Diğeri "kazak giyin" diye açıklama yapıyor. Bizde ise durum farklı. Doğalgaz sorunumuz yok. Avrupa ülkeleri yüzde 500'ün üzerinde zam yaparken, Türkiye'de doğalgaza yapılan zamların az olmasına Avrupa da şaşırıyor. Avrupa'da maaşlara zam gelmezken, Başkan Erdoğan, "Enflasyona ezdirmeyeceğiz" diyor ve ona göre rakamlar belirleniyor. Şimdi Altılı masanın kongreleri mi, Kılıçdaroğlu'nun adaylık zorlaması mı AZİZ MİLLET'i ilgilendiriyor. Yoksa BÜYÜK TÜRKİYE yürüyüşü mü!