BAŞKAN Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenerek "Eğer dürüstseniz çözümü yasa değil Anayasa düzeninde sağlayalım. Böylece CHP'ye üzerindeki utanç lekelerinden birinden kurtulma fırsatını sunmuş olacağız" diyerek rest çekti. Arkasında CHP zihniyetinin bulunduğu eski vesayetçileri paramparça eden, başörtüsü meselesini tarihe gömen Başkan Erdoğan'a, aklınca tuzak kuran Kemal Kılıçdaroğlu, kazdığı kuyuya kendisi düştü.
Başkan Erdoğan'ın Büyük Türkiye yürüyüşünü engellemek ve eline verilen senaryoları oynamak üzere Derin ABD aparatı FETÖ'nün kumpası ile genel başkanlığa getirilen ve o günden itibaren yalan ve iftira siyasetinden vazgeçmeyen Kılıçdaroğlu, parti içinde de hedef oldu. Aylardır ortak aday olmak için gözünü kan bürümüştü, altılı masadan bir türlü destek alamadı. Bunaldı, sıkıştı, çıldırdı, Amerika'ya gitmeden önce bu çıkışı yaptı. Kemal bey, Türkiye'de başörtüsü sorunu yok.
İstersen Ayasofya'yı da camii olarak açabilirsin. Hatta İstanbul Havalimanı'nı yapacağını ilan edebilirsin. Bunlara inanacak bir kitlen var olsa da, Aziz Millet tüm gerçekleri görüyor, biliyor. Geçmişte, "Üniversitelerde türban olamaz" diyen biri, başörtüsüne 'bez parçası' diyen biri şimdi muhafazakar kesime şirin gözükmek için olmayan bir gündemi, sorunmuş gibi lanse edip oy peşinde koşuyor. Proje üretin Kemal bey. Bu iftira ve yalan siyasetinden size ve ülkeye fayda yok.
SONUÇ: Başkan Erdoğan'a kurduğu tuzağa sadece Kemal Kılıçdaroğlu düşmedi, ardından altılı masada başörtüsü tezgahı suflesi veren Temel Karamollaoğlu'nu, Ahmet Davutoğlu'nu, Meral Akşener'i, Ali Babacan'ı da aslında açığa düşürdü. Artık altılı masa fıkra durumundadır. Artık Kılıçdaroğlu, tarihin tozlu raflarında yerine almak için şarampole yuvarlanmıştır.