Belli ki, DERİN AMERİKA ile Avrupa'nın bir kanadı, skandallara, rezaletlere imza atmasına karşın Ekrem İmamoğlu'ndan vazgeçmiyor. Karadeniz gezisinde tökezleyen, karizması çizilen İmamoğlu'na bu sefer DERİN FRANSA'nın etkili gazetesi Le Monde sahip çıktı. Bilindiği gibi, İstanbul'u kar bastığı zaman Ekrem İmamoğlu, İngiltere Büyükelçisi'ne Sarıyer'de balık ziyafeti çekmiş, büyük tepki görmüştü. İmamoğlu sarsılırken, Amerikan Büyükelçisi Flake imdadına yetişmiş, cumhurbaşkanımız Erdoğan'a itimatnamesini verir vermez koşarak İstanbul'a gitmiş, İmamoğlu'na 'yanındayız' mesajı vermişti. İmamoğlu da sadece kendisinin konuşabildiği İngilizce lehçesiyle komik cevaplar vermişti. Şimdi top Le Monde'a verildi. Derin Fransa'ya göre İmamoğlu, Erdoğan'ın tek rakibiymiş. Önce HADDİNİ BİL LE MONDE. Son derece sönük geçen ve İstanbul'daki metrobüs duraklarının bile daha kalabalık olduğu Karadeniz mitinglerinde çuvallayan İmamoğlu için, "Coşkulu gezi" yorumunu yaptı. Evet Le Monde ya rüyada ya da yalan haber ustası.
Le Monde, her satırında Erdoğan'ı hedef alıyor. İmamoğlu, Almanya'nın, Fransa'nın Derin Amerika'nın adayı… Bunu anladık. Ancak İmamoğlu, Türkiye'de seçimlere giriyor. Düşünebiliyor musunuz? ABD'nin Detroit kentinde oturan Michael'dan, Fransa'nın Lyon kentinde yaşayan Emanuel'i İmamoğlu güzellemeleri ne kadar ilgilendirir? Geçmişte tek satır haber olmayan Türkiye veya Türkiye Cumhurbaşkanı, şimdi derin yapılara bağlı gazeteler tarafından hedef seçiliyor. Karşısına da her konuşması skandallarla dolu, İstanbul'a tek bir proje dahi üretemeyen bunun yanında milyarlarca lire borç batağına sürükleyen İBB başkanını Erdoğan'ın karşısına konumlandırıyor. Pardon İmamoğlu, büyük bir törenle İstanbul'da bir çeşme açmıştı, temel atmama töreni düzenlemişti. Bunlar Aziz Milletimiz'i saf sanıyor. Ne yaparsanız yapın. Kirli ve yalan siyasetiniz 2023'te bir kez daha sandığa gömülecek.
SONUÇ: Ekrem İmamoğlu, Karadeniz gezisi skandalı ile sarsılırken, yaklaşık 10 gün sessiz kalan Kemal Kılıçdaroğlu sessizliğini bozdu, İmamoğlu'na kırmızı kart gösterdi: Belediye başkanlarımızın işlerine kilitlenmeleri gerekiyor. Seçildikleri dönemin sonuna kadar görevlerini sürdürmeliler. Halka verdikleri taahhütleri yerine getirmeleri gerekir" diyen Kılıçdaroğlu noktayı koydu. Bir de CHP'li 11 Büyükşehir Belediye Başkanının düzenli aralıklarla yaptığı toplantıların son ev sahibi Mersin'de hangi büyükşehir belediye başkanı yoktu? O belediye başkanına acaba "gelme mi" denildi?