Rusya'dan sonra Çin de Güney'de sınır komşumuz oldu. Bu gerçeğin geleceğe yansımalarını muhakkak analiz etmeliyiz. NATO'ya üye 30 ülkenin ikisi Kuzey Amerika'da (Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada), 28'i ise Avrupa'da yer almaktadır. İzlanda dışında her ülkenin ordusu bulunmaktadır. NATO üyesi üç ülke (ABD, Birleşik Krallık ve Fransa) nükleer silaha sahip. ABD'den sonra en büyük 4. ordu olan Türkiye'dir. 15 Haziran 2021'de NATO 2030 STRATEJİSİ belirlendi. ABD-NATO, düşman olarak Çin ve Rusya'yı hedefe koydu. Bu ülkeler merkezinde Türkiyemiz'in olduğu coğrafyada kritik hamleler yapacağı muhakkak olacağından, hassas gelişmelerin yaşanması gündeme gelecek demektir.
Rusya, Suriye'de deniz ve kara üsleri kuruyor. Doğu Akdeniz'de güçlü bir donanması bayrak gösterirken, Çin de stratejik hamlelerle İran'da ve Suriye'de bayrak gösteriyor. Çin, yıllardır adım adım Afrika kılcallarına girdi. 2013 yılında açıklanan BİR YOL-BİR KUŞAK PROJESİ sonucu, Afrika'ya yaptığı eko-politik yatırımları hızlandırırken, İran ve Suriye'ye yöneldi.
TARIH:27 MART 2021 Çin, İran'la 25 yıllık stratejik işbirliği anlaşması yaptı. Bu anlaşma iki ülke arasında askeri, güvenlik, altyapı geliştirme ve enerji alanlarını kapsaması yanında, İran'ın güney kıyılarında serbest ticaret bölgelerinin kurulmasını da içermektedir. Suriye'de de Rusya ile ortak adımlar peşinde.
Göründüğü gibi NATO 2030 STRATEJİSİ'nin muhtemel senaryolarına göre, TÜRKİYE, merkez ülke, HASSAS DENKLEMLERIN KİLİT ÜLKESİ konumunda. BAŞKAN ERDOĞAN da yaptığı stratejik hamlelerle, TÜRKİYE'nin bölgedeki etkinliğini çok daha güçlü hale getirdi. ABD'de bir taraf, sürekli TÜRKİYE'nin hedefte olmasını istiyor. ABD, bölgede belli oranda pay almak istiyorsa bunu Türkiye olmadan yapamaz. Ancak Washington'da derin yapı, yine harekete geçti. FETÖ, PKK ve Ermeni lobilerinin ortak kurulumu olan ABD menşeili Türk Demokrasi Projesi, TÜRKİYE'nin Yeni Dünya Düzeni'ndeki en güçlü kozları İHA ve SİHA'lara karşı BAYKAR'a CAATSA yaptırımı çağrısı yaptı. İşte bu derin yapı, Washinton ile Ankara'nın sürekli bir gerilim içinde olmasını istiyor. Başkan Erdoğan7ın New York ziyareti öncesi atılan bu adımın ne kadar manidar olduğu da ortada. Nasıl planlar yaparlarsa yapsınlar, artık o eski TÜRKİYE yok. Bunu bilmelerine rağmen içerdeki iş birlikçileriyle, Türkiye'yi hep kaos ortamında tutmayı planlıyorlar. Eğer bunu başarırlarsa, Türkiye'nin Akdeniz ve Karadeniz'deki etkisini azaltmayı planlıyorlar. Ancak Ankara'da artık çok güçlü bir lider var. ERDOĞAN, bu kirli planları birçok kez bozdu. Yine bozacak. Aziz Millet bu gerçeğin farkında.
SONUÇ: Çin, İran sonra Esad'ın Suriye'si ardından Lübnan'a uzanmayı planlıyor. Nihayetinde Doğu Akdeniz limanlarında Suriye ve Lübnan üzerinden rol almayı düşünüyor. Bunlara karşı elimizde elbette kozlarımız var. ABD de Çin de Rusya da TÜRKİYE'siz adım atamazlar.