Jeoekonomik anahtar
CUMHURBAŞKANIMIZ Erdoğan, Kanal İstanbul projesini başlattı. Kanal İstanbul'a küresel perspektiften bakabilmek, 2030'lar YENİ DÜNYA DÜZENİNDE Türkiye'nin ufkunun nasıl açıldığını görmek demekti.
İstanbul'u küresel markaya taşıyacak Kanal İstanbul. Bundan önceki projelerin neredeyse toplamı kadar etki gücüne sahip, adeta çarpan etkisi yapacak Türkiye'nin jeopolitik ve jeoekonomik anahtarı özelliği olacak bir projedir.
Projeyi iyi okuyabilmek için gerçekleşen son derece hayati LİDERLER ZİRVE'sinin ve alınan kararların gelecek 10 yıllara nasıl yansıyacağını değerlendirmekte fayda olacaktır.
Jeopolitik öneminin sadece Montrö Rejimi ile kıyaslanarak ya da Boğazlar Sözleşmesiyle ilişkilendirilerek okunması, kanalın getirebileceği jeopolitik ve jeoekonomik fırsatları görmemizi engeller. Hayati gelişmelere göre, AKDENİZ VE KARADENİZ GELECEĞİN CEPHELERİNİN
ÖNDE GELENİDİR. Geçtiğimiz bir ay içerisinde gerek Karadeniz'de yaşanan son Ukrayna krizi, derinliği olan Kırım'ı Rusya'nın kontrolü altına alması, ABD-İngiliz savaş gemilerinin Karadeniz'e yüklenmesi, İngiliz savaş gemisi ile Rus donanması arasında, şaşırtıcı vuruşmalar, KARADENİZ'in geleceğine ne kadar kritik gelişmelere konu olacağını gösteriyor. Bunlar jeopolitik gelişmeler. Ayrıca, Çin'ın Bir Yol-Bir Kuşak projesinin Karadeniz muhtemel ağı, Türkiye'nin Karadeniz şehirlerinin ekonomik kalkınması, yapılmakta olan dev Türk limanları, Karadeniz'e bakan ülkelerin ekonomik gelişmeleri, geleceğin dev gemilerinin deniz ticaretindeki ağırlığını arttıracak.
Boğazlardan geçiş yapan ticari gemilerin sürekli artan ihtiyaçları karşısında, 2050'ye gelindiğinde Boğazlardan 78 bin geminin geçiş yapması beklendiğini asla asla unutmamalıyız. Kanal'ın faaliyete geçmesiyle, Türkiye lojistik bir üs olacak.
Hem artan ihtiyaç hem ekonomik kazanç elde etme fırsatı hem de Türkiye'nin Doğu-Batı/Kuzey-Güney ticaretinde merkezi konumunu güçlendirmek, bunu jeopolitik bir statüye dönüştürmek isteği Kanal İstanbul projesinin rasyonel zeminini oluşturacaktır.
Karadeniz, son yıllarda yeni enerji kaynaklarının bulunduğu, işlendiği/ işleneceği, bu kaynakların Avrupa'ya naklinde farklı yollar ve yöntemleri tercih etmesinde önemli bir saha olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim Sakarya sahasında doğal gaz bulundu. Yeni kuyular açılıyor.
Artık, Karadeniz enerjisi denilince Türkiye bir atkılı aktör konumuna girmiştir. Bu özelliğiyle Karadeniz, bir manivela işlevi üstlenmektedir.
Nitekim Avrasya ve Ortadoğu petrol kaynakları ile LNG trafiğinde Akdeniz- Karadeniz eksenindeki yeni bir enerji bağının tesis edilebileceği bir süredir söylenmektedir. Kanal İstanbul, bu yeni enerji kaynaklarının gemilerle naklinin İstanbul Boğaz'ındaki beklenen aşırı trafik yükü aşılarak, Kanal İstanbul üzerinden sağlanması, bunu yaparken de Boğaz trafiğini hafifletmesi ve dolayısıyla ihtimal kazalarını da engellenmesi sağlanacaktır. Son günlerde yeni bir proje hazırlığı Avrupa kulislerinde dolaşmaktadır. ABD'nin gelecek yıllarda, Akdeniz'de Dede ağaç ve Karadeniz'de Ukrayna'nın Odesa limanlarını Doğu Avrupa-Balkanlara kaya gazı nakliyatı yapmak için kullanacağı söylenmektedir.
Bu da Türkiye'nin bölgesindeki stratejik önemini arttıracağı gibi Ankara'nın ABD/AB ve Rusya ile olan ilişkilerinde pazarlık kozunu artıracaktır. Yeni enerji denklerinin değiştirdiği bir jeopolitik ortamda Rusya, sanıldığından daha çok Türkiye ile anlaşmaya hevesli olabilir.
SONUÇ: EVET, ERDOĞAN TÜRK DEVLET AKLI'NIN KANAL İSTANBUL PROJESİ İLE YENİ DÜNYA DÜZENİ'NİN KÜRESEL JEOPOLİTİK VE JEOEKONOMİK HAMLELERİ ÜST ÜSTE OTURMAKTADIR. GELECEĞE BU ÇERÇEVEDE BAKMAKTA SONSUZ YARAR VARDIR...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Hedef büyük Türkiye (25.11.2024)
- CHP'nin güya Esenyurt rövanşı (22.11.2024)
- 2 fay hattı hareketlendi (21.11.2024)
- Trump'ın şahinleri (19.11.2024)
- Dünyanın kalbi Ankara'da atacak (18.11.2024)
- Bir gece ansızın gelebiliriz (17.11.2024)
- Trump’ın şahinleri göreve geliyor (15.11.2024)
- CHP arı kovanı (14.11.2024)
- Küresel güç: Türk Devletler Birliği (10.11.2024)
- Gözler Erdoğan ve Trump’ta (09.11.2024)