Duvar yıkılıyor
Avrupa'nın ortasında, Soğuk Savaş'ın en katı yüzü olarak yaklaşık 1961'de neredeyse bir gecede çekilen, zamanla tüm Batı Berlin'i çevreleyen Berlin Duvarı, 9 Kasım 1989'da 'çöktü'.
2. Dünya Savaşı sonrası, savaşın kazananları arasında (ABD-İNGİLTERE VE RUSYA) başlayan Soğuk Savaş ve Avrupa'ya çekilen Demir Perde, Almanya'nın başkenti Berlin'de 1961'de beton ve demirle vücut bulmuştu.
155 kilometre uzunluğundaki duvarın yıkılması, Doğu Avrupa'da komünizmin çöküşünü ve Soğuk Savaş döneminin bitişini simgeledi.
BERLİN DUVARI VE TÜRKİYE
1990'lı yıllarda ABD (İngiltere-Avrupa) dünyayı yeniden parsellerken, Türkiye kafasını kaldıramaz duruma planlı şekilde sokulmuştu. AZİZ TÜRK MİLLETİ, 2002 YILINDA YENİ TÜRKİYE'NİN ÖNÜNE AÇAN BİR SİYASAL DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİ. Yerli ve Milli kadroların Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan liderliğinde göreve gelmeleri sonucu, DUVARLARI YIKA YIKA, PRANGALARI PARÇALAYA PARÇALAYA 18 yıldan bu yana devam eden siyasi ve iktisadi istikrarla BÜYÜK TÜRKİYE YOLUNDA YÜRÜYORUZ.
Yakın geçmişe dikkatle bakalım.
Berlin Duvarı yıkılmış, Sovyetler Birliği dağılmış, soğuk savaş dönemi sona ermiş, Türkiye bu gelişmelere odaklanması gereken bir süreçte, Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine sokulmuştur. Türkiye içine kapatılmış, çevresine bakacak durumdan uzak tutulmuştur.
Bir tesadüf değildir. Türkiye'nin en karanlık yılları 1990 ile 2000 arasıdır. Hangi meseleye el atsanız, biraz altını karıştırsanız karanlık dünyanın insanlarını ve mutlaka yabancı kaynakları bulursunuz. 1989 yılında Amerika artık Turgut Özal ile dost olamayacağını anlamıştı. Siyasette onun boşluğuna koyacak kadro ve lider arayışına başlamışlardı. 1991 seçimleri ve tek başına iktidarın olmadığı bir tablo çıkınca iç siyasetle oynamaya geçmişlerdi.
1993 yılının en karanlık olayı günün Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'tir. 1993 yılının 17 Nisan günü Çankaya köşkünde seyahatten dönen Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın şaibeli ölümü ve hastaneye yetiştirilememesi ve gelişen olaylarla karanlıkta kalmıştır.
Koalisyon hükümetleri kurulmuş, yıkılmış, cinayetler, pkk saldırıları, ekonomik darbelerle Türkiye kilitlenmiştir.
18 tane banka batırılmış, ülkenin milyarlarca doları birilerine peşkeş çekilmişti. Türkiye ABD'ye bakar hale getirilmiş, teröristbaşı Gülen ABD'ye götürülmüş, 2001 ekonomik krizi için her türlü tezgah hazırlanmıştı.
IMF valisi Kemal Derviş'le Türkiye'nin ayaklarına prangalar takılmıştı.
Evet. Türkiyemiz, bugünkü BÖLGESEL AKTÖR KONUMUNA kolay gelmedi.
BURASI ÇOK ÇOK ÖNEMLİ
1990 YILI İSKOÇYA'DA YAPILAN NATO TOPLANTISINDA İNGİLİZ BAŞBAKAN THATCHER YENİ DÜŞMANI OLARAK İSLAMİYETİ İLAN ETME KÜSTAHLIĞINDA BULUNMUŞTU.
Rusya'nın öncülük ettiği komünist bloka karşı kurulan NATO, Sovyet Bloku'nun dağılmasının ardından strateji değiştirmiş ve yeni düşman olarak İslam dünyasını belirlemişti.
SONUÇ: Sovyetler'in çöküşü sonrasında ABD ve Avrupa, hedef olarak İslam ülkelerini seçti. Bugün için de değişen bir durum yok. Ancak karşılarında heç beklemedikleri bir güç var. CUMHURBAŞKANIMIZ TAYYİP ERDOĞAN VE MÜSLÜMAN TÜRKİYE. Erdoğan liderliğinde Türkiye, MAZLUM VE MAĞDUR MÜSLÜMANLARIN BİRLİĞİNİ SAĞLAYACAK.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Hedef büyük Türkiye (25.11.2024)
- CHP'nin güya Esenyurt rövanşı (22.11.2024)
- 2 fay hattı hareketlendi (21.11.2024)
- Trump'ın şahinleri (19.11.2024)
- Dünyanın kalbi Ankara'da atacak (18.11.2024)
- Bir gece ansızın gelebiliriz (17.11.2024)
- Trump’ın şahinleri göreve geliyor (15.11.2024)
- CHP arı kovanı (14.11.2024)
- Küresel güç: Türk Devletler Birliği (10.11.2024)
- Gözler Erdoğan ve Trump’ta (09.11.2024)