YABANCI üniversitelerde görev yapan bir avuç Türk akademisyen bir ibret vesikasına imza attı. Ayasofya'nın cami olmasına karşı çıkan yerli ve yabancı üniversitelerde görev yapan Türk akademisyenlere büyük tepki var.
Kim bunlar? Engin Akyürek Koç Üniversitesi, Tülay Artan Sabancı Üniversitesi, Ayşe Henry Bilkent Üniversitesi, Gül Kale Carleton Üniversitesi, Nükhet Varlık Rutgers Üniversitesi, Baki Tezcan Californiya Üniversitesi, Tuğba Tanyeri Pittsburgh Üniversitesi, Yavuz Köse Viyana Üniversitesi, B. Harun Küçük Pennsylvania Üniversitesi, Suna Çağaptay Cambridge Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi...
Listede başka isimler daha var. Öncelikli olarak bu ibret vesikasını unutmayacağız, unutturmayacağız. Emperyalist Batı'ya şirin görünmekten utanmayanları, Evanjelist Hıristiyan ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'yu, ekümenlik hayali gören Bartelemos'un 'Ayasofya cami olmasın' diye ortalıkta gezmelerini ibretle takip ediyoruz.
Ayasofya'nın Türk milletine ait olduğunu görmüyorlar. Ayasofya'nın ne olacağına karar vermenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik hakkı olduğunu herhalde düşünmüyorlar.
Amerika'nın isteği doğrultusunda komünizmle mücadele için kurulan "Manevi Cihazlanma- Moral Rearmament" örgütüdür. Bu örgütün aynı Türkçe isimle İstanbul'da da faaliyete geçişi çok dikkate değerdir. Avrupa Birliği'nin Türkiye örgütlenmesi de 11 Kasım 1966 da "Manevi Cihazlanma Cemiyeti"nde kurgulanmıştır. Derneğin adresi Beyoğlu Asmalımescit Sokağı'nda bir apartmanın üst katıydı. Toplantıları Teşvikiye'deki Gül ve Haç binasında, en gizli ve özel toplantılar ise Kadıköy, Göztepe'deki köşklerde yapılırdı.
İstiklal Caddesi-Boğaziçi-Kadıköy birbirini tamamlardı. Derneğin ilginç projelerinden bazıları şunlardı:
● İstanbul 'Dünya Dinler Başkenti' yapılacak,
● Fener Patrikhanesi Vatikan gibi ayrı bir devlet olacak,
● Ayasofya Ortodoks ibadetine açılacak,
● 'Dünya Dinler Arası Diyalog ve Hoşgörü' projesi geliştirilecek.
SONUÇ: Ancak unuttukları bir detay var.
Türkiye eski Türkiye değil...