BİR virüs, 2'nci Dünya Savaşı kurumlarının sırtına yere serdi. BM, Güvenlik Konseyi, NATO, Dünya Sağlık Teşkilatı perişan durumda. Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası (WB) Uluslararası Ticaret Örgütü (ITO), Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) sarsılıyor.
Daha ortada Coronavirüs dalgası yokken, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, geleceği görmüş ve Birleşmiş Milletler toplantısında, uluslararası kurumların köhnemiş olduğunu şu veciz cümlelerle dile getirmişti:
"Bugün dünya, küresel düzeyde adaletsizliğin yol açtığı pek çok sorunla ve sancıyla yüz yüzedir. Bugün dünyada, ne haklar ne de sorumluluklar gerektiği gibi paylaşılmıyor. Adaletsizlik, istikrarsızlığı, güç mücadelelerini, krizleri, israfı beraberinde getiriyor. Böyle bir durumda, BM ne işe yarıyor? Dünyanın bir tarafı yüksek refah seviyesi ve lüks içinde hayatını sürdürürken, diğer tarafta açlığın, sefaletin, cehaletin kol gezmesi kabul edilemez. Dünyanın şanslı bir azınlığı dijital teknolojiyi, robotları, yapay zekayı, obeziteyi tartışırken, 2 milyarı aşkın insanın yoksulluk, 1 milyara yakın insanın açlık sınırının altında yaşıyor olması çok acıdır. Zihniyetimizi de kurumlarımızı da kurallarımızı da değiştirme zamanı çoktan gelmişti." İşte bu sözlerin ne kadar doğru olduğu bugün çok daha iyi anlaşılıyor. Tabii anlamak istemeyenlere yapabileceğimiz bir şey yok.
BATI İNSANI İHMAL ETTİ
Corona sonrasına ilişkin, SDE Başk.Yard. E. Tümgeneral Güray Alpar, düşüncelerini şöyle açıkladı:
Güvenlik olmadan hayatın olağan akışı sağlanamaz. Çoğu zaman askeri anlamda düşünülen güvenlik kavramının günümüzde geçerliliğini yitirdiği ve artık bireysel güvenlikten, çevresel, sağlık, ekonomik vb. alanları da içerecek şekilde geniş bir alana yayıldığı görülmektedir.
Geleneksel güvenlik anlayışları yetersiz kalmaktadır hale gelmiştir.
Güvenlik alanının derinleştiğinin farkına varamayan sistemler aciz durumlara düşmüşlerdir. Güvenliğin askeri yönüne milyarlarca dolar aktaran yönetimler, ne yazık ki bir virüse karşı basit bir maskeyi üretmekte geç kalmış, dünyanın gelişmiş ülkeleri inanılmaz bir şekilde başka ülkelere ait sağlık malzemelerine el koyacak kadar aciz durumlara düşmüşlerdir." Batı, insanı ihmal ettiği için yanlış düşmanın peşinde kaynaklarını boşuna harcamış, bunu yaparken de bütün dünyayı yakıp yıkma yanında, gün gelmiş kendi vatandaşlarını dahi koruyamaz bir duruma düşmüştür" diyen, E. Tümgeneral Alpar, şöyle devam etti: ABD, kendi vatandaşlarına hiçbir faydası olmadığı halde düşman olarak belirlediği ülkelere yönelik başlattığı savaşta trilyonlarca doları boşuna harcamış, PKK/PYD gibi terör örgütlerine milyonlarca dolar yardım yapmıştır. Bunu yaparken de kendi halkını gerçek tehditlere maruz bırakmış, insanlar sokaklarda en küçük sağlık imkanından yoksun halde can vermiştir. Corona öncesi dayatılan uluslararası sistemin ne kadar zayıf ve sahte olduğu da ortaya çıkmıştır. Bu anlamda mevcut güvenlik sistemleri bir işe yaramamıştır. Üyelerinin ortak amaçlarını gerçekleştirmek üzere kurulan başta BM gibi örgütler krizler karşısında son derece yetersiz kalmış, NATO'nun yaşanan krizde olumlu yönde en ufak bir etkisi olmadığı gibi bir NATO ülkesi olan İtalya'ya Rus askerlerinin yardım için geldiği görülmüştür. Avrupa Birliği ülkeleri ise beklenilen dayanışmayı sergileyememiştir." SON SÖZ: Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan: "Adaletin olmadığı yer oksijensiz dünya gibidir. ZİHNİYETLER DE, KURUMLAR DA DEĞİŞMELİDİR...
Bu sözler artık o kadar yankı bulmaya başladı ki, Avrupa'nın ne duruma düştüğünü görebiliyruz. Ne kadar çaresiz olduğunu. Büyük güç Fransa'nın maske bulamadığını, üretemediğini görüyoruz.
Fransız bakan, "elinizde tek bir maske varsa, hastaneye getirin" diyor. İşte Avrupa'nın gerçek yüzü.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.