Kahya
AMERİKA'DA gelirin yüzde 90'ını yüzde 10 nüfusa sahip küreselci zenginler cebine indiriyor.
Yani onlar ABD'nin gerçek sahipleri. Gelirin ancak yüzde 10'una ulaşabilen yüzde 90 ise sahiplere hizmet eden kölelerdir.
Amerikan derin devleti bu kölelik sisteminin zenginlerin servetine servet kattığını, milyonlarca insanı ve devleti esir aldığını gördü. Aslında ABD, bu sistemi kuranların ülkeyi perde arkasından yönettiği Büyük İsrail'in ta kendisiydi.
Orta Doğu'da küçük İsrail'i kuran bu para imparatorları, Amerika'da da dünyayı dizayn edecek Büyük İsrail'in temelini atmıştı. Başkan kim olursa olsun, hangi partiden seçilirse seçilsin kendi elemanları, uşakları olacaktı. İsrail'e hizmet için çırpınacak, sahiplerinin gözünün içine bakacak, ne istediklerini "Şıp" diye anlayacak kapasitede olacaktı.
Beyaz Saray'da ülkeyi yönetiyor gözükerek koltuğa oturacak isim ancak İsrailoğularına hizmeti aşk edinecek bir KAHYA olabilirdi.
Gerçek başkan ise kendilerini ülkenin sahibi ve kurucusu olarak gören Siyonist zengin ailelerdi. Başkanlık koltuğuna oturan her KAHYA, inşa edilen küresel sistemin uşağı olmak zorundaydı. O yüzden Başkan Biden, Yahudi kongresinde "Ben Siyonist'im. Buna hizmet etmek için illa Yahudi olmaya gerek yok" diyordu. Kaybetme korkusu yaşayan Biden bu cümlesini dün bir kez daha tekrarladı. "İsrail güçlü olmalı ve Yahudiler İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra güvenli bir sığınağa sahip olmalı" diye haykırarak Amerika'nın sahiplerine şirin gözükmeye çalıştı.
Yani perde arkasındaki gerçek başkanlara "Ben sizin en büyük uşağınız, Beyazsaray'ın gerçek sahiplerinin sadece KAHYA'sıyım" mesajını verdi. Amerikan derin devleti ülkenin parçalanma ve batma riskini görerek "Küreselciliğe" ve bu sisteme başkaldırı başlattı.
"Kahrolsun küreselcilik yaşasın ulus devlet" diyen Trump'ı öne sürüp savaş başlattı. Uşaklıktan KAHYA'lığa terfi eden Biden'ın bunama alametleri seçimi kaybetme ihtimalini doğurunca, rakibi Trump'ı öldürme yolunu seçtiler.
Beyazsaray'daki göstermelik başkanlık ve sadece KAHYA'lık sistemini sürdürmek için suikast düzenlediler. Trump anlık başını çevirmeseydi şu an bir ölüydü. Bu suikastle birlikte "Soykırım ortağı ABD" için iç savaşın tohumları atıldı. Çocuk katilleri mutlaka belalarını bulacak.
Kaçınılmaz son yaklaşıyor.
Çünkü ABD artık karanlık İsrail'in peşindeki bir başka karanlık!
2013 yapımı bir film vardı. Oturdum dün bir kez daha izledim baştan sona.
Filmin adı "Butler" yani "KAHYA" idi. "Karanlık karanlığı kovalamaz.
Karanlığı ancak ışık kovalar" sözleriyle start alan film bir kölenin otelde uşaklığa başlayıp, Beyazsaray'da hizmetçilerin "Kahyalığı"na terfi etmesine kadar yükselen süreci anlatıyordu. Dev bir kadroya sahip filmde başrolümüz Kahya olarak tam 8 başkana hizmet ediyordu. Nasıl çok iyi uşak olunacağını ona bir otelde eğitmenlik yapan bir başka köle Kahya öğretiyordu.
Film eğitmen kölenin sözleri ile başlıyor ve sonunda da aynı cümlelerle bitiyordu.
Eğitmen köle Beyazsaray'a Kahya olacak uşağa eğitim verirken bakın neler diyordu;
"Sahiplerinin gözlerine bakmalısın ne istediklerini anlarsın. Neye ihtiyaç duyduklarını tahmin etmelisin. Hizmet ettiğin kişinin gözlerinde bir gülümseme oluşmalı.
İki yüzümüz var. Biri bizimki diğeri sahiplere gösterdiğimiz yüz.
Dünyada bir yere gelmek için sahiplerine tehdit edilmediklerini düşünmelerini sağlamalısın. Sadece hizmet et" Filmde suikastlere de yer verilmişti. Sahiplerinin gözüne bakmayan, neye ihtiyaç duyduklarını tahmin edemeyen, sadece onlara hizmeti düşünemeyen başkan Kennedy'in öldürülmesi de vardı. Ona yapılan suikasti "Kennedy'nin başını uçurdular." diye duyuruyorlardı filmde.
Trump'ın da başını uçurmak istediler. Kulakla yetindiler.
Başarısız ve beceriksiz suikastçi elemanın ise başını uçurdular.
Butler yani Beyaz Saray'ın "KAHYASI" adlı film çok ince mesajlar veriyordu. Senaryosu özenle yazılmış, o derin mesajlar satır aralarında gizlenmişti.
Miting için gitmediği yer kalmayan Trump'a suikast senaryosu içinse küçücük bir şehir seçilmişti. 15 bin civarında nüfusu vardı.
Pensilvanya eyaletindeydi.
Adı da "Butler" yani "KAHYA"ydı. Beyazaray'da "Kahyalık" koltuğuna oturmaya hazırlanan Trump, alnının ortasına kurşunu yemekten kurtulduğu günden 24 saat sonra hemen Başkan yardımcısının kim olacağını aceleyle açıklıyordu. Kendisine geçmişte "Aptal" ve "Amerika'nın Hitler'i" diyen Ohio senatörü JD Vance'i "Başkan yardımcım olacak" diyerek ülkenin sahiplerine haber gönderiyordu.
Kulak delen mermi işe yaramıştı. JD Vance ABD üniversitelerinde Filistin yanlısı gösterilere şiddetle karşı çıkıyor, "İsrail'in Gazze'de işi bitirmesi için yardım etmeliyiz" diyordu. Başkan Erdoğan'ın önceki gün 15 Temmuz darbe girişimi için "Davos'ta one minute dedikten sonra Pensilvanya üzerinden düğmeye bastılar" sözü boşuna değildi. Kendilerini dünyanın sahibi zannedenler, yeryüzünün her köşesinde başkaldıranları öldürmek için her yolu deniyordu. Hemen her yerde başarılı oldular.
Sadece Türkiye'de duvara tosladılar. Kahırlarından ölüyorlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Musk savaşı başladı (18.11.2024)
- "Trump; "Ben deliyim" (16.11.2024)
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)
- Trump namlunun ucunda (07.11.2024)
- Amerikan "ot"ları (04.11.2024)
- Güneysu (01.11.2024)
- Deli danalar-papağanlar (30.10.2024)
- Terör kurucuları (28.10.2024)