BEKİR HAZAR

Adam gülmesin de ne yapsın?

UKRAYNA, Sovyetler Birliği kurulduğunda bu oluşuma katılmayı reddetti. Moskova, Dombas bölgesi ve Kırım'ı Ukrayna'ya vererek birliğe katılmaya ikna etti. Sovyetler dağılınca Ukrayna bağımsızlık ilan etti. Rusya Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde "1997'deki sınırlara dönelim" diye ilginç bir çağrı yaptı. Bunun açılımı ilginçti. "Birliğe katılma bedeli olarak Dombas ve Kırım'ı alan Ukrayna, şimdi Sovyetler Birliği'nden ayrılmışsa bu toprakları geri vermeliydi." ABD eski Sovyetler döneminin bağlılarından Gürcistan'ı ve Ukrayna'yı NATO'ya alacağını vaad etmişti. Amerika'nın bu girişimi bölgede muazzam bir tükenişe yol açtı.
Tarihi hata bir miladdı. ABD'nin dünya üzerinde gerileme dönemini başlattı. Ruslar Gürcistan'a tanklarla girdi, Washinton'a bedel ödetti. Moskova şimdi ABD'ye çağrı yapıyor, "Ukrayna'yı NATO'ya alacağını içeren vaadi geri çek" diyor. Rusya'nın dibinde NATO askerlerini görmek Moskova'nın uykularını kaçırıyor. Buna karşılık ABD, eski Sovyet boyunduruğu altındaki Romanya'da muazzam üsler kurdu.
Almanya'daki askeri varlığını Yunanistan ve yine eski Sovyet bağlısı Polonya'ya yığdı.
Baltık adeta kocaman bir NATO üssüne döndü. Her yer füze kaynıyor. Amerikan kongresinde senatörlere askeri derin uzmanlar "Türkiye'yi mutlaka yanımıza almamız gerekiyor. Karadeniz'deki savaşı kazanmak istiyorsak kilit ülke Türkiye" diye saatler süren brifingler veriyorlar. ABD kuzeyimizde Ukrayna'ya silah yağdırıyor, Rusya'ya "Yanlış yaparsan Ukrayna'nın yanındayız, sert cevap veririz" diye tehdit gönderiyor. Kırım'ı "Sovyetler'den kalma hakkım" diyerek işgal eden ve Ukrayna'dan alıp Karadeniz'e inen Rusya boş durmuyor.
Dombas bölgesindeki ayrılıkçılara silah yağdırıyor. NATO tarafından çevrelenen ve burnunun dibinde Batı askeri gücünü bulan Moskova ilk etapta Suriyelileri uçaklarla taşıyıp Belarus sınırına yığarak Avrupa'ya göçe zorluyor. Avrupa Birliği'ni göçmenlerle darmadağın edeceğinin mesajını veriyor.
Belarus üzerinden Avrupa'ya giden Rus gazı kesiliyor. Avrupa'da gaz fiyatları patlıyor, şehirler donuyor. Bununla da yetinmeyen Ruslar, Bosna'da Sırpları sahaya sürüyor. Bosna'nın göbeğinde tahrik içeren tehditkar Sırp Günü yürüyüşleri düzenleniyor. Moskova "NATO ile Ukrayna üzerinden bana doğru gelirseniz, Avrupa'yı tekrar Bosna'da yakacağım kıvılcımla yangın yerine çeviririm" mesajı veriyor. Ukrayna'ya Rus işgali olabileceği endişesiyle yığınak yapan CIA ve İngiliz MI6 ortak operasyon çekerek Bosna'daki "Sırp sopası"na Moskova'nın yakın ilişkileri olduğu Kazakistan'da ayaklanma başlatarak cevap veriyor. Her zaman olduğu gibi Kazakistan'da da CIA ve MI6'nın kontrolünde olan vehabiler sokaklara dökülüyor. Soros da milyonlarca doları sivil toplum örgütlerine göndererek ayaklanmayı destekliyor. Rusya'ya ayar amacıyla Batı'dan Kazakistan'a yapılan müdahaleye bu ülke anında cevap veriyor. Kazak Devlet Başkanı Rus askerini ülkesine davet ederek başta ABD olmak üzere Batı'ya yumruk indiriyor.
Görüldüğü gibi hemen üzerimizde muazam bir satranç oynanıyor, kaleler indiriliyor, şahlar çekiliyor. Karadeniz'de, Kafkaslarda eller tetikte, sinirler gergin. Küçücük bir hata, bir kıvılcım bölgemizi bir kez daha yangın yerine çevirecek. İçerideki kısır gündemden derhal kurtularak, yatıp kalkıp burnumuzun dibindeki bu savaş çığlıklarına, gerilime, büyük krize kilitlenmemiz gerekiyor. Ancak bu ülkede 30 yıl türbanı tartıştırıp dışarıya gözümüzü kör eden muhalefet bugün de boş durmuyor. Yine saçma sapan iç gündemlerle devleti oyalamak, içeriye gömmek için kendini yırtıyor. Karadeniz'de neler olduğunu konuşan bir tek muhalefet milletvekili yok. Bilmiyorlar, görmüyorlar, duymuyorlar. Önceki gün CHP lideri Kemal Bey'e bir televizyon programında "iktidara gelmeleri halinde dış dünyadaki olaylara bakış"ın ne olacağı soruldu. Kemal Bey "Her şey çok güzel olacak" deyince, Fatih Altaylı kıs kıs güldü. Fatih gülmeyip de ne yapacaktı? İstanbul'u da "Her şey güzel olacak" diye almışlardı. Bugün İstanbul halkı her gün otobüsleri iterek gideceği yere götürüyor. Bakın kendisi gidiyor demiyorum. Sloganlarla otobüs çalıştıracaklarını zannedenlerin, dünyadaki olaylara da aynı cümleyi kullanmaları içler acısı. Bunlar kalkar yarın Karadeniz'de savaş çıksa gemilerimizi itmek için denize girerler. İnsanın içi burkuluyor. Üzülüyor.
Maalesef bu ülkede Türkiye'yi dünyadan koparmak, burnunun dibindeki yangınlardan uzaklaştırmak için çırpınan bir muhalefetimiz var. Yangın çıksa bunlar itfaiye aracını da iterek götürmeye çalışır. Şaka yapmıyorum!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.