26 Temmuz 2016'da bu sütunlarda sizlere bir kurumu, üyelerini ve bu kuruma ait yayın kuruluşunu deşifre etmiştim. Yaklaşık 5 yıl önce Foreign Policy adlı yayın kuruluşuna dikkat çekmiştim.
Hadi gelin önce o yazıyı bir hatırlayalım;
"15 Temmuz'dan bir ay önce de başka alçaklığı teşhir ettik burada. CIA eski başkanı James Wolsey'in yönettiği Demokrasileri Koruma Vakfı 'FDD' yönetim kurulunda üye olan John Peter Hannah, kendini İsrail'in çıkarlarına adamış CFR'nin yayın organı Foreign Policy'de bir makale yazıyordu. Haziran ortasında yayınlanan makalede Hannah 'Erdoğan ABD, Avrupa ve Ortadoğu çıkarları için tehlike oluşturuyor. Obama derhal müdahale etmeli' diyerek 'DARBE' çağrısı yapıyordu. Darbeci Hannah'ın babası İngiliz petrol şirketi Shell'de yöneticiydi. CIA eski başkanından tutun, adı Demokrasileri Koruma Vakfı ve küresel sermayenin fonladığı kurumların dergilerine kadar inanılmaz ilişkiler ağı... Ve Demokrasi Koruma Vakfı adına sığınmış darbeciler... Bu vakfın yönetim kurulundaki bir üyenin kaleme aldığı DARBE çağrısı... O darbe çağrısının yapıldığı CFR adlı Haçlı- Siyonist ittifakının dergisi Foreing Policy... Ve o dergide 2008 yılında alkışlanan FETÖ... Evet yanlış duymadınız. Foreign Policy Dergisi terör örgütü FETÖ'nün liderini 2008'de 'Dünyanın en etkili 100 ENTELLEKTÜELİ arasında BİRİNCİ' seçip tüm dünyaya ilan etti. CIA yıllardır, bu aşağılık dergiler, kurumlar aracılığı ile Amerikan kamuoyunu başka ülkelerde darbeye hazırlayıp, Amerikan yönetimine baskı yapıyordu."
Aradan 5 yıl geçti… Türkiye-Afrika zirvesi, 41 ülkenin katılımı ile İstanbul'da gerçekleşti.
20 kadar ülkenin devlet ya da hükümet başkanı, diğer ülkelerin de önemli bakanları zirveye katıldı. Bir baktık, tarihi zirveyi diline dolayıp ağıt yakan bir dergi hemen ortaya zıpladı. O derginin adı yukarıda bağlantılarını anlattığımız darbeci Forign Policy'den başkası değildi.
"Türkiye'nin dış politikada daha fazla nüfuz sahibi olması halinde Çin'den sonra ABD'ye karşı bir başka sorun oluşturabilir. Özellikle Afrika'da güçlenen Türkiye, Amerikan dış politikası için büyük risk oluşturuyor" diye sayfalarında çığlık atıyordu. Türkiye'nin Afrika'da yaptığı yatırımlar, yardımlar, ticari anlaşmalar, açtığı askeri üsler örnek gösteriliyor, adeta ağlıyordu Foreign Policy. Hatta Afrika ülkelerine sattığımız SİHA'lara vurgu yapılıyor, askeri etkinliğimizin de arttığı uyarısı yapılıyordu. "Türkler sadece Somali'de bir üste 10 bin Afrikalı askeri eğitiyor" diye feryat ediyorlardı. Darbeci derginin çığlıklarını ve boşa kürek hedef gösterme girişimlerini okudukça hem güldüm hem de ülkemle gurur duydum. Sadece Foreign Policy mi? Koroya NewYork Times da katıldı ve "Türkiye Etiyopya'da SİHA'ları ile darbeyi önledi" diye yazdı. İsyancı lider Tsadkan Gebretensea ile röportaj yapıp "Tepemizde 10 SİHA vardı, hedef olduk, kıpırdayamadık" şeklindeki gözyaşlarını sayfalarına taşıdı geçen hafta.
Ve Ağlaklar Korosu kar topundan çığa dönüştü. Fransız Le Monde da devreye girip "Türkiye'nin Afrika'daki etkisi her geçen gün artıyor. Bu durum, yıllardır kabullenilmiş politikaların dışında Türkiye'nin gücünü öne çıkartıyor. Paris, bu konuda büyük rahatsızlık duyuyor" diye yazarak karın ağrılarının hangi noktaya geldiğini duyurdu.
Fransız aylık ekonomi dergisi Capital de "Türkiye, Afrika'da büyük oyuncu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Afrika'daki nüfuzunu artıran Türkiye, peynir ekmek gibi SİHA satıyor" diye yazarak tedbir alınmasını istedi. France Info ise "Türkiye'nin Afrika kıtasında etkisinin arttığı artık ciddi bir gerçek. İstanbul'da düzenlenen zirve de Fransa'nın bölgeden hızla uzaklaştığının göstergesi" yorumuyla adeta diz dövdü.
Bremen mızıkacıları geri durur mu? Alman Deutsche Welle de Ağlaklar Korosu'nun üyesi oldu; "Artık Türkiye'nin Afrika'da güçlü bir ülke olduğu ortada" diye başlayan geniş bir zılgıt haberine imza attı.
Batı'nın tamamı, Türkiye'nin Orta Asya, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'dan sonra Afrika'da da artan muazzam güç ve nüfuzuna gözyaşı döküp feryat ediyor. Tek gündem maddeleri bu. Bizim Batı hayranı ittihatçı kafalarımız ise, kirli ittifaklarla, yalanlarla, algı operasyonları ile Erdoğan'ı indirmek için, senelerdir olduğu gibi kendini yırtıyor. Yerli Batıcıların da tek gündem maddeleri bu!
İçerideki devletine saldırı adeta çığa dönüştü. Sosyal medyadan, ekranlardan taşıyorlar adeta. Dolar düşüyor diye kalpleri sıkışıyor. İçeriyi Batı aşkına halletmek için "Ekonomi çökse" diye dua edenleri bile var.
Halbuki bu "AĞLAK KOROSU"nun yerli hizmetçileri olmasa Türkiye dünyayı, dışarıyı konuşacak. Tıpkı Batı'nın bizim hamlelerimizi sakız gibi ağzında çiğnemekten yorulmasına denk gelecek ağırlıkta sınır ötesi patlamamız var. Buna perde çekmek için döviz düşerken "Dolar alın, tam fırsatı ha" diyen muhalif milletvekillerimiz dahi varsa, siz anlayın durumu. Hâlâ anlamayan varsa, anlatacak halimiz de yok artık!