TÜRKİYE, NATO'daki sorumluluklarını ciddi anlamda gerçekleştiren beş ülkeden biri. Geçtiğimiz hafta bu resmen açıklandı.
Trump döneminde "NATO'ya yükümlülüklerini yerine getirmeyen ülkelere" verilen ültimatomlar, Macron'u "NATO'nun beyin ölümü gerçekleştirmiştir" noktasına getiren açıklamalar boşuna değildi.
Mevcut NATO artık mevta olmuştur. Dünyayı yıllarca dizayn eden gücün önümüzdeki dönemde "YENİ NATO" olarak doğacağını son yıllarda sürekli size aktardım. Şu anda Moskova ile Batı arasındaki gerilimler bile önümüzdeki yıllarda Rusya'nın da NATO içine dahil olabileceğinin göstergesidir.
Hayal gibi gelen bu teorinin gerçekleşmesi asla yabana atılamaz. ABD'de yakın gelecekte nelerin olacağı belirsizliğini korumaktadır.
3 emekli general, orduda devlete bağlı olan hiyerarşinin bozulduğunu ilginç örneklerle anlatıp, seçim öncesi Trump lehine ülkede darbe olabileceğini dahi medyadan haykırmıştır.
Pandemi kriziyle birlikte dünyada tüm dengeler değişmiştir. Fransa'nın kurulması mümkün görünmeyen "Avrupa Ordusu" ısrarı boşuna değildir. Fransız derin devleti NATO'da güçsüzleşen Avrupa ülkelerini ve Türkiye'nin son yıllarda yaptığı askeri-siyasi stratejik hamlelerin başarısını göklere çıkararak AB'yi uyarması hiç tesadüf değildir. Ankara artık uzun vadeli planlarla geleceğe yatırım yapmakta ve YENİ NATO'da söz sahibi olma yolunda önemli adımlar atmaktadır. Bu görüntü birilerinin bırakın kulağını uykularına dahi kar suyu kaçırmaktadır.
Ankara'nın, kısa süre önce Karabağ'da dövüp diz çöktürdüğü Erivan ile normalleşme adımlarının bölge ülkelerine ve Kafkaslar- Hazar Havzası'nda kalıcı barışa, istikrara büyük katkı yapacağı açıktır. Ama en önemli sonuç, İpek Yolu'nun Rusya-İran kıskacındaki bağımlısı Ermenistan'ın, Türkiye liderliğindeki bölgesel eksene yaklaştırılması olacaktır. Böylece İpek Yolu ve Washington-Ankara- Moskova eksenindeki "ciddi bir pürüz" daha Türkiye lehine ortadan kalkacak görünüyor.
Böylece İpek Yolu'nun kontrolünde,Türkiye'nin başrol alacağı yeni NATO kuşağı önündeki ciddi bir engel aşılmış olacak.
Bunun Türkiye'ye getireceği bir başka kazanım da ABD'deki Ermeni lobisinin Türkiye karşıtı faaliyetlerinde gerileme olmasıdır. Bu durum Türkiye'nin Avrasya ve İpek Yolu'nda hem daha müessir olmasını sağlayacak hem de Türk-Amerikan stratejik ilişkilerinin "eşitlik ve ortak menfaatler" paydasında, kalıcı, ikamesiz ve Ankara'nın elini güçlendiren bir pozisyonda ilerlemesinin, gelişmesinin yolunu da açacaktır. Orta vadeli projeksiyonlarda Ermeni diasporası ile "Türk Birleşik Devletleri" için düğmeye basan Türk Dünyasının lideri Ankara'nın hem ABD'de hem de AB'de ortak "lobicilik " yapabilecekleri bile yüksek ihtimal dahilindedir.
Türkiye'nin Avrasya'da, Kafkaslarda, İpek Yolu'nda, Ortadoğu ve Afrika'daki nüfuz alanının genişlemesinde ve yeni hamlelerinde, "İsrail ve İngiltere ile daha fazla işbirliği yapmaya başlamasının" geniş etkileri de görülecektir. Afrika'daki muazzam hamlelerin yanı sıra, ülkemizde okuyan binlerce Afrikalı gencin gelecek yıllarda ülkelerinin yönetimlerinde söz sahibi olması bambaşka ufuklar açacak, stratejik ortaklıkları da beraberinde getirecektir.
Pakistan büyükelçisinin geçtiğimiz hafta "Türkiye ile yaptıklarımız hayal edilenden de öte" şeklindeki açıklaması, İslam dünyasına silah sağlayan noktaya ulaşmamız, BAE'den Suudlara kadar önüne gelenin Ankara'da savunma ürünlerimiz için sıraya girmesi geleceğin güçlü ve lider Türkiye'sinin habercisidir.
Türk dünyası ile askeri anlaşmalar yapılması, eğitdonat ilişkisine girmemiz ve "TÜRK NATO"su alt yapısının kurulması kıskananları çatlatıyor.
Türkiye ekonomik kurtuluş savaşını kazanıp bu alanda da tam bağımsızlığını ilan ettiğinde durdurulamayacaktır.
TÜSİAD'ın bu savaş verilirken, döviz düşerken üzülen muhalefetin çağrısına uyup "dolar sallaması" yapması doğaldır. Genlerinde hep bu vardır. Çıkıp kaç üyelerinin kaç milyar dolarla oynadığını ve dövizi zıplattığını, hangi üyelerinin bu ülkede kazandıkları yüz milyarlarca doları dışarı nasıl kaçırdıklarını asla açıklamazlar. "Dolar artıyor" diye bağırıp geleceğe yatırım yapan devletine sallarlar. Dedik ya GEN bu...
Yapacak bir şey yok!