Türk asrı başlıyor
Açlık ve okluğun yanında ezilen, dışlanan, horlanan milyonlarca insanımızla karşılaştık.
Bizi en çok yıkan ise yıkanan beyinlerdi. Hiçbiri aynı kökenden geldiğimizi bilmiyordu.
Komünist rejimin eğitim sisteminde Türklük diye bir kavram yoktu. Tüm silinmişti beyinlerden. Mesela Özbekistan'da camilerin kapısına kilit dahi vurulmuştu. Yakın zamana kadar devam etti bu durum.
En nihayetinde Başkan Erdoğan'ın bu ülkeye ziyaretleriyle yeni açıldı. O Özbekistan'da dünya tarihine yön veren büyük bir isim vardı. Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri'ydi bu zat.
Türklere Müslümanlığı oralarda öğreterek en büyük cihan imparatorluğunun kurulmasına zemin hazırlamış, çağ açıp çağ kapatan Fatihlere öncü olmuştu.
Dünyaya iz bırakan, Alparslanların, Ertuğrul Gazilerin, Osmangazilerin donanımlı olarak Orta Asya'dan yollara çıkıp Anadolu'ya gelmelerine tarihin seyrinin değişmesine yol açmıştı. Özbekistan'da halk Hoca Ahmet Yesevi'ye büyük hayranlık duyuyordu. Komünist rejimin baskıları sonucu dinlerini çok iyi öğrenemeseler de akın akın türbesine koşuyordu. Rahmetli Özal'ın 10 milyon dolar harcayarak restore ettirdiği ve muhteşem bir yapıya dönüştürdüğü o türbenin etrafında Orta Asya'dan gelen binlerce kişinin 7 kere tavaf ettiklerine dahi bizzat yerinde şahit olmuştuk.
Ancak "Biz de sizlerle aynı soydan geliyoruz. Buralardan göçederek Anadolu'ya geçti atalarımız" dediğimizde tuhaf tuhaf yüzümüze bakıyorlardı.
İnanmıyorlardı. Taşkent'te "Biz Özbekiz", Almatı'da "Biz Kazakız" diyerek ayırıyorlardı kendilerini. Halbuki oralarda "Men" diyorlardı, biz burada "Ben" diyorduk. Bir harfle ayrışıyor gibi görünsek de aynı dili konuşuyorduk. Bunun bile farkında değillerdi.
Kültür ve Turizm Bakan yardımcısı, sevgili dostum Ahmet Misbah Demircan bir davetiye gönderdi dün. Korkut Ata Türk Dünyası film festivalinin ilk kez İstanbul'da yapılacağını duyuruyordu o davetiye. 13 ülkeden 42 filmin katılacağı, Türk Cumhuriyetlerinden 200'ü aşkın yapımcı, yönetmen ve oyuncunun İstanbul'daki devasa zirvede bir araya geleceğini anlatıyordu.
Eski anılara giderek her satırını gözyaşlarıyla okudum. Çünkü son yıllarda gerek Yumuşak güçle, gerekse Sert güçle, Karabağ'dan dahi koridor açarak Çin sınırına kadar uzanan bir güzergahta, Türk Cumhuriyetleri ve bölge ülkeleri ile inanılmaz bir ekonomik ağlar, yollar örmüştük. Şimdi bu festivalle de Kültür ve Turizm Bakanlığı başka ağlar örüyordu.
Çünkü gönüldaşlarımızda, karındaşlarımızda bir kalkışma vardı artık. Unutturulan Türklük şuuru, yerini kucaklaşmaya, büyük buluşmalara ve birleşmeye bırakıyordu. Azerbaycan'dan başlayıp, Türkmenistan'a, Çin'le sınırı olan Kazakistan'a kadar Ahmet Yesevi'nin torunları hem ekonomik hem de kültürel anlamda dünyaya bir uyanışın, bir bütünleşmenin haykırışını yapıyordu.
Bugün binlerce genç Kazakistan'da, Özbekistan'da İslam dinini en doğru kaynaklardan öğreniyor, camilere koşuyor, "Biz Türküz" diyor. Sovyet rejiminin o izleri hayal edemeyeceğiniz büyüklükte siliniyor.
Türkiye'nin son 15 yılda bu ülkelere başlattığı büyük hamleler, ekonomik ve kültürel yatırımlar artık Ankara'ya ve Türk dünyasına bir GÜÇ olarak dönüş yapmaya başladı. Karındaşlarımız binlerce kilometre ötede Diriliş Ertuğrul ile Kuruluş Osman'la, Ahmet Yesevi'nin torunlarının dağları aşarak nasıl cihan imparatorluğu kurduğunu gözyaşlarıyla öğreniyor. Yine bu dönemde Balkanların kalbi Türkiye için atıyor. Milyonlarca Macar dahi "Biz Türküz" diye kalkışma başlatarak uyanışa geçti. Artık başka şeyler oluyor.
Bütün bunları bambaşka GÜÇLÜ bir Türkiye'nin ayak seslerini sizlere hissettirebilmek için yazıyorum. Tüm dünyada 1 milyarın üzerindeki İslam dünyasının lideri olarak görülen Türkiye artık karındaşlık ruhunun taşıyan her yerde bakın nasıl anılıyor; "Önder, hakan, kağan, öncü, başçı, yolbaşçı, başbuğ, başkan, başçı, col başçı, başçı,yol başçı"… Ve tabii Afrika… Yıllar önce gittiğimiz kıta Ülkerlerinde Türk olduğumuzu öğrenince "Nerede kaldınız" diyorlardı.
Artık oralarda sadece "BİRLİKTE NE YAPACAĞIZ" onu konuşuyoruz.
Dünyada hiçbir ülkede böyle bir güç yok. Kim ne derse desin inanmayın. Gelecek bizim… Türk asrı başlıyor…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Putin’in köpeği (27.11.2024)
- Katiller panikte (25.11.2024)
- CHP'ye Trump darbesi (24.11.2024)
- Yumruklar konuşuyor (21.11.2024)
- Musk savaşı başladı (18.11.2024)
- "Trump; "Ben deliyim" (16.11.2024)
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)
- Trump namlunun ucunda (07.11.2024)