Gücümüzle güleceğiz
İçimizdeki Batı'dan medet ummayı beyninde kanunlaştırmış ittihatçı kafalar hala bunun farkında olmasa da gerçek böyle. Son yıllarda Türkiye dış politikada yaptığı hamlalerle bambaşka bir yere geldi. Biz içeride kısır tartışmaların gölgesinde kalırken dışarıda önüne gelen Türkiye'yi konuşuyor. Çünkü uçak havalandı gidiyor. Artık geri dönüş yok.
Sınırlarımız dışında herkes Türkiye'nin bu havalanmasına bakıyor. Ardından her yerde Türkiye konuşuluyor, tartışılıyor.
Alman gazeteci Höhler, "Türkler etkin bir ülke haline geldi" diyerek "Manzara köprü olma işlevinin bir parçası. Ayaklardan biri Avrupa'da, diğeri İslam dünyasında" diyerek uzandığımız coğrafyayı gözlere sokuyor.
Rusya Bilimler Akademisi Güvenlik Sorunları Araştırma Merkezi uzmanı Konstantin Blohin "ABD, sorunlarının birçoğunu siyasi ve askeri yöntemlerle çözme kabiliyetine sahip değil. Askeri yöntem, sadece zayıf ülkelere uygulanabilir" diyor. Ardından noktayı koyuyor; "Türkiye, ciddi bir bölgedel güç..." Rus siyaset bilimci Stanislav Bışok da "Batılı olmayan yeni güç merkezleri doğuyor. Bu yeni sistemde yer alan Türkiye, ciddi bir bölgesel güç" diyerek vatandaşına eşlik ediyor.
ABD merkezli yayın organı Bloomberg kısa bir süre önce "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki güç gösterisi sadece gazla ilgili değil" başlıklı makale yayınladı.
"Türkler bölgesel güç olarak çıkarlarına sahip çıkmaya muktedir bir donanma inşa ediyor" diye uyardı.
Amerikalı Profesör Ryan Gingeras "Yüzeyin çok da altında olmayan yerde çok daha duygusal bir dizi mesele yatıyor, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki en büyük güç olduğu ve buna uygun muamele görmesi gerektiği gibi.
Kendini rakipler ve hasımlarla çevrili algılıyor, otoritesini kabul ettirmek için gücünü kullanacak, çünkü buna muktedir" diyor.
Yunan milletvekili Kanelli, "Fransa'ya güvendik hata yaptık.
Delilik yapmanın sırası değil.
Türkiye gibi bir ülkeyle çatışma riski bizi endişelendirmeli" diye bağırıyor. AB Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell bir ay önce "Türkiye dikkate alınacak bir bölgesel güç haline geldi. İnkar edilemeyecek başarılar elde etti" diye haykırıyor. Bu örneklere son yıllarda artık hemen hergün rastlıyoruz.
Sıradan bir hale geldi.
Türk Savunma Sanayii'ne, İHA ve SİHA'ları ile yapılan başarılı operasyonlara, denizlere indirilen yeni savaş gemilerimize tüm dünyada methiye yağıyor. Şu anda yeni süreç "Lazer silahıyla 1 dolara nasıl uçak düşürebileceğimiz" konusu.
Evet düğmeye basıp 1 dolara lazerle uçak düşürecek teknolojiye geldik.
Dünya şimdi de bunu konuşma dönemine giriyor.
Ve gelinen son noktada Atlantico adlı Fransız yayın kuruluşu Suriye'de, Libya'daki operasyonlarımız nedeniyle Erdoğan'ın bir İmparatorluk kurduğunu öne sürecek noktaya geldi. "Erdoğan Paris'ten 3 saat uzaklıkta Osmanlı İmparatorluğu'nu yeniden kuruyor. DNA'sını Fatih Sultan Mehmet'ten alıyor" diye ağladı önceki gün.
Türkiye'nin başına yıllardır terörün bela edilmesi boşuna değil. İçeride bizi bölmeye, kavga ettirmeye çalışmaları laf olsun diye değil. Kendi devletine saldıran, Batılı ağzıyla konuşanların içimizde çoğalarak türemesi hiç tesadüf değil. Afrika'nın bir ucunda Türk gemicilerin kaçırılmasını anlayamayanlar bile var aramızda.
Güçlendikçe üzerimize gelecekler tabii ki... Adamlar deliriyor. Devamlı uyarıyorlar medya üzerinden belirli merkezleri. Gücümüzü hep birlikte sindirerek hissettiğimiz anda daha çook ağlayacaklar. 21. Yüzyıl bizim güleceğimiz asır. Buna inanın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Yumruklar konuşuyor (21.11.2024)
- Musk savaşı başladı (18.11.2024)
- "Trump; "Ben deliyim" (16.11.2024)
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)
- Trump namlunun ucunda (07.11.2024)
- Amerikan "ot"ları (04.11.2024)
- Güneysu (01.11.2024)
- Deli danalar-papağanlar (30.10.2024)