FRANSIZ Rothschild, İran'ı Çin'e bağladı.
Çin'i de sermaye akıtarak, ekonomide dev haline getirip, ABD'nin karşısına diken, küresel yapıya bağlayan İngiliz Rothschild. İran, Şah döneminde Pentagon'a bağlıydı. Kennedy suikasti sonrası ABD ulusalcıları güç kaybetti. Bu boşlukta Fransız Rothschild küresel darbeyle Humeyni'yi İran'ın başına geçirdi. Çin ise son 150 yılda İngiliz Rothschild operasyonları ile küresel kontrole geçti. Önce Afyon savaşları ile Çin uyuşturuldu. Sonra Mao kültür devrimi, tarlayı sürdü, binlerce yıllık Çin kültürünü ve milli yapıyı sıfırladı. Küresel irade ise bu tarlada modern sosyalizmi kurdu.
Hindistan da İngiliz Rotschild tarafından benzer operasyona tabi tutuldu. Logaritma cetvelleri ezberletilerek zihinsel soykırım yapıldı. Sömürüyü normalize etmek için Kast sistemini esas alan Hinduizm parlatıldı.
3 milyarlık halk kitlesi, Çin ve Hindistan'da ayda 100 dolara talim ediyor. Bu ülkelerin zenginleri ise küresel iradeye hizmet ediyor.
Afrika ve Asya kıtası da aynı durumda.
Dünya virüsten sonra Çin'de denemeleri yapılan çipli modern sosyalizme geçecek.
CIA'yı kuran G. Orwell'in dünya düzeni böylece gerçek olacak. Küresel plan bu...
Yukarıdaki önemli açıklamaların sahibi görüşlerine çok değer verdiğim bir dostum.
Pandemiden tutun tüm savaşlara kadar aklınıza kriz anlamında ne geliyorsa ardında hep küreselcilerin ve en başta da dünyanın en zengin ailesi Hanedan'ın soygun planları var. Amerikan derin devleti, bu yüzden küreselcilere yani zengin aile şirketlerine savaş açtı. En öne de başkan seçtirdiği Trump'ı sürdü. O Trump 2019 yılının Aralık ayında "Küreselciler bizim para kaybetmemizi istiyor" diye bağırıyordu.
15 gün önce de "Gelecek küreselcilerin değil vatanseverlerin" diyor, Pandemi ile boğuşan dünya ABD Başkanı'ndan gelen bu ilginç "Küreselcilere öfke" çığlığını es geçiyordu. Bugün baktığımızda dünyada yaşanan tüm krizlerde, taşın altından gerilimlerden trilyon dolarlar kazanan bu hanedan ve yan kolları çıkıyordu. 30 yıl önce Ermenistan'ı da Dağlık Karabağ'a saldırtıp işgal ettirdiler. Ermenistan'da kim cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin bu ailenin çok sayıda şirketinde ya danışmanlık yapıyor ya da yönetim kurulunda görev alıyordu.
Son iki cumhurbaşkanı da hala hanedan şirketlerinden maaş almaktadır. Peki Dağlık Karabağ neden hanedan için bu kadar önemli? Bu sorunun cevabına gittiğimizde yine şaşırmıyoruz. İşgal altındaki Dağlık Karabağ'ın özellikle Kubatlı, Şuşa, Zengilan, Kelbecer ve Hocavend bölgeleri altın, bakır, çinko, demir gibi tam 155 çok önemli maden yataklarına sahip. Bölgede İngiliz, Amerikan ve Fransız şirketler 20'şer yıllık anlaşmalara sahip. Dünya Altın Konseyi raporlarında açıklanmamış BÜYÜK altın rezervine sahip bölgeler arasında Kelbecer ve Hocavend da gösterildi. Peki bu iki bölgede hangi şirketler var? Rio Tinto... Rothschild ailesinin 100'e yakın ülkede faaliyet gösteren maden şirketi. Dağlık Karabağ'da özellikle gizli altın madenlerinde de bir başka şirket, Anglesey Aluminium adlı İngiliz-Galler ortaklığındaki bir yapı öne çıkıyor. Anglesey Aluminium adından da anlaşılacağı gibi alüminyum alanında çok güçlü. Bu şirket Rio Tinto'ya bağlı bir şirket. Yani Hanedan'a ait Rio Tinto'nun yan kuruluşu. Kelbecer ve Hocavend bölgeleri için 2 yıl önce anlaşma yapıldı. Bu iki bölgeye başka hiçbir şirket alınmıyor. Ancak savaş madenlerdeki tüm çalışmaları durdurdu. Türk İHA'ları bir kez daha bir yerlere fena çomak soktu.
Bir zamanlar "Erdoğan ABD çıkarları için tehlike oluşturuyor" diye raporlar yazdıran ve küreselcilerin hizmetkarı olan American Foreing Policy önceki gün "Türkiye'nin ordusu aşırı mı yayılıyor?" başlıklı bir analiz yayınladı. Ankara'nın Libya, Suriye, Irak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz ve Katar'daki asker ve üsleriyle varlığı ve etkisi üzerinde duruldu. Konuyla ilgili haritalar yayınlandı. Ve finalde şu yoruma yer verildi; "Türkiye'nin Kafkasya'da daha fazla nüfuz elde etme arayışı şaşırtıcı değil. Türkiye Başkanı Erdoğan, gerçekten de ordusunu Ermenistan işgali altındaki Dağlık Karabağ'da konuşlandırmaya karar verirse, bu Akdeniz'den Orta Asya'ya uzanan bir dizi Türk stratejik zorluğunun sonuncusu olur." Evet adamlar Türk askerinin savaş sonrası altın kaynayan Dağlık Karabağ'a da caydırıcı olarak üs kurabileceğine vurgu yapıyor, "TÜRK STRATEJİK ZORLUĞU" diye bir kavramdan bahsediyor. Peki ne demek "Türk staretjik zorluğu"? Türkiye düşmanı bir portalda yayınlanan o raporun altında bir başka analist cevaplıyor bu soruyu; "Yani Türk askeri varlığının olduğu her yerde Türkler'e de masada yer açmak zorundasınız."