Savaş tamtamları
O dönemde Amerika'nın başkanı Wilson'du. "Savaş karşıtı" konuşmaları ile koltuğa oturdu. 1. Dünya Savaşı başladığında Amerika tarafsızlığını ilan ediyor, "Ben yokum" diyordu. Aslında Avrupa'da yeni patlayan savaş ABD'nin işine geliyor, avuç ovuşturuyordu. Zira Amerikan silah sanayinin satışları patlamıştı, Avrupa'ya ürün yetiştiremiyorlardı. Savaş öncesi de Avrupa'ya çok silah satmışlardı. Ülke zenginleşiyor, silah sanayi kalkınmada lokomotif sektör oluyordu. Avrupa'dan milyarlarca dolar alacakları vardı.
Savaşa asla girmeyeceğini açıklayan Başkan Wilson'un kapısını bir gün Rotschild ve Rockfeller çaldı. Amerikan Başkanı'na "Bu savaşa girmek zorundasın" dediler. Wilson, "Asla girmem. Bırakın onlar savaşsın, biz de silah satıp zenginleşelim" cevabını verdi. Ancak dünyanın en zengin iki ismi "Amerika'yı kalkındıran biziz. Eğer bu savaşa girip taraf olmazsan sen de batacaksın. Biz de büyük kayıplara uğrayacağız" dedi.
Başkan Wilson anlayamadı. Rotschild ve Rockfeller konuşmaya devam etti.
"Bakın biz Fransa ve İngiltere'ye silah alabilmeleri için milyarlarca dolar borç verdik. Şu anda Almanya savaşı kazanıyor. Eğer İngiltere ve Fransa'nın yanında savaşa girmezsen ikisi de Alman ve Osmanlı toprakları olacak.
Haliyle dünyada İngiltere ve Fransa diye devletler olamayacak. Dolayısıyla da siz de biz de milyarlarca dolarlık alacaklarımıza kavuşamayıp batacağız." dediler.
Sonunda yumruğu Wilson'a indirdiler; " Yani işin özü bu savaşa girmezseniz en büyük kaybı Amerika yaşayacak" diye. Başkan Wilson ertesi gün Amerika'nın, İngiltere ve Fransa'nın yanında savaşa girdiğini ilan etti. 2 milyon asker Avrupa'ya sevk edildi. Amerika, savaş gemileri ile kazanmak üzere olan Almanya'nın karşısına dikildi. Gidişat değişti.
Almanya ve Osmanlı kaybetti.
Eğer Rockfeller ve Rotschild o gün Wilson'un kapısını çalmasaydı, bugün Avrupa'nın ve Almanya'nın yarısı Osmanlı'nındı. İngiltere, Fransa yoktu. Dünyanın iki süper gücü vardı. Biri Alman İmparatorluğu, diğeri Osmanlı İmparatorlu'ydu.
Petrol bölgeleri de bizde kalacağı için kasamızda TRİLYONLARCA DOLAR vardı. Ve dahası 2. Dünya savaşını da yaşamayacaktık. 50 milyon kişi ölmeyecekti. Yeryüzünde İsrail diye bir devlet de olmayacaktı. Suudi Prensi Salman belki de Kapalıçarşı'da dükkan işletecekti. Ankara'dan Dubai'ye, Bağdat'a Vali atanacaktı. PKK diye bir örgüt olmayacak, eyaletimiz Suriye'de iç savaş yaşanmayacak, 40 milyar dolarımız mültecilere gitmeyecekti.
Süper Güç ve İmparatorluk olarak belki de NATO'yu biz kurup, istediğimizi içine alacaktık. AB diye bir şey olmayacaktı.
Herkes bizim kapımızda bekleyecekti.
Sadece iki adam... Rockfeller ve Rotsdchild "PARA UĞURUNA" dünyanın seyrinin değişmesine yol açtı.
ABD de savaşa girerek en büyük zararı Osmanlı İmparatorluğu'na yani bizlere verdi. Bugün bile terörü destekleyip etrafımızı yangına, kan gölüne çevirdiler.
Şimdi "Amerika yeni bir savaş arıyor. Savaş çok yakında" diye görüşler hızla seslendiriliyor. Hem de yine bizim bölgemizde. Yüksek düzey bir istihbarat subayımız ile sohbet ettik.
"Böyle bir ihtimal var mı?" diye sorduk. Anlattı;
"Bakın Bush döneminde ABD'nin savunma bütçesi 250 milyar dolardı.
İkiz kuleler vurulunca 700 milyara dolara çıkardılar. Biz hemen analizini yaptık. Tamam savaş geliyor dedik.
Afganistan ve Irak'ı işgal ettiler hemen.
Şimdi Trump 'Askerlerimi çekeceğim, artık savaşmayacağım' diyor. ABD'nin savunma bütçesi 700 milyar dolardı.
Trump bunu azaltmadı tam aksine 50 milyar dolar daha artırdı. Artış varsa savaş da var"...
Savunma Sanayimiz'e adeta savaş açan, eleştiren muhalefete "Allah akıl versin" diye dua etmekten başka yapacağımız bir şey yok.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Putin’in köpeği (27.11.2024)
- Katiller panikte (25.11.2024)
- CHP'ye Trump darbesi (24.11.2024)
- Yumruklar konuşuyor (21.11.2024)
- Musk savaşı başladı (18.11.2024)
- "Trump; "Ben deliyim" (16.11.2024)
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)
- Trump namlunun ucunda (07.11.2024)