Çukuru bekleyenler

BREZINSKI "ABD beklenenden önce inişe geçti" diyordu son makalelerinden birinde. Ve şaşırtıcı bir şekilde Çin'in dünya liderliğini almakta hazırlıksız yakalandığını söylüyordu. Brezinski gibi Amerikan yayılmacılığının mimarlarından ve teorisyenlerinden biri olan Kissinger de dünyada Çin ile ABD arasında bir düello yaşandığını söylüyordu. Kavga devam ederse Kissinger'a göre ikisi de kaybedecekti.
Trump şimdilik Çin'e sadece "Ticari savaş" ilan ediyordu.
Önceki gün de Çin'de üretim yapan tüm Amerikan şirketlerinin ABD'ye geri dönüp kendi ülkesinde yatırım yapmasını istiyordu. Tehditvari bu açıklama Asya piyasalarını sarstı.
Yuan hızla değer kaybetmeye başladı.
Dalga Japonya'dan Türkiye'ye kadar uzandı. Dolar anlık çıkış yaşayıp geriledi. Dünya Para Savaşları tam gaz devam ediyor.
Taraflar birbirine füze yollamıyor ama borsayla, dövizle vuruyor.
ABD ayrıca bölgeyi yangın yerine çevirmek, Çin'in etrafını savaş alanına döndürmek için her türlü yolu deniyor. Bu sütunlarda tam üç yıldır Pakistan ile Hindistan'ı savaştıracaklar diye yazıyorum.
Nitekim son haftalarda iki ülke de sllahlar konuştu, çok sayıda insan öldü. Gerilim had safhada, eller tetikte... Ve iki tarafta da sert açıklamalar, karşılıklı tehditler, savaş çığlıkları tavan yaptı. Çin'in ekonomik olarak Batı'yı ve Afrika'yı istilasına yol açacak İpekyolu'nun güvenliği anlamında Hindistan'la Pakistan hayati önem taşıyor.
Çin'in sadece Pakistan'da 50 milyar dolar harcayarak yollar inşa ettiği, limanlar aldığı düşünülürse, ABD'nin bu noktada kontrolü ele almak için herşeyi yapabileceğini tahmin etmek zor olmaz.
Geçen yıl "Suriye'yi hallettikten sonra kaosu Hindistan-Pakistan'a yığıp acaba Çin'e de sıçrar mı diye bekleyecekler" diye yazmıştım.
Pekin'le Tayvan arasındaki krizde Washington "Tayvan'ın yanındayız" diyerek sonsuz destek veriyordu. DEAŞ kamplarında eğitilip Çin'e CIA tarafından taşınan 10 bin Uygur beklemeye alınıyor, Çin'in özerk bölgesi HONG Kong haftalkardır iç çatışmayı yaşıyordu.
Çin Hong Kong sınırına asker yığıyor, Pekin'in etrafındaki çember adeta ateşe veriliyordu. ABD Temsilciler Meclisi'nde düzenlenen bir toplantıda eski Dışişleri Bakanları'ndan Madeliene Albright'ın konuşmaları bize önemli ipuçları veriyordu.
Albright "Çin Tek Kuşak Tek Yol projesiyle dünyada nüfuz alanını Pakistan'dan Afrika'ya kadar genişleterek Batı'ya doğru geliyor. Artık neredeyse Çinliler şişmanlıyor diyeceğim. Çünkü kuşak genişledikçe genişliyor.
Çin bu projeyi bir politika aracı olarak kullanıyor. Biz geri çekilince doğan boşluğu onlar dolduruyor" diyordu. Yani durum ABD için çok vahimdi. Bölgemizde yaşanan tüm olaylara bu açıdan bakmak zorundayız.
Suriye krizinden sonra kaosun İran'a sıçratılması için büyük oyunlar dönüyor. İran çatışma ortamına sokulursa Çin'in enerji vanası kapanacak, ekonomisi batırılacak.
Bu yüzden bölgedeki tüm terör örgütleri ABD için hayati önem taşıyor. İran'da oluşturulabilecek bir iç savaş ortamında en yoğun olarak kullanılacak örgüt de PKK olacak.
Ölüme gönderilecekler, kullanılıp atılacaklar bir kenara. ABD hep böyle yapıyor. Son olarak ABD ordusu için çalışan Iraklı tercümanlara bile ABD'ye geliş vizeleri kaldırıldı. ABD yasağı kondu yani. MSNBC'de küçük bir haber olarak verildi geçti bu haber.O tercümanlara herkes hain diye bakıyordu Irak'ta...
Ve ortada kaldılar. DOLAR aşkıan kullanıldılar, atıldılar. Bir gece kafalarına sıkılacak bir kurşunu ve karanlık çukuru bekliyorlar şimdi...
Taşeronların akıbeti hep böyledir.