Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, Türkiye'ye geldiğinden beri hemen hemen bütün açıklamalarında Galatasaray ile ilgili ifadeler kullanıyor. Sizce amacı nedir?
Mourinho, karizması ve dünya çapında
kazandığı kupalarla müthiş bir fenomen
ve oyunu kurallarına göre oynamasını
iyi biliyor.
Hedefinde sürekli Galatasaray var. Sarı kart görmediklerinden
dem vurmasından tutun da Okan
Buruk'un hakemlerle arkadaşlığına
kadar her türlü psikolojik savaş unsurlarını
kullanmayı beceriyor ama pek tabii
ki bunu ona birileri söyledi.
Dediler ki, "En ciddi rakibimiz Galatasaray. Saha dışındaki en güçlü takım Galatasaray. Onlara saldır." O da saldırdı. Yalnız bu işler dakka
dukkadır. Devran döndüğünde veya
Galatasaray iç huzursuzluğu toparladığında
da Mourinho'nun hedefe
konulması kaçınılmazdır.
PANİK TRANSFERLER YÜZÜNDEN İSTİFA ETTİ
Özellikle sosyal medyada yapılan yorumlar büyük takımlarımızı baskı altına alıyor mu? Mesela transferde Galatasaray'ın zayıf kaldığı için çok ağır ifadelerle yönetime suçlamalar var. Son olarak dün Galatasaray'da Cenk Ergün istifa etti. Özetle sosyal medya artık kulüpleri yönetir hale mi geldi?
Sosyal medya sadece Türk futbolunu
etkilemiyor, siyasetimizden tutun da
yargımıza kadar her türlü kurumu ister
istemez baskı altına alabiliyor. Bir anda
doğal veya suni olarak organize olup
büyük bir baskı unsuru oluşturabiliyorlar.
Bundan en çok etkilenen takım
Galatasaray ve onun yöneticileri. Birkaç
yıldır bakıyoruz, Galatasaray'ı neredeyse
sosyal medya ve taraftar grupları yönlendiriyor.
Baskıdan oluşan panik transferleri
geliyor, yine baskıdan kaynaklanan
bazı oyuncu ve yöneticiler antipatik hale
getiriliyor. Şu anda sosyal medya belki
de Türkiye'deki devletin kurumlarından
sonraki en büyük güç. Cenk Ergün
tanımadığım biri ama olumlu bir kanaatim
yok.
Panik transferleri başarısız olduğunda sosyal medya ve taraftar baskısıyla Ergün istifa etti. Hep
belirttiğim gibi özellikle G.Saray'ı Dursun
Özbek ve yöneticiler değil taraftar
grubu ve sosyal medya yönetiyor.
MONTELLA'NIN PARALI GAZETECİSİ YOK
A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella'nın durumu bile son zamanlarda tartışılıyor. Ay-Yıldızlı takımı ve hocasını siz başarılı buluyor musunuz yoksa gerçekten bir değişime gerek var mı? Yoksa bu tartışmalar neden çıkıyor?
Montella çok şanslı bir hoca. Galler
deplasmanında çok kötü oynadık, ağır
farkla kaybedebilirdik ama puanla döndük.
İzlanda maçı ise tam tersi, hem iyi
oynadık hem de güzel bir skorla kazandık.
Eğer İzlanda'ya da puan kaybetseydik Montella'nın suyu çok ısınabilirdi. Ama Montella'nın kredisi,
asla bir başka hoca kadar yüksek
değil. Bunun sebebi kesinlikle başarı
veya başarısızlık değil, basın gücünün ve
paralı gazetecilerinin olmaması.
Kısaca lobisinin olmaması.
ŞENOL GÜNEŞ İÇİN TRABZON SON DURAK
Trabzonspor, Şenol Güneş ile yeni bir sayfa açtı. Beşiktaş ise tam gaz yola devam ediyor. Yarınki maçtan nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Trabzonspor, belki de üzülerek
Abdullah Avcı ile yollarını
ayırdı. Trabzonspor
gibi bir takımın lige ve Avrupa'ya
başlangıcı bu kadar
kötü olmamalıydı.
Görünen o ki Şenol Güneş için Trabzonspor son durak. 15 gün ara vardı,
takım hazırlandı ve Beşiktaş karşısına
çıkacaklar. Beşiktaş ise sezona
en iyi başlayan takımlardan biri.
Transferler tuttu. Kadro derinliği
diğer takımlara göre zayıf olsa
da aldıkları sonuçlar başarılı.
3 ihtimalin de birbirine çok yakın olduğu bir maç izleyeceğiz. Güneşli
Trabzonspor, taraftarıyla
barışmak ve maçı kazanmak
için müthiş motive olacak.
Beşiktaş da çıkışını sürdürmek
isteyecektir.
Şahsi görüşüm o ki Trabzonspor, bu zor maçı kaybetmeyecektir.
ŞANSALAN TERCİHİ ŞAŞIRTMADI
Merkez Hakem Kurulu, Trabzonspor-Beşiktaş maçına Ali Şansalan'ı atadı. Bu atama için yorumunuz nedir?
Ligin başından beri hakem performansını genel olarak nasıl görüyorsunuz? Bu maça Ali Şansalan'ın
atanması çok doğal.
Günahlarıyla sevaplarıyla
yıllardır bu
ülkede önemli
maçlar yönetiyor.
Çok
beğendiğimi
söyleyemem, oyuncularla gereksiz
yüzgöz oluyor, fazla konuşuyor
ama nihayetinde bu maçı da bir
Türk hakem yönetecek, Ali Şansalan'ın
da atanması anormal değil
FEDERASYON 'DUR' DEMEZSE KARA DELİK BÜYÜYECEK
Kulüplerimiz yine çılgın transferler yaptı. Harcanan paralarla daha derin borçların altına girdikleri bir gerçek. Mesela G.Saray'ın son transferi Osimhen, F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'a da önerilmiş. TFF ise bu kadar büyük borç altında olan kulüplerle ilgili herhangi bir yaptırıma gitmiyor. Siz kulüplerin bu çılgınlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cevap çok basit, 'lafla uslanmayanın hakkı kötektir'
diye bir atasözü vardır. İdareciler için takımlarının geleceğinin
hiçbir önemi yok. Sadece günü kurtarmaya
çalışıyorlar. Hemen hemen tüm takımlarımız için
durum böyle. Çünkü aksi halde bir daha seçilemezler.
Eğer tablo böyleyse, her ülkede olduğu gibi bunlara 'dur' diyecek yegane güç var; o da futbol federasyonlarıdır. Eğer TFF, mevcut
kuralları harfiyen, esnetmeden, kimsenin
gözünün yaşına bakmadan uygularsa bu
çılgınlık çok azalır. Aksi halde kara
delik büyüdükçe büyür.