Heykel ve resim sanatı ustası Yasemin Babayiğit: Sanata sonradan dahil olmuyorsun bir çeşit içine doğuyorsun
Bahçeşehir Camisi, Türk Petrol Genel Müdürlüğü, Zeytinburnu Kültür Merkezi gibi birçok yerde eserleri bulunan heykel ve resim sanatı ile ilgilenen Yasemin Babayiğit mesleğine duyduğu aşkı ahaber.com.tr'ye anlattı. Süha Derbent ile de bir sergisi bulunan Babayiğit, eserlerine Emirgan’da bulunan atölyesinde hayat veriyor. Sanatın bir yaşam şekli olduğunu vurgulayan Babayiğit "Sanata sonradan dahil olmuyorsun bir çeşit içine doğuyorsun" ifadelerini kullandı.
Çok sayıda önemli noktada eserleri bulunan heykel ve resim sanatı ile ilgilenen Yasemin Babayiğit mesleğine ilişkin püf noktaları ahaber.com.tr'ye anlattı.
1. KENDİNİZDEN BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ? YASEMİN BABAYİĞİT KİMDİR? SANATA OLAN TUTKUNUZ NASIL BAŞLADI?
Sanat bence bir yaşam şekli ona sonradan dahil olmuyorsun bir çeşit içine doğuyorsun. Yani demek istediğim etrafa baktığında gördüklerin, seninle beraber bakanlardan başka şeyler oluyor. Seçiyor gözlerin. Başka bir dünya gözlüyorsun. Ve en yüce sanatkarın yarattıklarından ilhamla devam ediyor yaşantın. Özeti bildiğin gibi çocuktum ve hep estetiğin güzel olanın peşindeydim. Ve büyüdüm büyürken bakışlarım da değişti daha detaylı sevdim sanatı. Sahne düzenledim dekor yaptım, kostüm diktim. Sonra bir çok kadını giydirdim, defileler yaptım. Evler düzenledim sanat yönetmenliği yaptım. Tüm bunları yaparken temelde hep resim vardı. İlkokuldan başlayarak her yere hep resim yaptım. Kısaca bildim bileli ben kendi bakış açımda hep güzele yürüdüm. Sonunda yol beni alıp seramiğe ve heykele çıkardı. Çamura boyut vermek resim yapmaktan çok daha ötelere taşıdı yüreğimi coşturdu. Her dokunuş daha da aldı içine. Saatler süren zorlu yontular onlarsız yaşamamam gerektiğini öğretti bana. Birilerinin ürettiklerimden etkilenip sahip olmayı istemesi tarif edilemez bir keyif oldu. Hayatta tatmin denilen şey herkes için ayrı olabilir muhakkak ; Lakin bu haz çok başka ve yeri değiştirilemez oldu benim için. Çok değerli biricik abim sanatı severken haklı olduğumun kanıtı Şafak Tavkul'un sözleriyle bitirmek isterim 'bir esere bakarsınız onu seversiniz ya da sevmezsiniz.' Anlamak ya da anlamak değildir mesele, sevmek işin özü. Aslında en zor şey kendini anlatmak, belki hiç anlayana denk gelmediğimden. Ama sana ödevimi yaparım dedim ve buradayım.
2. BAHÇEŞEHİR CAMİSİ, ZEYTİNBURNU KÜLTÜR MERKEZİ GİBİ İSTANBUL'UN BİRÇOK BÖLGESİNDE ESERLERİNİZ YER ALIYOR. BU ESERLERİ YAPARKEN İLHAM KAYNAĞINIZ NEDİR?
Genellikle bu işler sipariş edildiğinde ilgili yerin mimarları ve ya konuyla ilgili yetkililerle görüşmeler yaparım, sonrasında belirlenen konu üzerinde eskizler hazırlar sunarım. Ortak karara vardığımız proje üzerinden çalışmalarımı tamamlarım.
3. SÜHA DERBENT İLE DE BİR SERGİNİZ VAR. BU SERGİDEN DE BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ?
Süha Derbent'i zaten sosyal medyadan tanır ve takip ederdim. Kendisinin çektiği fotoğraflar beni çok etkilerdi. Sonrasında ortak bir tanıdığımız aracılığı ile hazırladığı sergisine davet edildim. Keyifle kabul ettim. Filler zürafalar serengetinin tabiatını beni her zaman besler, bende kendi heykelimle orada olmayı çok sevdim. Çok keyifli bir sergiydi.
4. TÜRKİYE SON YILLARDA SANAT ALANINA BÜYÜK YATIRIMLAR YAPIYOR. ÖRNEĞİN KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞININ "KÜLTÜR YOLU FESTİVALİ" PROJESİ VAR. TÜRKİYE'DEKİ SANATSAL DÖNÜŞÜM HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Tüm bunları heyecanla ve keyifle takip ediyor izliyorum. Sanat ve sanatçı her zaman destekler almalı ki sanat hak ettiği yeri bulsun. Bu konuda yıllardır söylenilenler hep aynı aslında hepimiz biliyoruz ki Türkiye'de çok fazla alanda çok sanatçı var ve dünya çapında olmayı hak ediyorlar, Devletin desteği buradan bakınca ne kadar önemli anlamak açısından atılan her adım çok kıymetli.
5. ÖZGÜN SANAT ÜRETMEK, YARATMAK NOKTASINA GELİRSEK SANATÇI OLACAK KİŞİ NASIL SEÇİLİR, NASIL EĞİTİLİR?
Bu o kadar farklı ve kişisel bir konu ki nasıl cevap vereceğimden emin değilim. Benim bakış açıma göre sanatçı seçilmez olunmaz doğulur. Sanatı içinde hisseden ve ben sanatçıyım diyen herkes sanatçıdır, tabi sonrası üretim ve çalışmak ve takdir. Sanatçı özgün olmak istiyorsa sancıları ve arayışlarıyla kendi yolunu bulur, zaten aslında her birimiz muhteşem olan doğanın ve yaratılmışların taklitçileriyiz. Burada konu kişisel bakış açımızda kilitleniyor. Ne gördüğümüz değil nasıl algıladığımız belirleyici oluyor ama hepsinin üzerinde kesin ve vazgeçilmez motto çalışmak hep çok çalışmak.