Gazeteci Şaban Arslan’ı vefatının 1. yılında özlemle anıyoruz
Bundan tam bir yıl önce, yine bir ramazan günü, çok kıymetli meslektaşımız usta gazeteci Şaban Arslan'ı kaybettik. Geçirdiği kalp krizi sonucu ebediyete uğurladığımız Arslan'ın vefatının birinci yıldönümünde çalışma arkadaşları onu anlattı Arslan'ın bir hayali vardı... Yıllanmış duvarlarında çocukluk anılarının gizlendiği baba evini onaracak, bacasını yeniden tüttürecekti... Ani ölümüyle yarım kalan, bir hurma ağacının gölgesindeki o ev, tam da onun isteği gibi tamamlandı
Sabah gazetesinde uzun yıllar Haber Müdürlüğü, Haber Koordinatörlüğü görevinde bulunan ve son olarak Yazı İşleri Müdürlüğü görevini üstlenen Şaban Arslan, 3 Nisan 2023 tarihinde gazete binasındaki odasında görevi başında geçirdiği kalp krizi sonucu 56 yaşında hayatını kaybetmişti. Ani vefatıyla ailesi başta olmak üzere sevenleri ve çalışma arkadaşlarını yasa boğan Arslan'ın yokluğuna, aradan geçen 1 yılda ne ailesi ne arkadaşları alışabildi. Ordu'nun Ünye ilçesinde doğan Şaban Arslan'ın çocukluğunun geçtiği evi yenilemek için başlattığı çalışma yarım kalmıştı. Ancak o ev tam da onun hayalindeki gibi tamamlandı. Çalışkanlığı, yardımseverliği, merhametli ve esprili kişiliği ile bilinen Arslan'ın mesai arkadaşları, vefatının 1'nci yıl dönümünde usta gazeteciyle olan anılarını ve duygularını anlattı.
ORDA, BİR EV VAR UZAKTA...
Hülya Ünlü Mavigözlü
Belki hayatımda yazdığım en zor yazı bu. Bir yıl önceydi... Gazetedeydik, yine böyle ramazandı, akşam olmak üzereydi. Sayfalardaki son kontrolleri yapıyorduk... Daha biraz önce konuşmuş, şakalaşmıştık. Ben ona bir haberi göstermiş, birinci sayfayı yazıp son kez baksın diye ekranı bile açık bırakmıştım... Ama hayatın bambaşka planları vardı... Ani bir kalp kriziyle çok sevdiği işinin başında aramızdan sessizce ayrıldı Şaban... Geride kalan bizler için yüreğimizde derin bir acı ve yeri dolmaz bir boşlukla geçti bir yıl. Bir başlığı atarken, bir haberi okurken, bir türküyü dinlerken ya da birdenbire öylesine gelen hüzünle onu anmadan geçirdiğimiz tek bir gün bile olmadı... Bazen tam da 'Beni ancak Şaban anlar' dediğimde bir iki kez telefona gitti elim sanki arasam açacakmış gibi... Vefatının birinci yılında bugün sendeyiz arkadaşım...
Önce babanla koyun koyuna uyuduğun Samsun'daki mezarının başına geleceğiz. Biricik ailen Serpilinle, Esroşunla, Ahmetinle, Serapla, Turkuvaz ailesiyle, yakınlarınla ve dostlarınla anacağız seni... Sonra hayalini kurduğun, yapımını başlattığın ama bittiğini çok yazık ki göremediğin köyündeki baba evini ziyaret edeceğiz... O ev ki gazetede bilmeyen yoktu. Çünkü Şaban acısını da, öfkesini de, sevincini de, heyecanını da çevresindeki herkese bulaştıran biriydi. O evin ince ince planlanmasını, evi yapan Yusuf ustayla görüntülü konuşmalarını, taş duvarların nasıl korunacağını, fındığı kurutacağı harmanı hepimiz biliyorduk. Köyündeki herkes "Ne uğraşıyorsun eski evi yeniden yapmak için, yık betondan bir ev yap işte" dese de asla hayalinden vazgeçmedi. Çocukluk hatıralarından izler taşıyan o taş duvarlar korunarak yapılacaktı ev. Hepimiz eski evin yeniden doğuşuna mutlulukla şahit oluyorduk.
Bir duvar örülse 'Hadi göster bakalım' diye kafasına üşüşüyor, 'Ya şu Yusuf ustaya söyle biraz geniş açıdan çeksin fotoğrafları hiç bir şey anlaşılmıyor' diye de posta koyuyorduk. Uzaktan hırçın Karadeniz'i gören o ev sanki sadece Şaban'ın değildi. Şehirde sıkışmış, köy denilince içi titreyen hepimiz için sakin bir hayata olan özlemimizi canlı tutan bir umuttu. Üstelik planımız da vardı. Fındık zamanı köye gidecek, mevsimlik işçilerle birlikte fındıkları toplayacak, karın tokluğuna o evde kalıp, tatil yapacaktık. Bir nevi ekolojik turizm... Rahat uyu arkadaşım... Baba evin çok güzel oldu, tam da hayal ettiğin gibi... Merak etme, bu evin bacası hep tütecek... Biricik eşin, evlatların ve sonra da torunların gelecekler bu bahçeye... Evin eski duvarlarına işlemiş senin çocukluğunun seslerine karışacak sesleri... Kökler birbirine tutunacak, iyileşecek. Sen de uzaklarda bir yerde izleyeceksin mutlulukla tüm bu olup bitenleri...
'YOKLUĞUNU YAZMAK ÇOK ZOR BE USTA'
Gül Kireklo
Benim için ustaydın. 25 yıl dile kolay omuz omuza çalıştık. Şimdi de fotoğrafınla başucumdasın. Ustasız olmaz. Bu haberler sensiz olmaz... Sen olsan şimdi 'Güüüüüüül ne oldu o haber' diye heyecanla sorardın. Sesin hala kulaklarımda. Sonra da şen kahkahanı patlatırdın 'Yaparsın, yaparsın' diye. Bu yıl sensiz öksüz ve yetim geçti. Yokluğunu yazmak çok zor. O çok hayalini kurduğun Ünye'deki güzel evin tamamlandı. Taşları tam da senin isteğin gibi olmuş..... Hay Allah, hayatımda da ilk defa yazamıyorum, özür dilerim. Kelimeler boğazımda düğümlenip, kaleme akmıyor. Mekanın cennet olsun usta..
RABBİM YARI YOLDA KOYMAZ
Orhan Turan
Gazeteler değişti ama 17 yıl aynı ekipte çalıştık Şaban Arslan'la... İşini keyifle, eğlenerek yaptı. 28 Şubat, Ergenekon süreçleri... Başarılı bir gazetecilik geçmişi, 4 kitap, mutlu bir yuva, iki evlat... Baba evini yenilemeye başladı memleketinde. Nasıl bitecek dediğimde, "Rabbim yarı yolda koymaz" diyordu. "Dünyanın şahı olsan da tüm sıfatları tek bir satırda taşısan da ne fayda" diyerek başladı 5 vakit namaza... Dünyalıklar belki yarım kaldı ama öyle iman ediyoruz ki ahiret yurdu için giriştiği çabayı da Rabbim yarı yolda koymaz...
GAZETENİN NEŞESİYDİ
İsa Tatlıcan
Birlikte 10 yıl aynı çatı altında çalışma imkanı buldum. Türkiye'nin en zor zamanlarında gazetecilik yaptı ve bu mesleğin hakkını verdi. Vefatından bir gün önce uzun bir sohbetimiz olmuştu. Aktif çalışma hayatından sonraki planlarını anlattı. Ordu'da yaptırdığı taş evin son fotoğraflarını gösterdi. Gidecektik, kısmet olmadı. Bir gün sonra gazetedeki odasında, iftara dakikalar kala, sessiz sedasız bu dünyaya veda etti. Tartışmasız gazetenin en neşeli ismiydi. Şaban aramızdan ayrıldığından beri bizim de neşemiz kaçtı. Mekanı cennet olsun.