Zekat ne zaman verilir, kimlere verilmez? Diyanet İşleri Başkanlığı ZEKAT VERME ŞARTLARI!
Ramazan ayına girilmesiyle birlikte zekat ve fitre ödemeleri hakkında detaylar merak ediliyor. Dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belli miktarı ifade eden zekatın kimlere verilip verilmeyeceği vatandaşlar tarafından araştırılıyor. Verilecek zekat miktarı Diyanet'in zekat hesaplama sitesi üzerinden hesaplanabiliyor. Peki, kimler zekat vermekle yükümlüdür?
"Zekat kimlere verilmez?" sorusu Ramazan ayına girilmesiyle birlikte araştırılmaya başlandı. Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belli miktardaki zekatın kimlere verilip verilmeyeceği merak konusu oluyor. Konuya dair detayları merak eden vatandaşlar, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklamalarını takip ediyor. İşte, zekat vermek için şartlar...
ZEKAT NE ZAMAN VERİLİR?
Zekât vermenin belli bir zamanı yoktur. Oruç ve hac ibadetlerinde olduğu gibi nisap miktarı malın üzerinden sene geçmiş olması konusunda da kamerî ay hesabı uygulanır. Farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir kamerî ayı veya Ramazan'ı beklemeye gerek yoktur. Zekât vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekâtlarını vermeleri gerekir. Çünkü zekât bir kulluk borcudur, borç da bir an önce ödenmelidir (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 175, 191-192, 223).
ZEKAT KİMLERE VERİLMEZ?
Hanefilere göre aşağıda sayılanlara zekât ve fitre verilmez:
-Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
-Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara,
-Eşine,
-Müslüman olmayanlara,
-Zengine yani aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye,
-Babası zengin olan ergen olmamış çocuğa (Merğinânî, el-Hidâye, II, 223-228).
ZEKAT KİMLERE VERİLİR? DİYANET AÇIKLAMASI!
-Zekâtın verileceği kimseler Kur'an-ı Kerim'de belirtilmiştir. Bunlar; fakirler, miskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam'a ısındırılmak istenen kimseler, esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış olanlardır (Tevbe, 9/60).
-Fakir ve miskin, temel ihtiyaçları dışında herhangi bir maldan nisab miktarına sahip olmayan kimsedir. Ancak temel ihtiyaçları dışında, ister artıcı (nâmî) vasıfta olsun ister olmasın, herhangi bir maldan nisap miktarına sahip olan kimse fakir veya miskin kapsamında olmadığından ona zekât verilmez (İbnü'l-Hümâm, Feth, 2/266).
-Borçlu, kul hakkı olarak borcu olan ve borcunu ödeyeceği maldan başka nisab miktarı malı bulunmayan kimsedir (İbnü'l-Hümâm, Feth, 2/268).
Yolda kalmış kimse, sürekli yaşadığı yerde malı bulunsa bile, çıktığı yolculukta parasız kalıp parasına ulaşma imkânı bulamayan, başka bir deyişle, parasızlıktan yolda kalmış ve memleketine dönemeyen kimsedir.
-Bu kimseye, malının bulunduğu yere dönmesine ve dönünceye kadarki ihtiyaçlarını gidermesine yetecek kadar zekât verilebilir (Kâsânî, Bedâî', 2/43-46). Günümüzde yolcu olan kişi istediği zaman memleketindeki parayı banka kartı veya başka bir yöntemle alma imkânına sahipse ona zekât verilmez.
-"Allah yolunda" anlamına gelen "fî sebîlillah" ifadesi ise, kendisini Allah yoluna ve İslam'a adamış hac yolcuları, askerler ve ilim için yola çıkan gerçek kişiler olarak yorumlanmıştır.