SAHUR VE İFTAR DUASI | Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in oruç açarken okuduğu dua... İmsak duası okunuşu ve anlamı
İlk sahura bu gece kalkılacak. Müslümanlar oruçlarına dua ile başlayıp dua ile sonlandırma istiyorlar. Oruç ve af mevsimi olan Ramazan ayından bereketlenmek isteyen Müslümanlar, oruç açarken okunacak duaları araştırıyor. Peki sahur (imsak) duası nasıl okunur? İşte Türkçe ve Arapça okunuşu...
Ramazan ayının gelişiyle birlikte sahur ve iftar öncesinde sonrasında okunacak dualar araştırılmaya başlandı. Müslümanların orucu ile kitap ehlinin orucu arasındaki farkın sahur olduğunu belirtmiştir. Peki imsak duası nasıl okunur? İmsak duası nasıl okunur, anlamı ne? İşte Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in oruç açarken okuduğu dua...
SAHUR DUASI NASIL OKUNUR?
Arapça Okunuşu
"Ya mefzei inde kurbetiy, veya ğavsi inde şiddeti, ileyke fezi'tu ve bike isteğestu, ve bike luztu la eluuzu bi sivake vela etlubu'l ferece illa minke, fe eğisni ve ferric enni, ya men yekbelu'l yesire ve ye'fu eni'l kesiri, ikbel minni'l yesire, ve'fu enni'l kesire, inneke ente'l ğafuru'r Rahim, Allahumme inniy es'eluke iymanen tubaşiru bihi kalbi, ve yakinen hetta a'leme ennehu len yusiybeni illa ma ketebte liy, ve razzini mine'l ayşi bima kasemte li, ya erheme'r rahimin. Ya uddeti fi kurbeti veya sahibi fi şiddeti ve ya veliyyi fi ni'meti ve ya ğayeti fi rağbeti ente's satiru avreti, ve'l aminu rev'eti ve'l mukiylu asreti, feğfir li ğatieti ya erheme'r rahimin."
Anlamı
"Ey bela ve sıkıntı zamanında sığınağım ve ey zorluk zamanında imdadım! Sana yalvarıp yakarıyorum. Senden imdat diliyor ve Sana sığınıyorum, başkasına değil. Sıkıntı ve zorluklardan çıkışı ancak Senden diliyorum. O halde imdadıma yetiş ve beni sıkıntılardan kurtar. Ey az ameli kabul edip, çok günahı affeden! Benim az amelimi kabul et ve çok günahımı bağışla. Şüphesiz sen bağışlayan ve merhametlisin.Allah'ım! Senden kalbimle birleşen bir iman diliyorum ve birlikteliğinde ancak bana yazdığın şeylerin ulaşacağına kanaat getirebileceğim bir yaqin istiyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Hayatımda bana kısmet ettiğin şeylere beni razı kıl. Ey sıkıntılı anımda birikimim, zorluk zamanımda yaverim, nimetli günümde velinimetim, rağbet ve iştiyakımın doruk noktası olan Rabbim! Sensin kusurumu örtecek, korkumu emniyete çevirecek ve sürçmemi affedecek olan. O halde benim hatamı bağışla. Ey merhametlilerin en merhametlisi."
Resulullah Efendimiz (SAV) bir hadis-i şerifinde, "Oruç bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, ahlâksızca konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki defa, "Ben oruçluyum." desin. Bu canı bu tende tutan Allah'a yemin ederim ki oruçlunun (açlıktan dolayı değişen) ağız kokusu Allah nezdinde, misk kokusundan daha hoştur. (Allah, oruçlu için şöyle buyurur): "O, yemesini, içmesini ve cinsel isteklerini benim için terk ediyor. Oruç benim içindir. Onun mükâfatını ben vereceğim. Bir iyiliğe ise on misli ecir vardır."" buyurur. Kulun Allah'ın rızasına ulaştıracak bu manevi halde olması duasının da daha ihlaslı olmasını sağlar. Oruçlu halde dua etmek bu yüzden önemli bir ibadettir.
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (SAV) SAHURDA ETTİĞİ DUA
Peygamber Efendimiz'in (SAV) kaynaklarda sahurda ettiği duaya dair bir bilgi bulunmuyor. Sahurda Resulullah'ın (SAV) yemek duasını okunulabilir.
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (SAV) YEMEK DUASI
"Yâ Rabb! Sana, pek çok ve riya gibi şeylerden uzak ve yümn ü bereketi bulunan, nezd-i ulûhiyyetinde makbul olup merdûd olmayacak derece-i kemâl-i ihlâs üzere ve hiç bir sûrette kâfi görmiyeceğimiz ve dâima yapmaya devam edeceğimiz ve hiç bir surette bırakmıyacağımız ve kendisinden hiç bir vakit istiğna göstermiyeceğimiz bir hamd ile sana hamdederiz. Sen bizim Rabbimizsin; yani nîmetin her türlüsü ile bizi besleyen, yaşatansın."
Peygamber Efendimiz (SAV), sofrasını kaldırdığı zaman şöyle derdi: "Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip artan, huzûrundan geri çevrilmeyip kabûl edilen sayısız hamd ile hamd ederiz."
(Buhârî, Et`ime, 54; Ebû Dâvûd, Et`ime, 52; Tirmizî, Deavât, 55)
Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurur "Allâh Teâlâ, yemek yedikten veya bir şey içtikten sonra kendisine hamd eden kulundan hoşnut olur."
(Müslim, Zikir, 89; Tirmizî, Et'ime, 18)