Kendi dertlerini unutup depremzedelere koştular! Doktor baba oğuldan örnek davranış
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki afete bizzat şahit olan depremden kurtulup hastalarının yanına koşan doktorlar 14 Mart Tıp Bayramı'nda yaşadıklarını anlattı. Depremzedelerle ilgilenmek için birbirleriyle konuşmayı dahi unutan baba-oğul deprem şokunu atlattıktan sonra hemen hastalarına koştu.
Asrın felaketi olarak nitelenen afete bizzat şahit olan, depremden kurtulup hastalarının yanına koşan doktorlar 14 Mart Tıp Bayramı'nda yaşadıklarını anlattı. Kahramanmaraş merkezli depremlere Malatya'daki evinde yakalanan Aile Hekimi Hüseyin Oğuztürk ile Hatay'da görevi başında maruz kalan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Onur Oğuztürk, deprem şokunu atlattıktan sonra hemen hastalarına koştu. Depremzedelerle ilgilenmek için birbirleriyle konuşmayı dahi unutan baba-oğul duygularını şu şekilde dile getirdi:
"TEBESSÜM HER ŞEYE BEDEL"
Aile Hekimi Hüseyin Oğuztürk: Depreme Malatya'daki evimde yakalandım. Kendimizi üçüncü kattan aşağı atarak kurtulduk. Hava çok soğuktu, -18 dereceydi. Oğlumla konuştuğumuz zaman öğrendik ki tüm hat boyunca deprem olmuş. Ben de afeti bizzat yaşadığım için insanlarla empati kurdum. Kalıp mücadele etmek, ihtiyacı olana yardımcı olmak lazım, dedim. Yeri geldi hastaların yaralarını sardım, pansuman yaptım, yeri geldi battaniye ve su dağıtıp çadır kurdum. Hem doktorluk hem vatandaşlık görevimi yerine getirdim.
O an yaşadıklarımı unutamıyorum. Gözlerim doluyor hatırlayınca. Şu an Şeker Stadı'nda kurulan Çadır Sağlık Merkezi'nde çalışıyorum. Bir hekim olarak depremzedelere elimden ne gelirse yapmak istiyorum. Bazı duyguları ifade edemiyorum. Hastaların bir tebessümü, duası her şeye bedel, maneviyatla ölçülmüyor.
"SADECE HASTALARI DÜŞÜNDÜK"
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Onur Oğuztürk: Deprem olduğu gece Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Hastanesi'ndeydim. Arkadaşlarımla servisteki hastaları tahliye edip acile geçtik. Travma yeri oluşturduk. Biz de depremzedeydik ama canımızı güvene aldıktan sonra sadece hastalara yardım etmeyi düşündük. Babamla ilk gün telefonla görüşüp iyi olduğunu öğrendim, sonra iki gün konuşmadık. Yılmadan usanmadan, dinlenmeden çalıştık. Ailemin yanına da gidebilirdim ama benim yapmam gereken buydu. Mesleğimiz fedakârlık gerektiriyor.