İstanbul’da 2 kadını öldürmüştü! Tutuklanan caninin ifadesi kan dondurdu
İstanbul’da geçen pazartesi günü bir evde 2 genç kız ölü bulunmuş, intihar girişiminde bulunan bir erkek ise hastaneye kaldırılmıştı. Dilara Gültay ve Cansu Demirel'in ölümüyle ilgili tedavisinin ardından gözaltına alınan Mustafa Payam, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hakimlikteki sorgusunda şüpheli Payam, Dilara Gültay'ın kendisini aldattığını iddia etti. "Hatırladığım sadece Cansu'nun ve Dilara'nın uyuduklarıydı ve elimden kan aktığını hissettim." diyen şüphelinin ifadesi kan dondurdu.
Kartal Cumhuriyet Mahallesi'nde 9 Ocak Pazartesi günü 4 katlı binanın birinci katındaki dairede Dilara Gültay ve Cansu Demirel'in cansız bedeni bulundu. Bileklerini keserek intihar girişiminde bulunan Mustafa Payam ise yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Hastanedeki tedavisi bittikten sonra gözaltına alınan Mustafa Payam, savcılık ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
Savcılığın sevk yazısında olay şöyle anlatıldı: Şüpheli Mustafa Payam kız arkadaşı olduğunu öne sürdüğü Dilara Gültay'ı olay tarihinde evine çağırdı. Dilara Gültay'ın kendisini aldattığını iddia ederek tartışmaya başladı. Tartışma sonrası Dilara Gültay'ı darbederek banyoya götürdü ve küvete sokup lastik ile boğdu. Ardından Dilara Gültay'ın arkadaşı Cansu Demirel eve geldi. Şüpheli bu sırada eline geçirdiği bıçakla Cansu Demirel'e birçok kez saldırarak öldürdü. Savcılık, Mustafa Payam'ı iki kez 'Kasten Kadına Karşı Öldürme' suçundan tutuklama talebiyle İstanbul Anadolu Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk etti.
Hakimlikteki sorgusunda şüpheli Mustafa Payam, Dilara Gültay'ın kız arkadaşı olduğunu iddia ederek, "Kendisini daha önce bir başkası ile konuşurken yakalamıştım. Beni aldatıyordu. Ayrıca başka bir zaman Cansu adlı arkadaşı ile tatile gitmiş. Orada uyuşturucu kullanmış. Başka erkeklerle ilişkiye girmiş bunu öğrendim. Cansu ile birlikte olduğu sürece benimle hep arası açık oluyordu. Olay günü de Dilara benim evime geldi. Birlikte alkol aldık. Ben kendisine "Dün neredeydin. Kaçta geldin" diye sordum. Bana 'İlayda ile olduğumu biliyordun eve de metroyla geldim' dedi. Ancak ben bir erkeğin aracı ile geldiğini görmüştüm. Aramızda beni aldatması sebebiyle tartışma başladı. Tartışma sırasında Dilara'yı dövüp dövmediğimi tam hatırlamıyorum. Ancak Dilara bana vuruyordu. Bir süre sonra Dilara uyumaya başladı. Sonrasında kapı çaldı. Cansu geldi. Cansu'yu diğer odaya aldım. Dilara benim yatak odamda uyuyordu. Cansu'ya, Dilara'nın beni aldattığını söyledim. İlk başta inkar etti. Ben sinirlenip bağırmaya başlayınca benden korkmuş olacak ki her şeyi anlattı. Dilara'nın beni birçok kişi ile aldattığını söyledi. Sonra Cansu da odada yerde uyumaya başladı. Bundan sonrasını hatırlamıyorum." dedi.
Payam, "Hatırladığım sadece Cansu'nun ve Dilara'nın uyuduklarıydı ve elimden kan aktığını hissettim. Oda karanlıktı. Işıkları açmamıştım. Banyoya gittim. Elimde kan olduğunu gördüm. Işığı açıp Cansu'yu kontrol etmedim. Yine pek hatırlamamakla birlikte bileklerimi kestiğimi ve uyumaya çalıştığımı hatırlıyorum. Sonrasında uyuyamadım. Dışarı çıktım bir taksiye bindim ve köprüye gittim. Orada intihar etmeyi düşünüyordum ancak köprüye yaya geçişi yokmuş. Polis beni geri çevirdi. Sonra tekrar eve döndüm. Tekrar Cansu ve Dilara'nın uyuduğunu gördüm. Bu kez bileklerimi daha derin kestim, uyumaya çalıştım. Uyuyamayınca kalktım ambulansı aradım. Sağlık görevlileri gelerek beni hastaneye götürdüler. Hastanede o ayakları olmayan kötü çirkin varlığı tekrar gördüm. Görevlilere de geldiğini söyledim. Orada birileri ile konuşuyordu. Sonra o ve yanındaki varlıklar benim yoğun bakıma gireceğimi söylediler. Yoğun bakımda kaldım. Dilara yatak odasında uyuyordu. Banyoya nasıl gitti bilmiyorum. Ben sevdiğim kızı neden öldüreyim. Daha önce de bir kez intihar girişimim olmuştu. Bu sebeple doktor beni psikiyatrik tedavi için hastaneye yatırmak istemişti. Ben yatmadım. Verdiği ilaçları da düzenli kullanmadım. Ben eve gidebilecek miyim?" dediği öğrenildi.