Aksaray’da 15 yaşındaki Melike eski nişanlısı tarafından canice katledilmişti! Korkunç detaylar ortaya çıktı
Aksaray'da kızı 15 yaşındaki Melike Arıbaş'ın, eski nişanlısı Muhammet Kılıç tarafından tabancayla vurulduğu olayda kendisi de kulağı ve ensesinden yaralanan baba Doğanay Arıbaş, “Muhammet ile aramızda 7-8 adım vardı. Ben kızımın yanına gidip önüne durdum, beni vursun ona tekrar ateş etmesin diye. Sonra bana doğru ateş etti ama isabet etmedi'' dedi.
Aksaray'da yaşanan olay, cumartesi günü saat 14.00 sularında Taş Pazar Mahallesi'nde meydana geldi. Çimeli köyünde oturan Melike Arıbaş, ailesiyle birlikte konvoy eşliğinde düğünü yapılan bir yakınlarının kına törenine gitti.
Arıbaş, otomobilden indiği sırada bir markette çalışan aynı köy nüfusuna kayıtlı 1 yıl önce 3 ay nişanlı kalıp ayrıldığı Muhammet Kılıç'ın silahlı saldırısına uğradı. Tabancayla başından vurulan Melike Arıbaş, kanlar içinde yere yığılırken, peş peşe açılan ateş sonucu babası Doğanay Arıbaş da yaralandı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen ambulansla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan baba-kızdan Melike Arıbaş, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Melike Arıbaş, dün gözyaşlarıyla Çimeli köyünde toprağa verildi.

"NİŞANLIMIN AİLESİ BENİ İSTEMİYORDU'"
Saldırının ardından olay yerinde 12 adet boş kovan bulunurken, kaçan 22 yaşındaki Muhammet Kılıç da kısa sürede yakalandı. Gözaltındaki Kılıç'ın polise verdiği ifadesinde, ''Nişanlımın ailesi beni istemiyordu. Gözdağı vermek için ateş ettim. Nişanlımı başkasına yar etmem" diye konuştu. Kılıç, dün emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı.

"SÜREKLİ SİLAHLA TEHDİT EDİYORDU"
Saldırıda sağ kulağının arkasından giren merminin ensesinden çıkması sonucu yaralanan ve tedavisinin ardından dün taburcu olan Doğanay Arıbaş, yaşananları anlattı. Kızının yaşı küçük olduğu için ilk etapta nişanlanmasına karşı olduğunu belirten Arıbaş, şunları kaydetti:
''Muhammet Kılıç'ın ailesi kızımı istemeye geldi. Ailesi 'Sadece oğlan ve kızın adları belli olsun, nişan yapalım. Zaten bizim oğlumuzun önünde büyüğü var. O evlendikten sonra, o zaman kadar da kızımızın yaşı büyümüş olur ve düğünü yaparız' dediler. Biz istemedik. Araya büyükler girdi. Sonra 'tamam' dedik. Aradan 3 ay geçti. Benim kızım bunlardan şikayetçi olmaya başladı. Kızım, 'Beni kendi öz kardeşinden bile kıskanıyor. Bana silah çekiyor. 'Bir daha benim kardeşimle konuşursan, kafana sıkarım' diyor.' dedi. Ben kızıma öyle bir şey olur mu? Hangi devirde yaşıyoruz, kim kime silah çekebilir, dedim. Ailesini, köy muhtarını çağırdım. Durumu anlattım. Aynı olayı bunların yanında da yaptı. Tuttu silahı çekti. Ev doluydu. Ben de 'Bu iş böyle kalacak. Pılınızı pırtınızı toplayın çıkın, bir daha da evimize gelmeyin.' dedim. Sonra evimin arkasına geldi, silahla ateş etti. Ben de savcılığa gidip şikayetçi oldum. Bir gün bile içeri almadılar. Sonra geldi bu kez de evin önünde silahla ateş etti. Ben yine gidip şikayetçi oldum.''







