EKİM/TKİP üyelerinin örgüt hesaplaşması 17 yıl sonra çözüldü! "Polis ajanı" diyerek öldürmüşlerdi
1997'de "polis ajanı" diyerek öldürülen Ahmet Ünkazan'ın failleri, olaydan 17 yıl sonra 2014'te yakalandı. Ankara'da EKİM/TKİP üyelerinin iç hesaplaşmasıyla ilgili davada Yargıtay son sözü söyledi. Yargıtay, sanık hakkında "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs" suçundan verilen müebbet hapis cezasını onarken, Ceza Genel Kurulu da verilen kararı uygun buldu.
"Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirme" amacıyla faaliyette bulunan EKİM/TKİP (Türkiye Komünist İşçi Partisi) silahlı terör örgütü üyesi Ahmet Ünkazan'ın cesedi, 27 Ekim 1997'de Ankara'nın Yenimahalle ilçesinde bir apartmanın bahçesinde bavul içerisinde bulundu. Olaydan yaklaşık bir ay sonra 15 Kasım 1997'de, EKİM/TKİP terör örgütüne ait bir yayın organında, öldürülen Ahmet Ünkazan'ın polise ajanlık yaptığı gerekçesiyle infaz edildiği belirtilerek, eylemin örgüt adına üstlenildiğine değinildi. Hakkında hüküm kesinleşen sanıklarla birlikte Onur Kara hakkında da bu eylemin gerçekleştirilmesine iştirak ettiği gerekçesiyle dava açıldı.
EKİM/TKİP (Türkiye Komünist İşçi Partisi) terör örgütü üyesi Onur Kara, örgüte 1997 yılında 18 yaşında katıldı. Kara, yanında diğer örgüt üyesi Tevfik Fikret Baştüzel ile birlikte Ankara'da faaliyetlerine devam eden örgütün bu faaliyetlerde kullanılmak üzere Aydınlıkevler semtinde bir ev kiraladı. Ev tutulduktan sonra örgütün komite toplantıları bu evde yapılmaya başlandı.
Mevlüt Hasgül'ün haberine göre Yenimahale'de cesedi bulunan Ahmet Ünkazan da, örgüt faaliyetlerinde yer almaya Tevfik Fikret Baştüzel'le aynı zamanlarda başladı. Örgütün Gazi Üniversitesi ve Mamak ilçesinde yürütülen faaliyetlerinden sorumlu olan Ünkazan, önceden haber vermeden bir komite toplantısına katılmadı. İkinci toplantıdan önce de kendisine ulaşmayı başaramayan Tevfik Fikret Baştüzel ile tesadüfen karşılaşan ve görmezden gelen Ünkazan, talep üzerine toplantıya katılmayı gönülsüz olarak kabul etti.
AJAN OLDUĞU GEREKÇESİYLE ÖRGÜT EVİNDE SORGUYA ALINDI
Toplantıya gitmeden önce Ünkazan, başka bir örgüt üyesi Şevki Levent Çöplü ile bir kahvehanede buluştu ve toplantıya neden katılmadığını anlattı. Daha önce de örgüt adına bir evin kiralanması hususunda yalan söylediği ortaya çıkan Ünkazan'ın polis ajanı olduğu şüphesine kapılan örgüt mensubu Şevki Levent Çöplü, Tevfik Fikret Baştüzel'e Ünkazan'ı eve götürmesini, sorgulanacağı için evden çıkmasına izin verilmemesini ve durumdan Onur Kara'nın haberdar edilmesini istedi.
BAŞINA YASTIK BASTIRILARAK KAFASINA SIKILDI
Ünkazan eve götürüldü ve evde bulunan başka bir örgüt mensubu Ümit Altıntaş ile Şevki Levent Çöplü sorguyu bizzat gerçekleştirdi. Başlangıçta ajanlık suçlamasını kabul etmeyen Ünkazan, kendisini sorgulayanlar tarafından örgütçe temin edilen silah ile tehdit edilmesi üzerine ellerinden kurtulmak amacıyla polis ajanı olduğunu kabul etti. Bunun üzerine evde bulunan 4 kişi kendi aralarında Ünkazan hakkında hangi cezanın uygulanacağını tartışmaya başladı ancak bir karara varamadı. Karar için örgütün üst düzey yöneticileriyle görüşmek istemelerine rağmen görüşme gerçekleştirilemedi. Tartışmalar sırasında Ümit Altıntaş, Ahmet Ünkazan'ı öldürmesi yönünde görüş bildirdi. Evde bulunan örgüt mensuplarından birisi buna karşı çıkarken, olayın dışında tutulan Onur Kara ve Tevfik Baştüzel, "bize verin biz öldürelim" şeklinde teklifte bulundu. Ancak bu teklifin kabul edilmedi. Örgüt üyesi Şevket Çöplü, dışarıya çıkarak bir bavul ile eve döndü. Diğer örgüt üyesi Ümit Altıntaş, Ünkazan'ın kafasına yastık koyarak başına ateş etti ve sanığı öldürdü. Bunun üzerine ceset bir valize konularak Yenimahalle'de bulunduğu adrese atıldı. Olay sonrasında kaçan Onur Kara, örgütsel faaliyetlerine devam etti. Kara, 2 Temmuz 2014'te örgüt evinde yakalandı.
İLK DERECE SANIK HAKKINDA MÜEBBET HAPİS CEZASINA HÜKMETTİ
Olayla ilgili olarak Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs" suçundan müebbet hapis cezası ile yargılanan sanıklardan Şevki Levent Çöplü hakkında Adli Tıp Kurumu'nun 2014 yılında hazırladığı raporda, sanığın "şizofreni-şizoaffektif tip" hastalığının olduğu ortaya koyuldu ve Çöplü hakkında mahkumiyet kararı verilmedi. Sanıklardan Tevfik Baştüzel ise, itirafçı olarak beyanda bulundu ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandı. Sanık Onur Kara hakkında ise, "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etme" suçundan müebbet hapis cezası verildi.
DAİRE HEYETİ KARARI ONADI
Bunun üzerine dosya temyiz edildi ve kapanan Yargıtay 16. Ceza Dairesine geldi. Daire heyeti, 4 oy ve 1 karşı oy ile kararı onadı. Karşı oy kullanan daire üyesi, karara yazdığı karşı oy yazısında, sanık Onur Kara'nın ısrarla inkara yönelen savunmasının aksine, suçun oluşmasına dayanak yapılan öldürme suçuna iştirakine dair ceza ehliyeti olmayan şizofren bir sanık ile etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılan itirafçı sanık Tevfik Baştüzel'in savunmalarından başka delil bulunmadığının açık olduğuna değinilerek, etkin pişmanlıktan yararlanan ve evde bulundukları süre içerisinde söylenenleri korkarak yaptıklarını beyan eden Tevfik Baştüzel'in ifadelerine göre sanık Onur Kara'nın "kasten öldürme" eylemine iştirakinden söz edilemeyeceğine yer verildi.
Karşı oyda şu ifadeler kaydedildi:
"Evden çıktıktan sonra içerde kalanların iradesine de karışma ihtimali olmayan sanık Onur'un genç yaşta başına bir şey gelmesinden çekinip korkarak polise herhangi bir ihbar yapmaması hayatın olağan akışına uygun olduğu gibi, korunması gereken savunma hakkının doğal sonucudur."
Karşı oyda sanık Onur Kara hakkında verilen ceza ile ilgili olarak, "Mahkemenin yaptığı yargılamada, kamu davasının sınırlarını çizen iddianamenin anlatımıyla bağlı olunması karşısında hürriyeti tahdit suçuna fer'i katılımı isnad edilen suçlamaya dayanak yapılamayacağı değerlendirilerek sanık hakkında beraat kararı verilmesi ve dolayısıyla hükmün bu surette bozulmasına hükmetmek gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum" ifadeleri kullanıldı.
"ÖLDÜRME EYLEMİNE DOĞRUDAN VEYA DOLAYLI OLARAK KATILMAMIŞTIR"
Bunun üzerine sanık Onur Kara yönünden dosyayla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı inceledi. Başsavcılık, sanık Onur Kara'nın öldürme eylemine doğrudan veya dolaylı olarak katılımının söz konusu olmadığına, evdeki sorgulama sırasında sanığın doğrudan bir katılımının söz konusu olmayışı dikkate alındığında, hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek itirazda bulunuldu.
KURUL, MÜEBBET HAPİS CEZASINI ONADI
İtiraz sonrasında dosya kapatılan Yargıtay 16. Ceza Dairesine yeniden gönderildi. Daire ise, kararında direnerek dosyayı Ceza Genel Kuruluna gönderdi. Ceza Genel Kurulu, dosyayla ilgili olarak incelemesini tamamladı. Kararda, Onur Kara'nın polis ajanı olduğu şüphesiyle maktul Ahmet Ünkazan'ın dört gün süren sorgulama aşamasında hazır bulunduğuna, hürriyetten yoksun bırakma eylemine iştirak ettiğine, sözde sorgulama sonucunda ajan olduğunu kabul etmek zorunda kalan maktulün öldürüleceğine ilişkin örgütsel kararı öğrenmesine rağmen suç işleme kararını destekleyerek eylemi kendisinin gerçekleştirebileceğini söylemek suretiyle suç işlenmesini teşvik ettiğine, eylem tarihinde yürürlükte bulunan yasal düzenlemeye göre öldürme fiili açısından suça yardımcı olarak katıldığının kabulünün gerekli olduğuna yer verildi. Kurul, başsavcılığın itirazının reddine, müebbet hapis cezasının onanmasına karar verdi.