Kanuni Sultan Süleyman dönemi yeniden canlanıyor: 500 yıl önceki minyatürler 'Süleymanname' yeniden yorumlandı

Sabah

Giriş: 27.03.2022 19:02 Güncelleme: 27.03.2022 19:06

ABONE OL

Kanuni Sultan Süleyman dönemi yeniden canlanıyor: 500 yıl önceki minyatürler ’Süleymanname’ yeniden yorumlandı

Kanuni Sultan Süleyman döneminin minyatürlerinin yeniden yorumlanarak yapıldığı minyatür eserleri Süleymanname isimli kitapta bir araya getirildi. Bugün ise Çınar Kültür ve Sanat Merkezi’nde hem kitabın tanıtımı yapıldı hem de sergisi açıldı. Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Rabia Babaoğlu, Süleymanname isimli kitap için “Orijinalini bugün bir müzenin vitrininden bile görme imkanımız olmayan Süleymanname'yi sembolik olarak dokunabilir kıldık” dedi. İşte kitaba ve sergiye dair detaylar...

Çınar Kültür ve Sanat Merkezi iki yıl önce kuruldu. Merkezde minyatürden hat sanatına, tekzipten resime, piyanodan uda kadar 16 branşta dersler veriliyor. Atölye çalışmalarında sözlü ve yazılı edebiyat eserleri tanıtıldığı gibi seminerler aracılığıyla çocuk ve gençlerin psikolojik ahlakı, kültürel, zihinsel gelişimlerine katkı sağlayacak programlar yapılıyor. Kısacası her kesimden ve her yaştan öğrenciler alanında uzman hocalar tarafından yetiştiriliyor.

Bu merkez şimdi ise Süleymanname isimli bir kitap çıkardı. Kanuni Sultan Süleyman döneminin orijinal minyatürlerine sadık kalarak minyatürleri yeniden yorumlayan minyatür sanatçıları, minyatür sanatçısı Özcan Özcan önderliğinde çalışmalarını sürdürdü.

Beş yıl gibi bir çalışma sonrasında bugün ise Süleymanname kitabının tanıtımı ve sergisi Çınar Kültür ve Sanat Merkezi'nde açıldı.

"SÜLEYMANNAME'Yİ SEMBOLİK OLARAK DOKUNABİLİR KILDIK"

SABAH'a yaptığı açıklama Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Rabia Babaoğlu kitap çalışmasıyla ilgili şunları söylüyor: "Özcan Özcan hocamız başında olduğu minyatür proje grubu tarafından bu minyatür eserler sergilenmişti. Sonradan bunun bir kitap haline getirilmesi fikriyle bize geldiklerinde biz de dernek olarak bunu üstlendik. Süleymanname bizim ilk kitabımız. Çok faydalı bir eser oldu. Sanatçılar da çok güzel çalıştı.

Kitabımız, minyatür proje grubunun hocaları Özcan Özcan ile birlikte Kanuni dönemindeki minyatürlere sadık kalarak çağımızın malzeme ve teknikleriyle yeniden yorumladığı minyatürlerin yer aldığı, resimli tarih geleneğimizin minyatür ve metin olarak yeni bir yorumla kronolojik sunumu. Orijinalini bugün bir müzenin vitrininden bile görme imkanımız olmayan Süleymanname'yi sembolik olarak dokunabilir kıldık. Herkesi sergiye de davet ediyoruz. İnternette de kitapta yer alan eserlerin animasyonları ve hikâyeleri var. Kitabın içindeki bazı objeler hologramda sergide yer alıyor."

(Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Rabia Babaoğlu)

"500 YIL ÖNCEKİ MİNYATÜRLERİ YENİDEN YORUMLADIK"

Minyatür sanatçısı Özcan Özcan, minyatür proje grubunun başındaki isim. "Bir şey yapacaksan anlamlı bir şey yapalım, bizden sonrakilere de eserleri bırakalım" diyerek projeye başladıklarını söylüyor.

(Minyatür sanatçısı Özcan Özcan)

Özcan'ın Süleymanname kitabında 'Divan', 'Rodos'un Fethi' ve 'Malazgirt' minyatürleri yer alıyor. Özcan kitabın çıkış sürecini ise şöyle anlatıyor: "Kuşların Şarkısı adıyla bir çalışma yaptık. Sonra Süleymanname'ye karar verdik. Muhteşem bir dönem. Kimse o dönemi irdelemiyor. 500 yıl önceki eserlere karar kılarken seçimi şöyle yaptık: Süleymanname'nin kendi orijinal kitabı var, Arifi'nin kitabı var. Yer yer yapılmış çeşitli Süleymanname eserleri var. Hem klasiğini yapalım hem kitaptan alalım istedik. Çünkü bu eserlerin daha ne kadar kalacağı belli değil. Aradan 500 yıl geçmiş, dayanacaklar mı dayanmayacaklar mı belli değil. En azından kalıcı bir hale getirmek istedik. 'Kendi tasarımlarımızla bunu süsleyelim, yenileştirelim. Ve günümüzün boyalarıyla yapalım ve o dönemi hissedelim' dedik. 500 yıl öncesine ait, seçtiğimiz minyatürleri yeniden yorumlayarak yaptık. 15 kişilik bir grupla çalıştık. Geleceğe minyatürleri bırakma adına bu çalışma yapıldı. Çünkü o dönemin görüntüleri bu minyatürler."

"KANUNİ DÖNEMİ NAKKAŞLARI İLE HEMHAL OLDUK"

Minyatür sanatçısı Ayşe Nur Kapusuz, Süleymanname kitabında eserleri olduğu gibi aynı zamanda kitabın metin yazarlarından. Kapusuz, sergide yer alan eserler hakkında şunları söylüyor: "15 kişilik bir proje ekibi olduk. Projemiz Süleymanname sergilendi ve kitaplaştı.

(Minyatür sanatçısı Ayşe Nur Kapusuz)

Sergide ve kitapta 'Barbaros'un Kabulü', 'Kanuni'nin Cenazesi' , Kanunu'nin Süt Kardeşi Yahya Efendini Türbesi' gibi eserlerle katıldım. Minyatürlerimiz dört yıl gibi bir süreçte çıktı. Bir yıl gibi metinlerin yazılması sürdü. Beş yıllık bir sürede kitap ortaya çıktı. Arif Çelebi'nin Süleymannamesi'nden seçilen minyatürlerine sağdık kalınarak yapıldı. Günümüzün boyaları kullanıldı. Önce eksizleri çıkarıldı, düzeltilmesi gereken yerler yapıldı, birebir yansıtıldı.

O dönem Nakkaşhane'de çalışılmış, ilk resimli Türk tarihi olma özelliği var. İster istemez bugünün Nakkaşları gibi hissediyorsunuz. Metinlerin oluşturulmasıyla da ilgilendiğimiz için 'o dönemin içinde kaybolduk' diyebilirim. Çok farklı bir bağ oluştu. Kanuni'nin türbesine ziyaret ederken çok daha farklı bir gözle ve duyguyla baktım. Kanuni dönemiyle ve o dönemin minyatürüyle bir bağ kurdum, o dönemin Nakkaşları ile hemhal olduk. Tarihin sandık odasında biraz bilinmeyen, unutulmaya yüz tutmuş bir eser. Süleymanname dediğimizde dışarıda sorsak, kaç kişinin haberi vardır? Bu çalışmayla biraz onu gün yüzüne çıkarmış olduk. Nesiller arası köprü olma özelliğini sanatın bu vesileyle gerçekleştirdik."

"KİTABA YOĞUN EMEK VERİLDİ"
Kitabın metin yazarlarından Mevlüde Burnaz, Süleymanname isimli kitapla ilgili detayları şöyle anlatıyor: "Burada toplam 52 eser var. Bu eserler Arifi'nin Süleymannamesi'nden seçildi. Yaklaşık dört tanesi de Hunername'den alıntı. Aslında minyatür okuması diyebileceğimiz, belge nitelikli olduğu için minyatürler, Kanuni Sultan Süleyman'ın ilk üç beytini dinleyerek onayladığı mısralardan oluşan bir anlatı olduğu için anlatımlara ihtiyaç vardı. Biz minyatürlere baktığımızda 'Bir atın kuyruğu neden öyle?' , 'Açık mavi renk atta kullanılır mı?', 'Ağacın orta yerde, yukarıda, bir çadırın üzerinde kullanılmasının anlamı nedir?' bütün bunları hikâyenin içinde açıklamaya çalıştık ve minyatürler için kitapta metinler oluşturduk.

O dönemde yaşayan Peçevi tarihinden esinlendik, Peçevi'nin de dilini de bozmadan o zamanın üslubuna dikkat ettik. Yine Namık Kemal tarihini kaynak olarak kullandık. Onun dışında akademik çalışmaları araştırarak kitaptaki metinleri oluşturduk. Kitaba yoğun emek verildi."