Berat Gecesi nasıl tövbe edilir? Berat Kandili Tövbe İstiğfar duası Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı nedir?
Berat gecesi nasıl tövbe edilir? Mübarek Berat Kandili'nde hayatının bir muhasebesini yapanlar bu gece de nasıl tövbe edilmesi gerektiğini araştırıyor. Bir ayette Yüce Allah'ın dilerse bütün günahları affedeceği, Allah'ın rahmetinden ümidin kesilmemesi gerektiği müjdelenmiştir. Peki, Berat Gecesi nasıl tövbe edilir? Berat Kandili Tövbe İstiğfar duası Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı nedir? İşte ayrıntılar...
Berat Gecesi nasıl tövbe edilir? Berat Kandili'nde tövbe etmek isteyen vatandaşlar, bu mübarek gecede nasıl tövbe edilmesi gerektiği yönünde araştırmalarını sürdürüyor. Günahların bağışlandığı gün olarak bilinen Berat Kandili'nde Tövbe İstiğfar duası araştırılmaya başlandı. Peki, Berat Gecesi nasıl tövbe edilir? Berat Kandili Tövbe İstiğfar duası Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı nedir? İşte merak edilenler...
Hz. Âişe bir gece uyanmış, Resûl-i Ekrem (s.a.s)'i yanında göremeyince dışarı çıkıp aramaya koyulmuştu. Nihayetinde onu Baki mezarlığında, başını göğe kaldırmış, dua eder vaziyette bulmuştu. Hz. Muhammed (s.a.s), hem Hz. Âişe'nin merakını gidermek hem de Allah'ın rahmetinin bu gece ne kadar geniş olduğunu anlatmak için şöyle buyurmuştu: "Şaban ayının yarısına denk gelen bu gece, Allahdünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının yünlerindendaha fazla sayıda insanı affeder."
Hz. Muhammed, Müminlere şu tavsiyede bulunmaktadır:
"Şâban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Gündüzünde oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ dünyaya rahmet nazarı ile bakar ve fecir oluncaya kadar şöyle buyurur: 'Benden af dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Sıkıntıya uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim!'"
TÖVBE NEDİR, NASIL EDİLİR?
Tövbe, günah işleyen insanın kurtuluş ve Allah'a sığınma kapısıdır. Bu kapıya muhtaç olmayan hiçbir insan yoktur. Tövbe etmek, hem Allah ve Peygambere itaattir hem de günahlardan kurtuluştur. Tövbe etmeyen insan kendisine zulmetmiş olur.
Tövbenin üç unsuru vardır:
a) Tövbe etmeyi gerektiren günah
b) Günaha tövbe eden insan
c) Tövbeyi kabul eden Allah.
Tövbenin söz konusu olabilmesi için işlenmiş bir günahın bulunması gerekir. Günah, Kur'ân-ı Kerim'de "büyük günah" ve "küçük günah" olmak üzere iki çeşit olarak zikredilmiştir. Küçük günahlar ibadetler, musîbet ve felaketlere sabır gibi yapılan güzel ameller sebebiyle bağışlanır.
Büyük günahlara mutlaka tövbe edilmesi gerekir. "Büyük günah", hırsızlık etmek, yalan söylemek, yalancı şahitlik yapmak, iftira etmek, zina etmek, namaz kılmamak, oruç tutmamak, zekat vermemek gibi Allah ve Peygamberin kesin emir ve yasaklarına uymamak, haram kıldığı şeyleri yapmak ve işleyenlere ceza olarak Allah'ın gazabı, laneti, azabı ve cehennem olduğu bildirilen günahları işlemektir.
"Eğer siz size yasaklanan günahların büyüklerinden kaçınırsanız sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere (cennete) koyarız" (Nisa, 4/31) buyurulmuştur. Bu âyette büyük günahlar "kebâir" kelimesi ile küçük günahlar ise "seyyiât" kelimesi ile ifade edilmiştir.
GÜNDE KAÇ KEZ TÖVBE ETMEK GEREKİR?
"De ki: Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir." Zümer, 39/53.
Peygamberimiz, geçmiş-gelecek günahlarının affolunduğu/affedileceği bildirildiği halde, günde yetmiş kere, yüz kere tövbe istiğfarda bulunmuştur. Özellikle mübarek gecelerde ve seher vakitlerinde olmak üzere, kıldığı namazların sonunda selâm vermeden önce ve selâmdan sonraki tesbîhatın ardından kulun tövbe ve istiğfarda bulunması durumunda, Cenâb-ı Allah'ın bağışlaması umulur.
"Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Bundan başkasını dilediğine bağışlar." Nisa, 4/48
Peygamberimiz tövbe namazına ilişkin olarak, "Bir kul günah işler de sonra kalkıp güzelce abdest alıp temizlenir ve iki rek'at namaz kılarak Allah'tan bağışlanmak dilerse Allah onu mutlaka affeder" buyurmuş ve arkasından şu âyeti okumuştur: "Onlar çirkin bir iş yaptıklarında ya da kendilerine zulüm ve haksızlık ettikleri zaman hemen Allah'ı hatırlayıp, günahlarının affedilmesini isterler; zaten günahları Allah'tan başka kim affedebilir ki! Bunlar o günahı bile bile bir daha yapmazlar" (Âl-i İmrân 3/135). Tövbe namazı iki rek'at olarak kılınabileceği gibi daha fazla da kılınabilir.
NASIL TÖVBE YAPILIR?
"Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin…" Hûd, 11/3.
İslam âlimleri âyetlerle hadislerden hareketle tövbenin geçerli olması için gerekli şartları belirlemişlerdir. Buna göre bir tövbenin makbul olabilmesi için; işlenen günahı terk etmek, günah işlediğine pişman olmak, günahı bir daha işlememeye azmedip söz vermek, eğer işlenen günah kul haklarıyla ilgili ise, bu durumda, hak sahibi ile helalleşmek, Allah'tan af dilemek gerekir. Kul hakkından kurtulmak, ihlal edilen hakkı, sahibine veya varislerine iade etmekle ya da affını istemekle olur.
TÖVBEDE HANGİ DUALAR OKUNMALIDIR?
"Eğer siz size yasaklanan günahların büyüklerinden kaçınırsanız sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere (cennete) koyarız." (Nisa, 4/31) buyurulmuştur.
Tövbe edecek kimsenin iki rekât namaz kıldıktan sonra Allah'a hamd, Resûlüne (s.a.s.) salât ve selam getirdikten sonra tövbe ve istiğfar etmesi, akabinde de salavat ve hamd ile bitirmesi tövbenin adabındandır. Hz. Peygamberin (s.a.s.), bağışlanması için yaptığı pek çok duadan ikisi şudur:
*(Allah'ım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız sensin. Öyleyse tükenmez lütfunla beni bağışla, bana merhamet et. Çünkü affı sonsuz, merhameti nihayetsiz olan yalnız sensin.) (Buhârî, Ezân 149; Müslim, Zikir, 48)
*(Allah'ım! Günahlarımı, bilmeden ve haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden daha iyi bildiğin bütün suçlarımı bağışla! Allah'ım! Ciddi veya şaka olarak yaptığım yanlışları, hataen ve kasten işlediğim günahlarımı affeyle! Bütün bu kusurların bende bulunduğunu itiraf ederim. Allah'ım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senin gücün her şeye yeter.) (Buhârî, Deavât, 60).
İSTİĞFAR DUASI NEDİR?
"Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâla'nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zaman ki sevincinden çok daha fazladır." Buhâri, Daavât, 80/4 (VII, 146).
İstiğfar, işlenen günahlardan ve hatalardan dolayı Allah'tan af ve mağfiret niyaz etmek demektir. Kur'an-ı Kerim'de işledikleri kötülüklerden pişman olup tövbe-istiğfarda bulunanlar övülmektedir (Âl-i İmrân, 3/135). Kaynaklarda içeriği bakımından "istiğfar" anlamı taşıyan pek çok dua vardır. Hz. Peygamberin (s.a.s.) "Seyyidü'l-istiğfâr" (İstiğfârın en güzeli) diye nitelediği dua şöyledir:
(Allah'ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben Senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla Senin ahdin ve va'din üzere bulunuyorum. Yaptığım fenalıkların şerrinden Sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim; günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü Senden başka hiçbir kimse günahları bağışlamaz.) (Buhârî, Deavât, 2)
Aslında kişinin Rabbine yönelerek içinden geldiği gibi dile getirdiği her türlü bağışlanma duası zaten bir istiğfardır.
TEVBE İSTİĞFAR DUASI ARAPÇA OKUNUŞU
"Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyü'l-kayyûmü ve etûbü ileyhi, tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ. Ve es-elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ, innehû, hüve't-tevvâbü'r-rahîm."
TEVBE İSTİĞFAR DUASI TÜRKÇE ANLAMI
"Ya rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine tevbe ettim, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi arasında her ne kadar peygamber gelip geçtiyse, Bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur'ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'dır."