İstanbul'daki Pakistanlı cinayetinde şok detaylar! O görüşmeden sonra cesedi yok ettiler
İstanbul Bayrampaşa’da Pakistanlı Sulman Ali’yi öldürüp, Edirne'de ormanlık alana atan Pakistan uyruklu 3 kişi ile cesedin yok edilmesine yardım ettiği öne sürülen 2 Türk vatandaşının yargılanmasına başlandı. Sanıklardan Zahir Shad, Sulman Ali’nin olay günü sarhoş olduğunu ve çıkan tartışmada bıçaklandığını belirterek, Ali’nin durumunu Pakistanlı bir doktora görüntülü görüşmede sorduklarını anlattı. Shad, “Doktor öldüğünü söyleyince önce iple bağladılar, sonra battaniyeye sardılar. Sonra da çöp poşetine koyup götürdüler. 7 kişi arabaya binip cesedi götürmüş. Ben arabada yoktum” dedi.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşması için tutuklu sanıklar Syed Muhammad İmran Bukhari, Zahir Shad, İftkhar Ahmad cezaevinden getirildi.
Pakistanlı üç sanığa cesedi yok etmekte yardım ettiği öne sürülen ve tutuksuz yargılanan Cuma Özbey duruşmada hazır bulunurken, Sezer Balıkçı mahkemeye gelmedi.
"HABERİM OLSAYDI KAÇARDIM"
Duruşmada tercüman aracılığıyla savunması alınan sanık Syed Muhammad İmran Bukhari, "Zahir Shad bir akşam beni aradı, aşağı inmemi söyledi ve 'Salman'ın durumu iyi değil' dedi. Ben de Salman'ın durumuna bakmaya gittim. Eve gittiğimde durumu iyi değildi, halsizdi ve yanında siyah bir şişe duruyordu. Zannederim ki uyuşturucu ve sahte alkolden. Lavaboya götürdüm. Bir müddet sonra daha iyi oldu. Evime döndüm ama içim rahat etmedi, tekrar Salman'ın yanına gittim. Zahir ile nargile içtim, sonra tekrar evime gittim. Yaklaşık 20 gün sonra polis kapıyı çaldı. Böyle bir şeyden haberim olsaydı kaçardım. Saat 05.00'ten sonra hiçbir şey görmedim" dedi.
"CESEDİ 7 KİŞİ TAŞIDI"
Sanık Zahir Shad da Sulman Ali'nin olay günü sarhoş olduğunu öne sürerek, "Salman, İftikhar Ahmad'a küfretmeye başladı. O da 'söyle bana küfretmesin' dedi. Sonra tuvalete gittim. Çıktığımda İftikhar'ın elinde bıçak vardı, sallıyordu. Ben durdurmaya çalıştım ama bıçakladı. İmran Bukhari orada yoktu, kendi evindeydi. Salman yere düşünce çıkıp gitti. O zaman Salman baygındı. 'Ambulansı arayın' dedim. İmran, 'Deli misin, polisi arama! Ev benim adıma, olay benim üzerime kalır' dedi. 'Arayın' dediğim halde polisi aramamam için İmran beni tehdit etti. 7 kişi arabaya binip cesedi götürmüş. Arabada yoktum. Önce iple bağladılar, sonra battaniyeye sardılar. Sonra çöp poşetine koyup götürdüler. Pakistanlı bir doktoru arayıp görüntülü konuşma yaptılar. Doktor, öldüğünü söyledi. Herkes çıkıp gidince ben evde kaldım. Akşam saatlerinde evden çıktım" diye konuştu.
KARAKOLDA ANLATAMAYINCA KONSOLOSLUĞA GÖNDERİLMİŞ
Zahir Shad'ın avukatı ise müvekkilinin suçu ortaya çıkarmak için elinden gelen tüm çabayı gösterdiğini öne sürdü. Shad'ın sanık değil de tanık olması gerektiğini savunan avukat, Shad'ın önce Beyoğlu'nda polis merkezine gittiğini, kendisini ifade edemediği için buradan konsolosluğa gönderildiğini söyledi.
Diğer sanıkların avukatları da tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı erteledi.
SAVCILIK, MÜEBBET HAPİSLERİNİ İSTİYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Sulman Ali'nin 3 Aralık 2020 tarihinde öldürülmesinden yaklaşık iki hafta sonra Molana Ishtıaq Ahmad'in, Pakistan Başkonsolosluğu'na giderek, cinayeti ihbar ettiği anlatılıyor. Ahmad'in ihbarında, Sulman Ali'nin öldürülüp Edirne Uzunköprü'ye bırakıldığını söyleyip, yardım istediği belirtiliyor.
Sabah'ın haberine göre iddianamede, olay günü Pakistanlı grubun birlikte yemek yediği sırada Sulman Ali ile sanıklar arasında tartışma çıktığı, çıkan kavgada Ali'nin bıçaklandığı kaydediliyor. Tanıkların, sanıklardan çekindikleri için bir süre olaya müdahale etmeyip, ihbarda bulunmadıkları, Sulman Ali yaralıyken sanıkların Pakistanlı bir doktorla görüntülü konuştukları aktarılıyor. Sanıkların ve cesedi battaniyeye sarılı halde Edirne Uzunköprü'ye gittikleri ve Kiremitçisalih köyü yakınlarında boş bir araziye bıraktıkları anlatıldı.
İddianamede, tutuklu sanıklar Syed Muhammad İmran Bukhari, Zahir Shad ve İftkhar Ahmad'in "kasten öldürme" suçundan müebbet hapsinin isteniyor. Tutuksuz sanıklar Cuma Özbey ve Sezer Balıkçı'nın ise "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.