İstanbul'da 4 çocuk annesini öldürüp çukura gömen şahsa ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi
İstanbul'da 4 çocuk annesi Ayşe Altuntaş'ı (43) buluştukları ormanlık alanda silahla vurarak öldürdükten sonra çukura gömdüğü iddiasıyla yargılanan Mehmet Taşdelen hakkındaki davada, savcı mütalaasını açıkladı. Sanık Taşdelen'in "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Mehmet Taşdelen getirildi. Karar aşamasında gelen davada, savcı esas hakkındaki mütalaasını bildirdi. Savcı, Adli Tıp Kurumu raporuna göre Ayşe Altuntaş'ın vücudunda bir adet ateşli silah yarası bulunduğunu ve tek başına öldürücü nitelikte olduğunun tespit edildiğini hatırlattı. Mütalaada, Ayşe Altuntaş'ın vurulduğu anda sanığın polis veya ambulansı aramadığı, sonrasında ise suça ilişkin tüm delilleri (maktüleye ait cep telefonunu, başörtüsünü ve feraceyi) yok ettiği belirtildi.
Savcı, Mehmet Taşdelen ile Ayşe Altuntaş'ın cinayetten önceki tarihlerde sık sık buluştuklarını ve sanığın maktulü birçok kez darp ettiğini, bu darp olayını ise etrafına anlattığını, Taşdelen'in suçtan kurtulmak için çelişkili beyanlar verdiğini de belirtti. Mütalaada, "sanık ve maktülün buluştukları yerin hemen yakınında çukur olması, bu çukurun Ayşe Altuntaş'ın sığabileceği büyüklükte olması, sanığın yanında silahı getirmesi ve olay sırasında bu silahla bir el ateş etmesi, maktülenin gömülmesi için aracında kazma ve kürek getirmesi, sanığın üzerinde küçük bir leke haricinde hiçbir şekilde kan veya toprak izinin olmamasına" dikkat çekilerek cinayetin tasarlanarak gerçekleştirildiği vurgulandı. Mütalaada, sanık Mehmet Taşdelen'in "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edildi.
"TASARLAYARAK ÖLDÜRMEDİM"
Mütalaaya karşı savunma yapan sanık Mehmet Taşdelen, "Maktuleyi tasarlayarak öldürmedim. Olay maktulenin silahı kendi kendine tutması sebebiyle kazaen bir ölümdür. Bu olayda bir dahilim yoktur. Olayın mağduruyum. 11 aydır tutukluyum. Tahliyem hususunda heyetin değerlendirmesine bırakıyorum" dedi. Sanık avukatı ise Pirinççi Köyü muhtarının olayın olduğu yerdeki domuz çukurlarının senelerden beri varolduğunu, sonradan kazılmamış olduğunu söylediğini belirterek tanık olarak dinlenmesini, ayrıca sanık ve maktüleyi yıllardır ormanda gördüğünü söyleyen çobanın da tanık olarak dinlenmesini ve sanığın tahliyesini talep etti. Şikayetçiler Mehmet ve Fadime Altuntaş ile Aile Bakanlığı avukatları ise sanığın cezalandırılmasını talep ettiler.
SON SAVUNMA İÇİN DURUŞMA ERTELENDİ
Görgüye dayalı bilgileri olmadığı gerekçesiyle tanık dinletilmesi talebini reddeden mahkeme, sanığın tutukluluğunun da devamına karar verdi. Sanık avukatının son savunmasını hazırlaması için süre veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Ayşe Altuntaş, 18 Temmuz 2019 günü Sultangazi'deki kızı Fadime ile birlikte yaşadığı evinden çıktı ve bir daha haber alınamadı. 4 çocuk annesi Ayşe Altuntaş'ın kızı Fadime ve oğlu Mehmet Altuntaş Esentepe Polis Merkezine ve Gaziosmanpaşa Savcılığına kayıp başvurusunda bulundu. Şikayetçilerin, Ayşe Altuntaş'ın aynı zamanda akrabası olan sanık Mehmet Taşdelen ile bir süredir gönül ilişkisi yaşadığını, bunu sanığa sorduklarında ise Taşdelen'in maktüleyi iki gündür görmediğini söylediğini, daha sonra ise olay günü sabah saatlerinde maktüleyle buluşup Pirinççi Köyü'ne gittiklerini ve sonra tekrar evinin oraya bıraktığını söylediği öne sürüldü. Sanık ilk ifadesinde suçu kabul etmedi ve serbest bırakıldı.
Ancak olay günü kullanmakta olduğu telefona ait baz kayıtlarından sanık Mehmet Taşdelen'in çelişkili ifadeleri dikkate alınarak tekrar gözaltına alındı. Sanık bu kez suçunu itiraf ederek 18 Haziran 2020'de Ayşe Altuntaş'ı gömdüğü yeri gösterdi. Maktülenin cesedi, Eyüpsultan İlçesi'ne bağlı Pirinççi Köyü'ndeki ormanlık alandan çıkarıldı. Gaziosmanpaşa Adliyesi'ne sevk edilen sanık Mehmet Taşdelen 19 Haziran 2020'de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Maktüle Ayşe Altuntaş'ın beraber yaşadığı kızı Fadime Altuntaş, Müge Anlı'nın programına katılarak yardım istemişti. Tutuklanan Mehmet Taşdelen ifadesinde, 11 ay boyunca 11 saat huzurlu uyuyamadığını, olayın medyaya düşmesinden sonra da çocuklarının kendisini terk etmesinden korktuğu için söyleyemediğini, ancak ilk günden bu yana vicdan yükü altında olduğunu belirtmişti.