17 günlük kapanma ekosisteme yaradı: Kirlilik azaldı
Mayıs'ta sona erecek sokağa çıkma kısıtlamasının doğaya olumlu etkileri olduğunu söyleyen Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, "17 günlük kısıtlamayı tabiat için bir şans diye düşünüyoruz. Şu an üreme zamanı ve özellikle yavrular daha rahat büyütülecek. Tabii ki bunun yansımaları yalnızca bu türlere değil hava kalitesinde de belirgin bir düzelme bekliyoruz" dedi.
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, koronavirüs salgınına karşı geçen yıl alınan tedbirler, getirilen kısıtlamalar ve insan hareketliliğin azalmasıyla yapılan araştırmalarda karbondioksit emisyonunda dünya genelinde yüzde 6 düşüş olduğunu ve bunun tabiat için iyi fırsat olduğunu söyledi.
Türkiye genelinde 29 Nisan saat 19.00'da başlayıp 17 Mayıs Pazartesi saat 05.00'a kadar sürecek sokağa çıkma kısıtlamasının da tabiata olumlu etkileri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kılıç, bu durumun hava kalitesinde belirgin düzelmeler olacağını ve üreme zamanında canlıların yavrularının büyümesine olumlu yansıyacağını kaydetti.
'BU 17 GÜNLÜK KISITLAMAYI TABİAT İÇİN BİR ŞANS OLARKA DÜŞÜNÜYORUZ'
İstanbul'dan Uludağ'ın, Hindistan'dan da Himalayalar'ın eskiden gözükmediğini anımsatan Prof. Dr. Kılıç, koronavirüs salgınına karşı getirilen kısıtlamalar ve alınan önlemlerle düzelen hava kalitesiyle şimdi gözüktüğünü dile getirerek, "İnsanlar baharın gelmesiyle daha çok dışarıda bulunmak istiyor ama bu da burada mevcut olan doğal türlerin aktivitesini olumsuz etkiliyor.
Dolayısıyla biz bu 17 günlük kısıtlamayı tabiat için bir şans diye düşünüyoruz. Şu an üreme zamanı ve özellikle yavrular daha rahat büyütülecek. Tabi ki bunun yansımaları yalnızca bu türlere değil hava kalitesinde de belirgin bir düzelme bekliyoruz. Çünkü geçen yıl dünya genelinde yaklaşık yüzde 6 karbondioksit emisyonunda düşüş oldu.
Bu tabiat için iyi bir fırsat. İnsan aktivitesi azalınca ulaşımdan, fabrikadan, sanayiden yana göstergeler hava kalitesinin düzeldiğini gösteriyor. Biliyoruz ki İstanbul'da eskiden Uludağ gözükmezmiş. Şimdi görülüyor. Bariz biçimde hava kalitesinde bir düzelme var. Hindistan'da Himalayalar'ı hava kirliliğinden dolayı göremiyorlardı ama şimdi görme şansı var" diye konuştu.
'ÇEVREYİ DAHA AZ KİRLETMEMİZ GEREKİYOR'
Uludağ ve Himalayalar örneklerinden yola çıkarak çevreyi daha az kirletmemiz gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Kılıç, şunları söyledi:
"Fosil yakıtlardan özellikle yenilenebilir enerji, rüzgar ve güneş enerjisine dönmemiz lazım. Bu yalnızca ekonomik olarak düşünülmemeli, aynı zamanda insan sağlığını da ilgilendiren bir durum arz ediyor. Hava kirliliği insanlarda üst solunum yolu hastalıklarının artışına, akciğer kanserlerinin artışına neden oluyor. Bu yüzden fosil yakıtların az kullanıldığı bir dünyaya ihtiyacımız var.
Bütün insanlar kendi evlerine, apartmanlarına güneş enerjisi panelleri yerleştirmeli, sanayicimiz tesislerine güneş paneli yerleştirmeli. Devletimiz özellikle güneş enerjisi üretimi konusunda teşvik ve destekler sağlamalı. Hem hava kirliliğini engellemiş oluruz hem de yaklaşık 40 milyar dolar ülkeye kazanç sağlanır."