Balıkesir’de koronaya karşı "dört hırsız sirkesi"
Havran ilçesinde, sirke üretimine başlayan Funda Filiz Çetin ve Bekir Çetin çiftinin ürettiği "dört hırsız sirkesi"nin koronadan koruduğu iddia edildi. 18 çeşit sirke üreten Çetin çiftinin dünyada ilk kez ürettiği zeytin sirkesinin de bağışıklığı kuvvetlendiği kaydedildi.
İstanbul'da mâlî müşavirlik yaparken bahçelerinde ürettikleri meyveleri satmakta zorluk çeken Bekir Çetin ile eşi Funda Filiz Çetin, sirke yapmaya karar verdi.
Dört hırsız sirkesinin koronadan koruduğu iddia edilirken, zeytin sirkesi de bağışıklığı güçlendiriyor. Nar ekşisinden domates salçası ve tarhanaya kadar değişik gıdalar ürettiklerini anlatan Funda Filiz Çetin, "5 yıldır sirke üretiyoruz. 18 çeşit sirkemiz var. Dünyada ilk kez zeytin sirkesini biz ürettik.
KORONA MİKROBİYEL BİR HASTALIK
Şu anda insanların bağışıklığını kuvvetlendirmek, kolestrolü ve şekeri düşürmek için kullanılıyor. Gene dünyada 200 yıl sonra dört hırsız sirkesini de biz ürettik. 1800'lü yıllarda Avrupa'da yaşanan veba salgınında dört hırsızın veba olmaması konusunda hikâyesi var. Biz de koronaya karşı bu sirkeyi ürettik. Korona mikrobiyel bir hastalık. Elma sirkesinin içine 12 anti mikrobiyel bitkiyi katarak sirkeyi olgunlaştırıyoruz. Dolayısıyla bizim bu sirkemiz bağışıklığı güçlendirirken, koranaya karşı da koruyor" dedi.
Bekir Çetin de," Biz eşimle beraber 5 yıl önce sirke yapmaya karar verdik. Çünkü bütün dünyada fermente gıdalara bir yönelim var. Sirkede bunların için de en önemlisi. Sağlıklı beslenmek için sirke tüketmek gerekiyor. Maalesef Türkiye de sirke tüketimi eskiye göre azalmış durumda. Çünkü, doğal sirke bulunamadığı için sirke tadı sanki hoş değilmiş gibi algılanıyor. Fakat. gerçekten doğal yapılmış sirke lezzetli ve faydalı bir gıdadır" dedi.
DÖRT HIRSIZ SİRKESİNİN HİKAYESİ
Dört hırsız sirkesi, ismini tarihî bir olaydan alan bir sirkedir. Yüzyıllardır ilâç olarak kullanılan bu sirkenin ilginç bir hikâyesi vardır. Marsilya şehrinde yaşanan veba salgınında dört hırsız vebadan kırılan köylerdeki ev ve dükkânları soyuyorlar, ancak bu hastalıktan etkilenmiyorlarmış.
Rivayete göre hırsızlar vebadan ölen kurbanlarını soyarken suçüstü yakalanmış ve haklarında idam cezası verilmiş; lakin veba hastalığına nasıl yakalanmadıklarını anlatırlarsa affedilecekleri kendilerine söylenmiş ve onlar da yaptıkları bir sirke ile ellerini yıkadıklarını ve bu sirke ile gargara yaptıklarını itiraf etmişler. Hırsızlar affedilerek sokaklarda bu sirkenin hazırlanmasını insanlara göstermeleri karşılığında serbest bırakılmışlar.