Betül Aşçı kuzenine zorla sigara içirmeye çalışmıştı! Görüntülere tepki yağıyor
Betül Aşçı isimli genç kadın, kucağında oturan 3 yaşındaki kuzenine zorla sigara içirmeye çalışmış; bu görüntüleri de canlı yayında paylaşmıştı. Betül Aşçı, savcılığın talimatı ile emniyet güçleri tarafından gözaltına alınmasına karşın, infial yaratan görüntülere sosyal medyadan ve uzmanlardan tepki gelmeye devam ediyor.
Türkiye, dün sosyal medyada yayılan skandal görüntüleri bugün de konuşuyor. Betül Aşçı isimli bir genç kadın, kucağında oturmakta olan küçük kuzenine canlı yayında sigara içirmeye çalıştı. Argo ve küfürlü konuşmaları ile dikkat çeken Betül Aşçı, küçük kızın, "Babam sigara içirmez, ben içmem" sözlerine, "Ben baban mıyım?" diye karşılık vererek zorla sigara içirmeye çalıştığı anları sosyal medya hesabından paylaştı.
Görüntülerin tepki çekmesi üzerine Betül Aşçı'nın adresi savcılığın talimatının ardından emniyet tarafından tespit edildi. Gaziosmanpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler Betül Aşçı'yı gözaltına aldı.
BAKANLIK SORUŞTURMA BAŞLATTI
Olayın ardından Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bir açıklama yaparak, "Canlı yayında kardeşine zorla sigara içirmeye çalıştı" başlıklı haber ve görüntülere ilişkin, İstanbul'daki çocuk ve ailesiyle ilgili sosyal inceleme yapıldığını, çocuklara rehberlik desteği sağlandığını ve inceleme sonucunda da gerekli tedbirlerin alınacağını bildirdi.
"ÇOCUK BU OLAYDA BİR OYUNCAK, BİREY DEĞİL"
Edinilen son dakika bilgisine göre, dün yaşanan olaya, tepkilerin ardı arkası bugün de kesilmiyor. Hürriyet'te yer alan habere göre, uzmanlar şunları söyledi:
Pedagog Elif İpek: Çocuk için varlığının göstergesi olan bedenini aşağılama ile başlıyor video... "Boyu da yetişmiyor ha!" Aşağılama girişimi çocuğun savunması ile devam ediyor: "Yetişiyo!" Ve çocuk kadraja giriyor. Daha sonra sosyal kabulün çok önemsendiği yaştaki çocuğu görüyoruz. Sigara dumanına dahi maruz bırakılmaması gereken çocuğa sigara teklif ediliyor. Çocuk burada yetişkin tarafından bir çocuk birey değil, adeta bir canlı oyuncak bebek muamelesi görüyor. Ebeveynlerinden öğrendiği doğruyu ne kadar savunsa da, yetişkinin aklı daha usta olduğundan çocuk kandırılıyor ve bir taklit oyunuymuşcasına yansıtılan teklife katılıyor. Maalesef ortamdaki diğer insanlar da bu yetişkin bireyi durdurmuyor. Maalesef bunun adı istismar. İhmal de söz konusu. Bu yaşta bir çocuğun ortamdaki o kadar yetişkin tarafından doğru olarak gösterilen/yanlışa göz yumulan durumda kendini savunması mümkün değil.
Konuyu çocuk açısından ele almak gerekirse, aile çocuğu güçlendiren ve kendisini koruma girişimini destekleyen bir açıdan konuşursa bu öğretici olabilir ve çocuğun duygu dünyasında hasara yol açmayabilir. Tabii bu durum ailenin çocuğa daha fazla göz kulak olması gerektiği gerçeğini ortadan kaldırmıyor! Bu durumda ailenin ihmalinden söz etmek mümkün. Çünkü ortamda sigara olmasa bile, reşit olmayan bir çocuğun canlı yayında oyuncak edilmesi yine bir istismar biçimi. Aynı anda orada bulunan diğer insanların duruma göz yumması da birçok yetişkin tarafından istismara maruz kaldığını gösteriyor. Çocuk burada bir oyuncak, birey değil!
İstismar uzaktan değil, yakından gelen bir tehlikedir. İhmal ile başlar. İhmal edilen çocuk istismara açık hale gelir. Ailelerin çocukları ile gerçek ve samimi ilişkiler kurmaları, çocukların benlik ve kimlik gelişimleri açısından destekleyicidir. Ailenin çocuğa sınır koyması, çocuğun da başkalarına karşı sınır koyabilme becerilerini geliştirir.
"YAKINLIK DERECESİ FARK ETMEZ, İSTİSMAR SUÇTUR!"
Uzman Psikolog Ceylan Şekerci: Betül Aşçı'nın sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı görüntülerde en belirgin durum çocuk istismarıdır. İstismar, çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin tarafından uygulanan ve kötü muamele içeren tüm davranışlardır. Bu tabloda çocuğun karşı çıkmasına rağmen sigarayı ağzına koyması için zorlanması ve sözel dayatmalara maruz kalması, fiziksel ve duygusal istismarı öne çıkarıyor. Psikolojik açıdan baktığımızda istismara maruz kalan 3 yaşındaki çocuğun davranışlarında saldırganlıktan edilgenliğe farklı tepkiler ortaya çıkabilir. İlişki kurmada güçlük, özgüven eksikliği, aileden uzaklaşma ya da bağımlı kişilik görülebilir. Aileden ve yetkili birimlerden alınacak psikolojik ve sosyal destek çocuğun bu olaydan en az hasarla sıyrılmasını sağlayacaktır.
İstismar, yakınlık derecesi fark etmeksizin, kimden gelirse gelsin suçtur ve adli makamların müdahalesini gerektirir. Betül Aşçı'nın 3 yaşındaki kuzeni üzerinden güç gösterisinde bulunma çabası, konuşma tarzı, uygunsuz hareketleri hepimizin tepkisini çekti. Günümüzde sosyal medya, bazı kişiler tarafından ünlü olma platformu olarak görülüyor. Bu platformlardaki bilgi akışının hızı, sosyal medyanın amacı dışındaki kullanımlarını da daha çekici hale getiriyor. Bu genç kızın uyguladığı istismar aslında sorunun sadece görünen ve içimizi acıtan yüzü. Psikolojisinin irdelenmesini, gerekli destek ve yönlendirmelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum.
"EN UFAK BİR OLUMSUZ HAREKET ÇOCUKTA İZ BIRAKABİLİR"
Uzman Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı M. Berk Karaoğlu: Çocuğun sağlığını fizyolojik veya psiko-sosyal anlamda etkileyebilecek davranışlar istismar kapsamına girer. Nitekim bu olayda da her ne kadar sözde yetişkin olan kişi bunu neşe içinde, olumlu bir hareket gibi videoya alsa da, hem çocuğa zorla istemediği bir şeyi yaptırmaya çalışması hem de yaptırmaya çalıştığı eylemin model alınmaması gereken ve sağlığa zararlı bir eylem olması sebebiyle yetkililerce ele alınmasını gerektirir.
Özellikle kişilik gelişiminin çok büyük bir oranda çocuklukta şekillendiğini düşünecek olursak, yetişkin bireylerin, ebeveynlerin çocuklar ile ilgili davranışlarında sadece sosyal medya platformunda değil, her yerde dikkatli olmaları, en ufak bir olumsuz hareketinin bile çocukta iz bırakacağını bilmeleri gerekmektedir.
"ÇOCUĞUNUZU EMANET ETTİĞİNİZ KİŞİYİ İYİ DÜŞÜNÜN"
Uzman Pedagog Zeynep Şimşek: Çocuk istismarı denildiğinde aklımıza ilk önce cinsel istismar gelir. Aslında çocuk istismarı, çocuğun bir yetişkin tarafından fiziksel ve ruhsal olarak zorlanması olarak tanımlanabilir. Örnek vermek gerekirse çocuğa zarar verecek maddeleri içirmek, küfür etmesini istemek, çocuğu yaşına uygun giydirmemek, yalan söylemeye zorlamak dahi çocuk istismarına girer. Çocuğa istemediği bir şeyi zorla, küfür ve hakaret ile yaptırmak çocuğu ruhsal olarak etkiler. En önemlisi kötü bir alışkanlığa neden olabilir. Güven duygusunu zedeler. Özellikle akrabalık bağı olan biri tarafından yapılıyor olması çocuğun yakınındaki yetişkine bile güvenmemesine neden olur ve o an korku, baskı da yaşadığı için gelişimsel olarak regresyon (gerileme) yaşar. Gece korkuları, altına kaçırma, içine kapanıklık ve ileriki dönemlerde sosyal fobiye bile dönüşebilir.
Çocuğun bizim görmediğimiz bir ortamda bir diğer yetişkin tarafından istismara maruz kalma ihtimali hep aklımızda olması gereken bir durumdur. Bundan sebep çocuğun kimlerle zaman geçirdiği, ebeveynin iradesi ve kontrolündedir. Ailelere önerim, çocuklarını kime ve kimlere emanet ettikleri konusunda emin olmalarını hatırlatmak ve çocuğun istismara uğradığını düşünüyorlarsa mutlaka bir uzmana danışmak olmalıdır. Çünkü çocukluk dönemindeki travmalar büyüyünce geçmiyor sadece form değiştiriyor.