Filozof Ramazan'a kumpas! Kendi halinde gariban bir Müslümana iftira mı atılıyor?
Türkiye iki gündür Diyarbakır Ulu Camii’nin müdavimi Ramazan Pişkin’i (Böçkün) diğer adıyla “Filozof Ramazan”ı konuşuyor. Ulu Cami’yi ziyarete gelen yerli veya yabancı turist kafilelerine İslam'ı tebliğ etmeyi kendine vazife edinmiş, zaman zaman da dini veya toplumsal sorunlarla ilgili sorulara, verdiği hiç beklenmeyen birikim dolu cevaplarla dikkat çeken Ramazan Pişkin, 2016 yılındaki bir mahkeme kararı gerekçe gösterilerek Elazığ akıl hastanesine gönderildi. “Filozof Ramazan” hakkında bazı çevrelerin yürüttüğü linç kampanyası ve mahkeme kararları tartışma yarattı. Kendi halinde bir Müslüman olan Pişkin’e kumpas iddiaları gündeme geldi.
Diyarbakır'da gözaltına alınan, tutuklanan ve mahkeme kararıyla ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedavisine karar verilen Ramazan Pişkin'in İslami görüşlerini paylaştığı için toplum açısından "tehlikeli" bulunup, "cinsel taciz suçundan cezalandırılması tartışmalara neden oldu. Ramazan Pişkin'le ilgili ailesine dayandırılan bilgilere göre, gayet sağlıklı olduğu delilik veya şizofren gibi bir hastalığının olmadığı, sosyal medyada, babasının, "oğlum hastadır hastaneye yatırın" imzalı talebi olduğuna dair dolaşan belgenin ise, "babasının okuma yazması olmadığı ve belge içeriğini bilmediği halde imzaladığını, sokağa çıkma yasağı kalkmasıyla birlikte, "oğlunun bırakılması ve şizofren hastası olduğuna dair belgenin içeriğini bilmeden imzaladığını" söyleyerek gerekli müracaatları yapacakları bildirildi.
Ramazan Pişkin'in (Böçkün) Diyarbakır Ulu Camii avlusunda sarf ettiği sözlerin, herhangi bir suç unsuru oluşturmadığını, camiye girişlerle ilgili bir adab kuralını hatırlatma amaçlı olduğu, buna istinaden de ceza verilemeyeceği belirtiliyor. Bugüne kadar hiç kimseye bir zararı olmamış, kendi halinde ve hali üzerinde yaşamaktan başka bir derdi olmadığı bilinen Pişkin'le ilgili sağlıklı bir teşhis konulması, hastane koşullarından olumsuz etkilenmemesi için gereken hassasiyetin gösterilmesi, Adalet Bakanlığı'nın ve HSK'nın dosyasını inceleyerek hukuki hataların giderilmesine dönük yasal yetkilerini kullanmalarını ve imkan varsa yargılamanın yenilenmesi çağrıları a yapıldı.
PİŞKİN'E ŞİZOFREN YAFTASIYLA NE AMAÇLANIYOR?
Ramazan Pişkin'in cami avlusundaki faaliyetlerinin ifade özgürlüğü ve dini inanç özgürlüğü hakkı kapsamına girdiği belirtilirken, 8 Ocak 2017 tarihinde, il merkezinde bulunan Ulu Cami'yi ziyaret etmekte olan bir kadın vatandaşa yönelik ''bu şekilde dolaşamazsınız, ince giyinmişsiniz, içinizi görüyorum'' gibi sözlerin bir şikayet üzerine yargı tarafından nasıl cinsel taciz suçundan iddianameye konu olduğu tartışılıyor.
Özellikle İslam karşıtı çevreler, HDP ve PKK gibi odaklar tarafından hakkında şikayet ve linç kampanyası yürütülen Pişkin'le ilgili "şizofren" ve "deli" gibi yaftalarla ilaç verilerek zehirlenebileceği iddiası da gündeme geldi. Ramazan Pişkin'le ilgili karar sonrası özellikle sosyal medyada "Ramazan sahipsiz değildir" çağrıları yapıldı.
BAŞSAVCILIK AÇIKLAMASI DA TARTIŞMA YARATTI
Dün Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ramazan Pişkin (Filozof Ramazan) hakkında şu açıklamayı yapmıştı:
"Bazı haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında, Diyarbakır'da R.P. isimli şahsın zorla akıl hastanesine yatırıldığı yönündeki iddialarla ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla basın açıklaması yapılması ihtiyacı hasıl olmuştur.
İNSANLARA "BÖYLE GİYİNMEYİN İÇİNİZİ GÖRÜYORUM" DEDİ
Söz konusu kişinin, 8 Ocak 2017 tarihinde, il merkezinde bulunan Ulu Cami'yi ziyaret etmekte olan bir kadın vatandaşımıza yönelik ''bu şekilde dolaşamazsınız, ince giyinmişsiniz, içinizi görüyorum'' gibi sözlerle taciz, takip ve ifşa eyleminde bulunduğu şikayeti üzerine başlatılan soruşturma, 1 Şubat 2017 tarihinde cinsel taciz suçundan iddianame düzenlenmesiyle sonuçlanmıştır.
"SANIĞIN BABASI OĞLUNUN HASTA OLDUĞUNU SÖYLEDİ"
Sanığın babasının, suç tarihinden yaklaşık iki hafta önce oğlunun akıl hastası olduğu ve tedavi altına alınmasını istediği yönünde Diyarbakır Valiliğine ve İl Sağlık Müdürlüğü'ne başvurularının olduğu tespit edilmiştir. Sanığın babası, aynı mahiyetteki beyanlarını soruşturma sırasında da tekrar etmiştir. Yargılama sırasında sanık, suç tarihinde akıl hastası olup olmadığının ve dolayısıyla ceza sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla Dicle Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığına sevk edilmiştir. Yapılan tetkik ve muayeneler sonucunda ilgilinin şizofreni hastası olduğu rapor edilmiştir.
"TOPLUM İÇİN TEHLİKE ARZ EDİYOR"
Yargılama sonucunda Mahkeme, atılı suçun sanık tarafından işlendiğini sabit bulmakla birlikte, söz konusu rapor nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 32/1. maddesi gereğince sanığın ceza sorumluluğunun bulunmadığına, 57. maddesi gereğince koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbiri uygulanmasına karar vermiştir. İlk derece mahkemesinin kararının istinaf incelemesiyle kesinleşmesine müteakip, hükümlü, 14 Mayıs 2020 tarihinde Elazığ Şehit Fethi Sekin Şehir Hastanesi'ne tedavi amacıyla sevk edilmiştir. Ceza Kanunumuzun 57. maddesinin ikinci fıkrasında; ''Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hakim kararıyla serbest bırakılabilir.'' hükmü yer almaktadır. Söz konusu şahısla ilgili tedavi süreci, şu ana kadar olduğu gibi bundan sonraki aşamalarda da sağlık kurumunun rapor ve değerlendirmeleriyle şekillenecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.