Şehit babası Sabri Teke, oğlunun şehit düştüğü kazaya sebep olan sürücünün tahliyesine tepki gösterdi
Konya'da geçirdiği kaza sonucu şehit olan polis memuru Ali Teke'nin babası Sabri Teke, alkollü sürücü Muhammet Ali Toraman'ın yeniden görülen davada 10 yıl olan cezasının 8 yıla düşürülüp tahliye edilmesine tepki gösterdi. Şehit babası Sabrı Teke, ''Benim oğlum vatanına, milletine 14 yıl hizmet etsin. Sarhoşun biri gelip oğlumu bizden alsın. 1 yıl sonra da elini kolunu sallayarak dışarı çıksın. Böyle adalet olur mu? Biz adalet istiyoruz." dedi.
Kaza, 8 Aralık 2018'de merkez Karatay ilçesi Fetih Caddesi Karakayış Kavşağı'nda meydana geldi. Ölüm vakasına giden polis memuru Yaşar Orman'ın (38) kullandığı 42 DIB 73 plakalı Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekibinin bulunduğu minibüse, Muhammet Ali Toraman (27) yönetimindeki 42 FKG 63 plakalı otomobil çarptı. Çarpmanın şiddetiyle devrilen minibüste evli ve 2 çocuk babası polis memuru Ali Teke (37) şehit olurken, ekip arkadaşları Yaşar Orman ve Mevlüt Boğaz (43) ile otomobil sürücüsü Muhammet Ali Toraman ve yanında bulunan Muazzez Y. (32) yaralandı. Otomobil sürücüsü Toraman, Konya Numune Hastanesi'ndeki tedavisinin ardından 22 Aralık günü çıkarıldığı 3'üncü Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
SÜRÜCÜ ALKOLLÜ ÇIKTI
Hastanede alınan kan örneğinde Toraman'ın 2,79 promil, Muazzez Y.'nin de 2,38 promil alkollü olduğu tespit edildi. Jandarma olay yeri inceleme ekipleri tarafından kaza yerinde yapılan incelemede, kontrollü geçişin olduğu kavşakta geçiş hakkının polis aracının geldiği yöne ait olduğu belirlendi. Bilirkişi raporu ve trafik ekiplerince düzenlenen kaza tespit tutanağında da Toraman 'asli' kusurlu bulundu. Yapılan incelemede Toraman'ın hızının ise 159 kilometre olduğu tespit edildi.
22,5 YILA KADAR HAPİS İSTEMİYLE İDDİANAME HAZIRLANDI
Muhammet Ali Toraman hakkında son 2 yılda 'alkollü araç kullanmak, hız ihlali, yolda makas atmak, kırmızı ışık ihlalleri, emniyet kemersiz araç kullanmak, sürücü belgesini yanında bulundurmamak, modifiyeli araç kullanmak ve hatalı park' gibi ihlallerden işlem yapıldı belirlendi. Toraman hakkında 'bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya sebep olma' suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı.
Konya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede Muhammet Ali Toraman'ın, ifadesinde "Muazzez ile gezmeye çıkmıştık. Bir adet 50'lik viski ve 4 de bira içtik. Kazanın nasıl olduğunu hatırlamıyorum. Alkolün etkisiyle aracı hızlı sürmüş olabilirim. Hakkımdaki suçlamayı bu haliyle kabul edebilirim" dediği belirtildi.
10 YIL HAPİS CEZASI
24 Mayıs 2019 tarihinde görülen karar duruşmasında Muhammet Ali Toraman'a, 'taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçlarından 8 yıl hapis cezası verdi. Ceza, bilinçli taksirle gerçekleştiği gerekçesiyle yarı oranında artırılarak, 12 yıla çıkartıldı. Sanığın mahkemedeki iyi hali göz önüne alınarak 10 yıla indirildi.
Mağdur polislerin avukatları ise cezayı az bularak kararı, Bölge Adliye Mahkemesi'nde temyiz etti. Avukatlar, temyiz dilekçelerinde olayın 'bilinçli taksirle' değil 'olası kastla' meydana geldiğini bu nedenle sanığa 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası verilmesi gerektiğini savundu. Ancak temyiz istemi reddedildi.
YARGITAY CEZAYI ÇOK BULUP, KARARI BOZDU
Bölge Adiye Mahkemesi'nin kararına itiraz üzerine dosya Yargıtay'a taşındı. Yargıtay 12'nci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin Muhammet Ali Toraman'a verdiği 10 yıllık hapis cezasını fazla bularak, kararı bozup, dosyayı yeniden yerel mahkemeye gönderdi. 12'nci Ceza Dairesi, kararı bozma gerekçesi olarak da, "TCK'nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanık asli kusurlu olmakla birlikte, ölen ve yaralanan kişi sayısı, yaralanmaların niteliği, maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşarak teşdidin derecesine yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini kanuna aykırı olup, sanık avukatının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiştir" denildi.
CEZA BU KEZ 8 YILA DÜŞTÜ VE TAHLİYE EDİLDİ
Muhammet Ali Toraman, davanın yeniden aynı yerel mahkemede görülmesi üzerine 7 Mayıs 2020 tarihinde yeniden hakim karşısına çıktı. Savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın 'taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçunu işlediği yapılan yargılama sonucunda sabit olduğunu belirtti. Bunun üzerine suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, sanığın kusur durumu, mağdurlarının yaralarının dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle sanığın 6 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. Eylemin 'bilinçli taksirle' gerçekleştiğinden ceza 1/2 artırılarak 9 yıl 9 aya çıkartıldı. Sanığın sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama surecindeki davranışları, cezanın sanığın üzerindeki olası etkileri göz önüne alınarak cezanın 8 yıl 1 ay 15 güne indirilmesine karar verip, tahliye etti.
KARARA İTİRAZDA BULUNDU
Aile avukatları, daha önce verilen 10 yıl hapis cezasının, 8 yıl 1 ay 15 güne düşürülüp, sanığın tutuklu olduğu süre göz önünde bulundurulup tahliye edilmesi kararına da itiraz bulundu. Bunun üzerine karar yeniden Bölge Adliye Mahkemesi'nde görüşülecek.
'ADALET İSTİYORUZ'
Verilen tahliye kararını üzüntüyle öğrendiklerini belirten baba Sabri Teke, şunları söyledi:
"Oğlum 14 yıl boyunca bu devlete, bu millete hizmet etti. Ha gaza basmışsın, ha tetiğe basmışsın. Arasında bir fark yok. Alkollü bir şekilde gelip, devletin aracına vuruyor, benim oğlum şehit oluyor, arkadaşları da yaralanıyor. Biz adalet istiyoruz. Sen, vur öldür, bir sene yatıp dışarı çık. Böyle adalet olur mu? Yetiştir, büyüt, devletine, milletine görev aşkıyla gece gündüz hizmet etsin, bir sarhoş gelip oğlumu bizden alsın. Sonra da çıkıp elini kolunu sallayarak gezsin. Hiç böyle bir karar verileceği aklımıza gelmezdi. 1 senede çıkınca, benim gecem gündüzüm birbirine girdi.''
Anne Rukiye Teke de, ''Devletimizden adalet istiyoruz.'' dedi.
'2,5 YAŞINDAKİ ÇOCUĞU BABASININ MEZAR TAŞIYLA OYNUYOR'
Abla Derya Öztürk ise bu karardan dönüleceğine inandıklarını belirtti. Kardeşinin karıncayı bile incitmeyen bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Öztürk, şunları söyledi:
"Benim kardeşim bir karıncayı bile incitmezdi. Ellerimizden uçup gitti. O gidince biz ne yapacağımızı bilemedik. O kadar hayat dolu bir insandı ki, öyle bir insan bir daha bu dünyaya gelmez. O öldüğünde 1 yaşında olan çocuğu şimdi ise 2,5 yaşına geldi. Mezarına gidip, 'Baba ben geldim' diyor. Bir taraftan top atıyor, diğer taraftan gidip kendisi tutuyor. Tekrar gelip mezar taşına kendisi top atıyor. Biz Ali'mi şehit eden kişiye verilen cezayı az bulurken, Yargıtay verilen cezayı çok buldu. Biz, 'olası kasttan' ceza verilmesini istedik. Ancak 1 yıldan biraz fazla yatıp şu an dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor. Bu saatten sonra bizim için yaşamak diye bir şey yok. Biz, yarımız toprakta yaşıyoruz. Bunu sadece bu acıyı yaşayan bilir. Biz yarısı musallada yaşayarak hayatını devam ettirebilen insanlarız. Yetkililere sesleniyorum, inşallah bu verilen yanlış karardan bir an önce dönülür. Bizim adaletimizi sağlayın."