Koronavirüs salgını toplumsal travmaya mı yol açtı?

Küresel bir kriz olarak nitelendirilen koronavirüs salgını sonrası, sosyal mesafeyi korumak ve salgının yayılımını önlemek amacıyla, dünyanın birçok ülkesinde bireyler, kendilerini evlere kapattı. Psikolog Perihan Şensoy, bireylerin sosyalliği azalttığı ve kapalı alanlara sığınmak zorunda kaldığı bu dönemde, ne gibi kaygı bozuklukları yaşanacağını ve bunların üstesinden ne tür yöntemlerle gelinebileceğine dair yorumlarını, izleyicilerle paylaştı.

Küresel bir kriz olarak nitelendirilen koronavirüs salgını sonrası, sosyal mesafeyi korumak ve salgının yayılımını önlemek amacıyla, dünyanın birçok ülkesinde bireyler, kendilerini evlere kapattı. Psikolog Perihan Şensoy, bireylerin sosyalliği azalttığı ve kapalı alanlara sığınmak zorunda kaldığı bu dönemde, ne gibi kaygı bozuklukları yaşanacağını ve bunların üstesinden ne tür yöntemlerle gelinebileceğine dair yorumlarını, izleyicilerle paylaştı.

Şensoy, bireylerin içinde bulunduğu depresif süreçte yaşayabilecekleri ruhsal değişimler için şöyle konuştu:

''Hayatımızda deneyimlemediğimiz bir değişiklikle karşı karşıyayız. Kontrol edemediğimiz bu değişiklik karşısında, kendimizi yetersiz hissedip kaygı yaşıyor olmamız gayet normal. Her birey, stresli bir durum karşısında, farklı tepkiler verir. Kişinin sahip olduğu mizaç, o esnadaki duygusal durumu ve geçmiş deneyimleri, bu olaylara nasıl tepki vereceğini belirleyen faktörlerdir.

BU SÜREÇTE, YEME VE UYKU PROBLEMLERİ YAŞANMASI NORMAL
Salgın sürecinde, kişinin, kendisi ve sevdikleriyle ilgili korku ve endişe duyması, bazı yeme ve uyku problemleri yaşaması, konsantrasyon güçlüğü yaşıyor olması ya da sinirlilik ve üzüntü durumu yaşıyor olması, bu süreç içinde gayet normaldir. Hatta bazı kaygı bozukluğu belirtileri de gösterebilir. Yaşanılan tüm bu olağan şeyler, gayet doğal ve patolojik bir anlam taşımamaktadır. Ne zamanki bu duygularımızı, art arda yoğun bir şekilde yaşıyoruz ve işlevselliğimizi olumsuz yönde etkiliyorsa, o zaman bir ruh sağlığı çalışanından destek almamız gerekebilir.''

Bireylerin, içlerine kapandığı bu dönemde, kaygı bozukluklarıyla nasıl başa çıkılması gerektiği hakkında da konuşan Şensoy, şunları söyledi:

''BELİRSİZLİĞİ AZALTIP YETERLİLİĞİ ARTTIRMAK GEREKİYOR''
Kaygı, daha iyi, hızlı bir şekilde, plan ve hazırlık yapmamızı sağlar. Daha hızlı öğrenmemizi ve performansımızın da daha yüksek olmasını sağlar. Kişiler, bu kaygıyla eğer gerçekçi bir güven duygusuna sahiplerse, doğru kaynaktan bilgi akışı sağlanıyorsa ve hastalıkla ilgili yanlış düşünceleri yoksa, bu süreci daha az kaygıyla atlatabilirler. Yine belirsizliği olabildiğince düşürmek ve yeterliliği arttırmak gerekiyor.''

STRESLE BAŞ ETMEK İÇİN BU YÖNTEMLERİ UYGULAYIN
Psikolog Perihan Şensoy, bireylere, gün içinde stres seviyesi yükseldiğinde uygulamaları için birtakım yöntemler de önerdi. ''Bu yöntemlerden ilki, diyaframdan nefes almaktır'' diyen Şensoy, sözlerine şöyle devam etti:

''Karnımızın alt kısmını şişirerek, burnumuzdan 4 saniye nefes alıp 2 saniye içimizde tutup 6 saniyede vererek, diyaframdan sağlıklı bir şekilde nefes almış oluruz.

Yöntemlerimizden biri de dengeleme yöntemidir. Kendinizi, stresli ya da kaygılı hissettiğiniz bir durumda, rahat bir oturma pozisyonuna geçerek, isteğe bağlı olarak da size rahatlatan bir müzik açarak zihninizi dinlendirebilirsiniz. Bu süreçte arkanıza yaslanıp isterseniz gözünüzü kapayarak, size stres ve kaygı yaratmayacak 5 nesne düşünüp aklınızda bunu canlandırmanız gerekiyor. 5 obje ya da nesneyi düşündükten sonra, yine sizde kaygı ve stres oluşturmayacak 5 tane sesi, zihninizde canlandırmanız gerekiyor. Arkasından da yine, kaygı ve stres uyandırmayacak olan 5 tane duyguyu, zihninizde düşünmeniz gerekiyor. Bunu gün içinde yaptığınızda, kaygınızın azaldığını ve rahatladığınızı hissedebilirsiniz.''

ÇOCUKLARDA RUHSAL DEĞİŞİMLER
Okulların tatil edilmesiyle yetişkinlerle birlikte evlere kapanan çocukların ruh sağlığı hakkında da konuşan Şensoy, çocukların bu süreçten olumsuz etkilendiğini ve ''Virüs nedir?'', ''Neden dışarı çıkamıyorum?'' gibi soruları da beraberinde taşıdıklarını anlattı. Şensoy, ebeveynlere, bu süreci iyi yönetmeleri adına, birtakım önerilerde bulundu:

''Çocuklarımızın düşünme biçimleri ve duyguları, yetişkinlerden farklı olduğu için daha kısa ve net açıklamalar yapmak, bu süreçte gerçekten önemli. Anne-baba, çocuğu için doğru olanı yapmak istiyorsa, önce kendi sağlığına dikkat etmeli. Doğru bilgiye, doğru kaynaktan ulaşmalı. Çocuklarımızın, önce ne bildiklerini öğrenerek işe başlayabilirsiniz. Salgın hakkında ne düşünüyor, korona nedir, virüs nedir? Bilgileri doğrultusunda, onların yaşına uygun bir şekilde, kafalarını karıştırmadan, üstüne bilgiler ekleyebilirsiniz.

Ayrıca, çocuğunuz, gün içinde daha agresif ve daha sinirli bir tavır sergiliyorsa, bilin ki bazı şeyleri, tam olarak adlandıramamış ve bu duyguyla baş etmekte zorlanıyordur. Biraz daha fazla vakit geçirip duygusunu anlayıp kendini ifade etmesi için destekleyebilirsiniz.''

VİRÜS, TOPLUMSAL TRAVMAYA MI YOL AÇTI?
Salgının toplumsal boyutları hakkında da konuşan Şensoy, savaş, doğal afetler, ölüm ve ölümcül yaralarda olduğu gibi, salgın hastalıkların da, travmatik bir etki yaratabileceğini söyledi. İşte Şensoy'un sözlerinde dikkat çeken detaylar:

''Bir bireyin sahip olduğu kişilik özellikleri, geçmişi, baş etme düzenekleri, salgın ya da travmatik olay içinde bulunduğu koşullar farklıdır. O yüzden her bireyin, travmatik bir etki yaşayıp yaşamayacağını bilemeyiz. Ama şunu biliriz ki; kişinin, geçmişte bir travmatik yaşam öyküsü, bir ruhsal hastalığı varsa ve salgın ya da travmatik olay sırasında koşulları daha ağırsa, travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilir.''

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.