Dünya tarihini değiştiren kanlı komutan Anofel 52 milyar insanın ölümüne neden oldu

Anofel bir sivrisinektir. Sadece 2018'de 800 binden fazla insanın ölümüne neden olan Anofel, açık ve rüzgarsız havalarda özellikle akşam saatlerinde avlanmaya çıkar.

En büyük silahları uçabilmeleri gibi görünse de, kendilerini daha tehlikeli yapan şey genlerindeki sinsiliktir.

Kanlı komutan Anofel'in 400 ayrı türü bulunuyor. En tehlikelisi ise "falciparum"

Anofel'in orduları tarihin değişmesinde Hitler, Büyük İskender ve Napolyon'dan çok daha büyük rol oynadı.

Sivri sinek olmasaydı dünya çok daha başka bir yer olacaktı.

110 trilyonluk sivri sinek ordusuna karşı, insan nüfusu sadece 7 milyar.

SADECE DİŞİLERİ ISIRIYOR

Söz konusu ordusunun canlıları ısıran savaşçıları sadece dişi askerleri. Bu dişilerin elinde 15 ayrı biyolojik silah bulunuyor.

Bugün bile insanın en büyük düşmanı sivri sinek. Yer yüzünde 108 milyar insan yaşadı ve 52 milyarını sivri sinekler öldürdü.

DARIUS'UN ORDULARINI DİZE GETİRDİ

M.Ö.476 yılında Pers Kralı Darius, dünya nüfusunun yarısı olan 50 milyon insanın bir bölgeye hükmediyordu. Batı'ya doğru ilerleyerek Anadolu, Trakya ve Yunan topraklarını işgale başladığında dünyanın en büyük ordusuna sahipti.

Yunan ordusu Darius'a karşı savaşa kaybediyordu. Darius, Trakya'daki bataklıkta bulunan sivri sineklere ordusunun yüzde 40'ını kaybetti.

Yunan ordusunu Darius'tan kurtaran sivri sinekler daha sonra Sicilya'yı fethetmeye kalkışan Yunan ordusunu da Siraküza önlerinde perişan etti.

NEMRUT'UN ÖLÜMÜNE DE NEDEN OLDU

Rivayete göre Nemrut zalim ve kafirdi. Kendisinin İlah olduğunu iddia ediyordu. Halkının kendisine inanması için zulmediyordu.

İbrahim Aleyhisselâm Nemrut'un bu fesat düzenini bozdu. Nemrut da İbrahim Aleyhisselâm'a kötülük yapmaktan, geri kalmadı. Ona hakaret etti, olmadı ateşe attırdı, ateşin onu yakmadığını görünce, şaşkınlığını yine küfrüyle örtmeye çalıştı.

İbrahim Aleyhisselâm'ın Rabbi ile savaşmak için ordu topladı. Yüz bin asker toplanmıştı. Askerler ovaları tepeleri tutunca, askerlerini savaş düzenine soktu; büyüklenip gururlanarak: "İbrahim'in gök tanrısı şimdi bizim gücümüzü görsün bakalım!" dedi.

O ara bir melek, insan suretinde Nemrut'a gelerek dedi ki: "Ey budala! Bu kadar asker toplamaya ne gerek var? İbrahim'in Rabbi, yarattığı en hakir bir mahlûku ile seni de, askerini de helâk eder!"

Nemrut fena kızdı, ama kibri ve böbürlenmesi artarak devam etti, "Beni bu gün kim yenecekmiş, görelim!" dedi. Allah sivrisinek ordusuna emretti. Koca ordu öyle bir sivrisinek hücumuna uğradı ki, sivrisinekten göz gözü görmüyordu. Askerin yüzlerine, gözlerine üşüşerek sokmaya başladılar. Ordu perişan oldu. Nemrut kaçıp sarayına saklandı ve kapıları, pencereleri sıkı sıkıya kapattı.

Bir ayağı kırık, bir gözü kör bir sivrisinek vardı. Hikmet lisanıyla Allah'a dedi ki: "Ya Rab! Ben gazaya yetişemedim!" Cenâb-ı Hak ona da emretti. O da gitti, Nemrut'un kapısının anahtar deliğinden girip Nemrut'un dizi üstüne kondu. Nemrut onu öldürmek istedi. Sinek uçtu, yüzüne kondu. Nemrut onu yüzünden kovmak istedi, o da uçtu ve burnundan içeri girdi. Beynine doğru yürüdü. Yürüdükçe Nemrut'un beyni dayanılmaz şekilde zonklamaya başladı. Sivrisinek beynine kadar ulaştı ve beynini kemirmeye başladı.

Nemrut imdat çığlıklarıyla ortalığı birbirine katıyor, adamlarına bağırıyor ve yardım istiyordu. Adamlarından bazıları: "Bu nasıl tanrı? Bir sinekle baş edemiyor!" diyorlardı.

Acıya dayanamayan Nemrut, "başıma vurun!" demeye başladı. Başına tokmakla vurdular. Vurdukça ağrısı biraz hafifliyor, sonra yine dayanılmaz oluyordu. Bu defa Nemrut, "Daha hızlı vurun!" diyor, hafif vurana "senin gücün yok mu?" diye kızıyordu.

Böyle iki ay geçtiği rivayet edilir. Nihayet Nemrut, kafasına şiddetli vurdurarak başını parçalattı; sarayında öldü.